Her ne kadar en son yaşananlar, unutulmayacak izler insanın beyninde yer etse de tarihin hafızası; canlığı ile olanları, yaşananları hafızasında kaydeder. Tarihin kayıtları bazen sizi kayıt altına alır, bazen de tarihin kayıtlarına şahit olursunuz.

Sözün başındaki ifade doğrultusunda Diyarbakır’da hafızada kalan ve hala ekran görüntüsü devam eden vakıadan başlayalım. Diyarbakır anneleri, çocuklarını teröristlerden isteyen anneler, Diyarbakır’da çocukları terör tarafından kaçırılan anneler…Aşağı yukarı yazılı ve görsel medya bunları konuşuyor ve yazıyordu. Yani çocukları teröristler tarafından kaçırılan terör mağduru nöbet tutan anneler…

Şimdi tarihe kayıt düşecek çocukları terör tarafından bir şekilde alı konanlarla ilgili son olayları, önemli hadiseleri kronolojik sıralamaya göre ele alalım.

Bundan birkaç yıl önce Diyarbakır Belediyesi önünde kaçırılan çocuklarını isteyen anneler barış süreci ile dağılmışlardı.

Aradan geçen süreçte 22 Ağustos 2019 tarihinde Diyarbakır’da 70 yaşındaki Hacire Akar, 21 yaşındaki oğlu Mehmet Akar’ın dağa kaçırıldığı iddiasıyla Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne giderek kayıp müracaatından sonra HDP Diyarbakır il binasına giderek oğlunun parti binasına girdikten sonra bir daha çıkmadığını ve buradan dağa kaçırıldığını iddia ederek oturma eylemine başladı. Daha sonra Oğluna kavuşan Hacire Akar 24 Ağustos’ta oturma eylemine son verdi.

3 Eylül 2019 adeta dönüm noktası olan önemli bir tarih. Zira Hacire Akar eylemini bitirmeden önce teröristler tarafından alı onan annelere ve ailelere yapmış olduğu çağrı üzerine çocuklarının dağa kaçırıldığını iddia ederek dört ailenin de HDP İl Başkanlığı önünde oturma eylemini yeniden başlatmasına vesile oldu.

6 Eylül 2019 tarihinde duyarlı bir grup vatandaşlarımız tarafından Diyarbakır'daki annelere destek amacıyla "http://www.annelerleberaberiz.com" adlı internet sitesi ile imza kampanyası başlatıldı. Yine bu tarihte PKK tarafından 2015'te kaçırılan emniyet güçlerimiz olan kahraman polis ve asker aileleri de eyleme destek vermeye başladı. Ayrıca bu tarihte ilk defa bir bakan; Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül “Annelerin yanında yer almaya devam edeceğiz. Diyarbakır annesi 'Edi bese (artık yeter)' diyor. Kepenkleri kapatarak annelerin sesini ortadan kaldıramazsınız” dedi.

7 Eylül 2019 tarihinde ilk defa Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, "Diyarbakır'da analar, evlatlarını bölücü örgütün elinden kurtarmak için destansı bir mücadele veriyor" dedi.

8 Eylül 2019 tarihi sanki Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz Darbesi sonrası vatandaşı alana duruş sergileme için yapmış olduğu çağrı gibi bir davetti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da ailelerin HDP önündeki oturma eylemiyle ilgili olarak; "'Cumartesi anneleri' için her cumartesi Galatasaray'a gidenler yok muydu? Sanatçılar, şunlar, bunlar... Peki, cumartesi anneleri' için oraya giden bu sanatçılar, yazarı, çizeri, şimdi Diyarbakır Belediyesi'nin önünde evlatları dağa kaçırılmış annelerin yanına niçin gitmiyor? diye değişik kesimleri destek için Diyarbakır’a davet ediyordu. Daha sonraki süreçte ise nöbete katılan ailelerin sayısı artmaya başladı. Tabii ki Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan ziyaret ve destek çağrısına toplumun değişik kesimlerinden destekler geldi, gelmeye de devam ediyor, ziyaretler de artıyor.

14 Eylül 2019 Cumartesi günü de birçok açıdan önemli ve anlamlı bir tarih. Bu tarih doğru görme, doğru ifade etme, tanı, ziyaret, tedavi-uygulama adına yeni bir süreç. Bugün İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği Genel Başkan, Yönetim Kurulu Üyeleri, İl Temsilcileri ve üyeleri ile Diyarbakır7DA Annelerinin yanındaydı. Yani Başkent, İstanbul, Antalya, komşu iller Elazığ, Batman, Gaziantep, Şanlıurfa ve tabii ki Diyarbakır İl Temsilciliği İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneğinin sloganı ve yapısına uygun bir şekilde Biz Birlikte Güçlüyüz duruşu ile oradaydı. Bu ziyaret beraberinde farkındalıkları, bazı ifadelerin de daha anlamlı bir şekilde ifade edilerek daha farklı anlamlar yüklenmesi, bire bir görüşmelerin yapıldığı, mış gibi, resmin ötesinde samimi ve hasbi bir ziyaret olması açısından kayıtlarda yerin almış ve basın dikkatle takip etmiştir. Daha da önemlisi bazı önyargıların yıkılması adına oldukça önemli olup ses getiren bir ziyareti gerçekleştirdi bu önemli sivil toplum kuruluşu. Dernek Yetkilileri alana gelindiğinde 28 olan çocuklarını teröre kaptıranların sayısı alan çıkışında 33 olmuştu.

22 Ağustos 2019 tarihi itibariyle Hacire Akar ölçü alınırsa bugün nöbetin 33. günü, 3 Eylül 2019 günü nöbetin ilk günü sayıldığında da nöbetin 21. Günü. Nöbet tutan aile sayısı 45. Hacire Akar dışında şu ana kadar da kaçırılan çocuklardan geri dönen, ya da teslim edilen yok.

Umut, ümit, hayal, inanç, dua ile ailelerin gözü yollarda, kulakları gelecek müjdeli bir haberde, kafaları karışık, gönülleri kırık, kalpleri de bir o kadar mahzun…

Ateş düştüğü yeri yakmasın, bana karışmayan yılan bin yaşamasın, bana ne olmasın…

Bir vücudun azaları olmak ve biz birlikte güçlüyüz inancı ile hayırla sonuçlanması, kimden ve nereden gelirse gelsin her türlü terörün kökünün kazılması, bayrağımız altında hiç değilse asgari müşterekler altında birleşmemiz temennisiyle.

Çünkü başka Türkiye yok…