Sosyal medya, haberleşme, iletişim, etkileşim sağlama aracıdır.

Sosyal medya; kişinin internet üzerinden birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımlardır. Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı, ilgilendiği içeriklere, kişilere ulaşabiliyor. Sosyal medyada kurulan değişik platformlarda insanlarla buluşur ve iletişimde bulunur insanlar. Bir bakıma sosyal medya resmi olmayan eğitim yollarından birisidir denilebilir. İnsanlar hikâyelerini ve tecrübelerini sosyal medya yoluyla paylaşmaktadır. Sosyal medya ile yıllarca ulaşamadığınız kişilere ulaşabilirsiniz, kendinizi ifade etme imkânı da bulursunuz. Daha birçok avantajı var sosyal medyanın. Tabii ki dezavantajlarını da unutmamak gerekir sosyal medyanın… Bağımlılık, zaman israfı bunun başında gelmektedir, anti sosyallik, içine kapanıklık, monotonluk, insani ilişkilerden uzak kalmak... Sadece bu kadar mı?

Sosyal medyayı kullanabilmek de aslında bir beceridir, marifettir, hatta bir kültürdür. Sosyal medya ile neredeyse her şey artık bilinir hale geldi.

Bazen bir günün harfiyen hikâyesini görürsünüz sosyal medyada. Bazen yemek kültüründeki paylaşımlarda gözünüz kalır, bazen de bu kültürü öğrenirsiniz. Daha neler neler… Profilinize göre size değer biçenler mi dersiniz, gecenin ilerleyen şekillerindeki mesajlar ve özel paylaşımlar mı dersiniz, zorlanan nezaket sınırları, ihlal edilen kişiliğiniz mi dersiniz. Say say bitmez, daha neler neler...

Bir diğer risk faktörü arkadaş olduğunuz kişilerin sayfasındaki kişinin arkadaşları tarafındaki paylaşımlarınıza müdahale edip sahiplenenleri de unutmamak lazım.

Niyet okuyucuları, kesin hükümlüleri, elindeki mühür ile damgalamaya hazır olanları unutmamak lazım. Bunlar sizin sayfanıza bakıyorlar, güya Sizin hakkınızda bilgi topluyorlar ve sosyal medyadaki beğenilerinizle bile sizin resminizi çizip özgeçmiş hazırlıyorlar. Tabii ki ortaya yalan yanlış toplama bir bilgi çıkabiliyor.

Bir de Sizinle arkadaş olanlar... Bunların da hasbi olanları var, hesabi olanları. Bir yandan Sizinle birlikte olanlar, Size destek olanlar, Sizinle mutlu olanlar, Sizinle yürüyenler var. Diğer yandan da Sizinle arkadaş ama kardeşim dost mu desen, düşman mı desen, adamda tık yok. Fırsat mı bekliyor, kötü niyetli mi, pasif mi, edilgen mi, farkında mı değil bilinmez ama.

Ya arkadaş ücretsiz olan, hiçbir bedel ödenmeyen, cezası olmayan bir beğeni bile neden çok görülüyor ki?

Bakıyorsunuz beğenilmesi gereken bir paylaşımda bile bir sessizlik. Bazen bu da bir fırsat mı kişileri tanıma imkânı mı buluyoruz demekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. En hassas bir hususu birkaç defa beğenme, alakasızlara ise tık tık…

Arkadaş yıllardır bir kere bile olsa sosyal medyada cirit atanlar bir beğenide bile sizi düşünemeyebiliyorlar, onların aleminde yoksunuz. Öyle ya arkadaş iyi şeyleri desteklemiyorsun, fikrini yıllarca arkadaş olup bir kez bile beğenmemişsin. Hani sporda bile bir slogan var ya " uyuyan taraftar istemiyoruz diye. Herkes beğenilerini, arkadaş sayılarını arttırıyorken, şimdi temizlik zamanı diyerek temizliğe başlayarak profilinizdekileri birer birer onar onar silmeye başlıyorsunuz. Bu arkadaşlar da pasif izleyici olmasın, fazla ayakta kalıp yorulmasın, hem gözleri bozulmasın diye bazı arkadaşlara isme bakmadan silme harekâtına hız veriyorsunuz. Eeee rakam ne kadar büyük olsa bile sıfırla çarpılanın değeri sıfır, yani etkisiz elemandır.

Ne demişler ses ver, ya hep; ya hiç. Kimse art niyet aramasın. Ararsa da önce kendisinden başlasın.

Öyle ya robot gibi, ölü gibi durmanın anlamı yok. Beraber yollarda yürünür, beraber yollar aşılır. Ama her şeyden önce güç ve gönül birliği… Kimse öküzün altında buzağı da aramasın. İkiyüzlülüğü de arar olduk ama çok yüzlülük çok seslilik demek değildir.

Eee birçok şeyde de olduğu gibi sosyal medyanın da çoğu zarar, azı karar…