LİMAN BAŞKANLIĞINDAN HEMŞERİ BULUŞMASINA

İnsanı ölümsüzleştiren eserleridir, hizmetleridir, hoş bir sadadır.

Tarih incelendiğinde de kendileri bedenen ölse bile eserleri ile ölmeyenler de hayattayken hizmetlerini insanlara sunarken hep zorluklarla karşılaşmışlardır. Hatta hizmeti alanların keyfi ve nefsi tavırları tahammül edilemez bir hal aldırmıştır.

Hizmeti sunanlarla, eserleri ile ölümsüz ölmezlerle alay edilmiş, dışlanmış, hor görülmüş, bunak, deli muamelesi bile görmüşlerdir. Ayak oyunlarını da varın siz düşünün. Ancak azim, sebat, samimiyet kemiyetten öte keyfiyet hakikatin anlaşılmasına vesile olarak birler etrafındaki ortak bir birler, üç birli yüz on birleri, dört birli döryüz kırkdörtleri ve birler araya gelerek giderek milyonları bulmuştur.

Var olan sıkıntılarımızın, sorunlarımızın çözümlenebilmesi, memlekete, ülkeye, dünyaya, kısaca insanlığa hatta diğer canlılara bile daha güzel hizmet için ölümsüz bir eser bırakmak, çorbada tuz ekme adına da olsa geride kalan bir hoş sada için üç hafta üst üste illa da liman başkanlığı demiştik ve inadına da liman başkanlığı diyoruz.

Öncelikle bu hususta yorumları ile insanda hizmeti okuyabilen gönül kahramanlarına, Perteklikliler vakfına, Ağınlılar Derneğine, İpekyolu Derneğine, hizmetin ne anlama geldiğini manşete taşıyan Günışığına ve Elazığ’ın sorunlarını kendine dert edinen bir noktada sessiz medyanın sesi olan Sayın Murat Kuşçubaşına duyarlılıklarından ve desteklerinden dolayı gönülden en kalbi teşekkürler…
Sevgili Okurlarımız yakinen bilirler. Sekiz yıllık Günışığındaki beraberliğimizde ilk kez bir konuyu bu kadar bireyi hedef almadan genelden özele doğru mülahaza ettiğimizi hatırlıyorum. Ve birinci tekili hiç dillendirmeden…

Halka hizmeti Hakka hizmet ve bu hizmeti de ibadet telakki etme düşüncesiyle ne birilerine yaranama adına hoşnut etme, ne birilerini hedef alma, ne de maddi ve manevi çıkar- beklenti sağlama… diye bir şeyi dert etmeden gelecek endişesi taşıma çıtasında dans etmeyi becerebilme kıvraklığı lügatimizde ve gönlümüzde olmayan bir kavramdır. Ancak konuşan hakikattir.

Doğruyu her kim söylüyorsa doğru doğrudur. Yani güzel, iyi, hoş, hatta mükemmel ama bana ait değil, benim değil. Doğru ama Bana ait değil, O söylediğinden, Bana- fikrime yakın olmadığından… desteklememek ne kadar doğru ve insaflıdır acaba?

Amalar değil midir ki keşke ile başlayan sözcüklere muhtaç eden?

Elbette her insanın yapısı, düşüncesi, fikri, farklıdır ve bu da doğaldır, yaratılışın da gereğidir. Ancak bu ayrılık, gayrilik duyarsızlık neden uçurumlara sebep olsun ki?

Bizim asgari müştereklerimiz yok mu?

Dinimiz, milletimiz, dilimiz, bayrağımız, memleketimiz, vatanımız gibi birlerimiz nasıl görmezlikten gelinebilir ki?

Hem ağaçlar-güller-çiçekler su ister, üstelik ilgi ister. Ağlamayan bebeğe de mama verilmez. İstekler ifade edilmezse sorunlar bir çırpıda çözümlenebilir mi?
Ezberden öte yeni bir hizmet ve cazibe alanıdır liman başkanlığı. Sahi bazı şeyleri anlamaktaki zorluk var ya!

Nice toplantılar, sempozyumlar tanıtımlar, programlar yapılıyor. Tabii ki bir o kadar da zaman, kaynak harcaması ile Söz Sahipleri orada…

Peki liman başkanlığı için konuşması gerekenler, Söz Sahipleri nerede? Dahası liman hizmetleri ve bunun gibi gündemi meşgul eden hizmetlerin İlimize, memleketimize yapılmasında hırsızın suçu kadar olmasa da ev sahibi olarak bizim de suçumuz var herhalde.

Hep diyoruz ya! İnanç, azim, sebat, sabır, samimiyet, defosuz bir hayat, vakur bir şahsiyet ve ibadet anlayışıyla halka hizmeti Hakka hizmet kabul etmek. İşin sırrı galiba burada gizli!

Allah bile Peygamberine anlatmakla mükellef tutmuş, hidayetle değil. Elbette ki dilimizin döndüğü kadarıyla anlatacağız.

En zor şeylerden biri de insana hizmet, insanla uğraşmak değil mi? Olsun. Yeter ki hizmet gerçekleşsin. Gerçekleşecek güzel hizmetlerdeki sendeleyerek düşmedeki hafif acıların, sıyrıkların ne önemi var ki!

Elbette ki karamsar olmamak gerekir. Liman başkanlığı konusunda ve diğer hususlarda lütfen hiç değilse asgari müştereklerde bir araya gelerek biraz daha yüksek ve ritimli havayı yakalamak inanın yeterli olacak liman başkanlığı, Büyükşehir, Kuzova ve diğer sıkıntılarımız için.

En kısa zamanda Elazığ’a teşrif ederek Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki en büyük sivil havaalanının terminal binasının temel atma törenine katılacak Sayın Ulaştırma Bakanımıza bir de şu liman başkanlığını anlatabilsek de bir müjde ile kendimize gelebilsek! Ümitliyiz ve neden olmasın?

Sahi bir de Başkentte başlayan günlere bir de Elazığ Günleri eklense, yaşansa diyorduk ya! İşte bunun belki de ilk provası ve ilk tecrübesi Keçiören’de Hemşeri Buluşması kapsamında Elazığlılar Günleri ve Gecesi bir diğer tanıtım hizmeti.

Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Keçiören Belediyesi Uluslar arası Ramazan Etkinlikleri çerçevesinde ülkeleri ve ulusal düzeyde de on üç ili kapsayan Hemşeri Gün ve Geceleri Programları devam ediyor.

Hemşeri Buluşması kapsamındaki illerden bir tanesi de Elazığ. Bu anlamda Keçiören’de bulunan Elazığ Harputlular Derneği güzel ve model bir örnek sergileyerek Elazığlılar Derneği, Elazığ Kültür Tanıtma Vakfı ile beraber diğer derneklerimizin de desteklerini alarak adeta 2 Eylül ila 7 Eylül arasında Elazığlılar Günü ve 6 Eylül akşamında da Elazığ Gecesi adeta görücüye çıkacak.

Keçiören’de adıyla ve çalışmalarıyla kendinden bahsettiren Elazığ Harputlular Derneğinin Hemşeri buluşmaları kapsamındaki Keçiören Kuyubaşı Fatih Stadındaki Hemşeri Buluşması Elazığ’ın tanıtımı, birlik ve beraberliği, bundan sonra daha büyük hizmetlerdeki birliktelik için, Başkentte Elazığ günleri için, dernek ve vakıflarımızın federasyon ya da konfederasyon çatısı altında toplanması için önemli bir fırsat.

Bugüne kadar Yozgatlılar, Çankırılılar, Çorumlular, Bolular, Karadenizliler… gün ve geceleri dolu dolu geçti. Sivas, Erzurum derken 2 Eylül ila 7 Eylül arası ise Elazığ Günleri ve… Gecesi. Üstelik iller en iyisi adına adeta bir yarış içerisinde. Kısaca yediden yetmişe her yaştan ve her kesimden herkes vardı Hemşeri Buluşmalarında.

Arzumuz ve ümidimiz Elazığ’ın da Hemşeri Buluşmaları kapsamında Elazığ’a- Harput’a yakışır bir şekilde akıllara, gönüllere ve ruha hitap eden bir Elazığ- Harput esintisinin ılgıt ılgıt esintisini Keçiören’de hissederek, iyi bir şekilde temsil edebilmek. Ve bu işi bir Elazığlı ve Elazığ’a yakışır bir şekilde destekleyerek, katkıda ve katılımda bulunmak. Bu tarihleri lütfen not edelim. Önce Ankara’da Elazığlılar Derneğinin İftar programı ve ardından Elazığ hemşeri buluşması.

İşte ezberlerin ötesinde yeni hizmet ve cazibe alanları. Sadece bu kadar mı? Elbette hayır.