Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 386021

  • Toplam         : 3435468

Köşe Yazarı › Yücel CAN › FIRAT, HARPUT YA DA
6226 kez okundu
11/06/2010

Yücel CAN / FIRAT, HARPUT YA DA



FIRAT, HARPUT YA DA HAZAR, ÇAYDA ÇIRA

Harput’u konuşmamak Harput’a değer kaybettirmez. Belli bir süre yazmamak da unutmak, hasıraltı etmek değildir Harput’u. Harput’u her gün konuşmak için haklı gerekçeler vardır. Konuşuldukça tefekkür etmek, ufuklar aleminde mekânsız seyahat etmek, zaman tünelinde medeniyetleri keşfetmektir Harput’u konuşmak.

Harput’u, sadece yıllara inat yaşamaya çalışan evlerin bulunduğu ikamet adresi, tabelalar pusulasında türbe ve tarihi mekânların bulunduğu yerler, belli zamanlarda ibadet edilen mekânlar, mevsim şartlarındaki sayfiye gözüyle bakmak Harput’a haksızlık değil midir?

Harput tarihin canlı bir şahididir, Harput değişik mekânlarda ve zamanlarda yaşayan medeniyetlerin değişik şekillerdeki isimleridir. Dün adı İşuva, Karpata, Karbert, Harputtaş( Harputtavans), Supanı, Suphane, Sofen, Hinzit(Handzit), Zrata, Castellıum, Hısni Ziyat, Hartabırt, Hatr-El Buyut, Alzi, daha şimdilerde kullanılan ismi ile Yukarı Şehir, bugün hala yaşayan ismi ile Harput. Medeniyetler değişik isimlerle anmışlar Harput’u. Bugün de bu eskimez medeniyetlerin ayak izlerini taşıyan kültüre Harput( Elazığ) demiş. Ne fark eder ki?

Ta milattan önce iki binli yıllardan önce yıkılmayan eserler, unutulmayan efsaneler, hakikatler, medeniyetlerin yan yana dizilmiş herkese açık hava müzesi; camilerin, kiliselerin bir arada yaşadığı inanç merkezi, kültürlerin birbirlerine müsamahalı davrandığı farklı ve önemli bir coğrafyadır.

Kişiler ve mekânlar bir veya birkaç yönü ile konuşulur, ama Harput öyle mi?
Çok yönlüdür, konuşulacak şey vardır Harput’ta. Çünkü Harput devasa bir kitaptır. Bu kitapta birçok bilimin aynı zamanda alt başlıkları vardır. Tıp- fen, matematik, sosyal ve kültürel bilimler burada. Tarih, astronomi, fizik, kimya, geometri, biyoloji, antropoloji, sosyoloji, psikoloji, felsefe, mantık, siyaset, politika, kültür, sanat, musiki, edebiyat, turizm, coğrafya, tarım… bilimleri, yani akli ve nakli ilimler ile alt dalları burada yaşıyor.


Hem birçok bilim dalı hala açıklayamamış Arap Baba’yı, beşeri sistemler çözememiş Harput’u. Yani Harput’u konuşmak için çok sebep var çok.
Harput’a sınır çizilemez ve Harputlu olabilmek için illa da Harput’ta doğmak gerekmiyor. Çünkü Harput sınırların ve mekânların ötesinde yaşayan bir kimliktir, kültürdür. Çünkü Harput, muhabbet, şefkat, hürmet, kardeşlik, hakikat, aşk, fedakârlık ocağıdır. Çünkü Harput, insanlığın kemale erdiği hayat mektebidir.


Harput’un her şeyini konuşalım ama Harput’un kimyasının bozulmasına da müsaade etmeyelim.
Elazığ’a vardığımızda hemen ziyaret ettiğimiz, misafirlerimizi ağırladığımız Harput’un eğitim ve kültür yönünü konuşalım. Çünkü Harput’u daha Günışığı’na adım attığımız ilk günlerden beri Kalem, âcizane defaatle ele Harput’u almıştı. Nasıl Harput konuşulmasın ki?
İsmi bile insana heyecan veriyor. Kültürü, eğiti, musiki ile Haza Bir Harput Bey Efendisi hitabıyla farklıdır Harput’u temsil eden Harputlu. Harput medeniyetlerin ilim, irfan ve kültür merkezidir.


Ta Artukoğulları Döneminde 1176 yılında Cami-i Kebir ilk medrese kurulmuş. Harput’ta yirmiye yakın medresenin olduğu rivayetlerde, tarih kayıtlarında mevcuttur. İslam- Türk Kültürünün Anadolu’ya yerleşmesinde ve Doğu’nun da ilim ve kültür adına anılmasında Harput’un unutulmaz hizmetleri olmuştur. Harput, Türkiye gibi bir rol üstlenerek coğrafi konumu itibariyle de Doğu ve Batı Anadolu arasında bir geçiş kapısı olduğundan yabancılar da kendi kültür ve dinlerini Anadolu’ya yaymak için Harput’u tercih etmişler. Yani İslamiyet dışında diğer dinlere ve milletlere mensup olanlar; Gregorion, Protestan, Katolik, Ermeni, Latin ve Amerikalılar da ilim ve kültür adına çalışmalar yapmışlardır. Bu anlamda ilim ve kültürün evrensel boyutu adına “Harput’ta Bir Amerikalı, Amerika’da bir Harputlu” adlı eser ile Fırat Koleji en güzel bir örnektir.


Eğitim ve kültürün beşiği olan Harput, ovaya inildikten sonra 1922 yılında Elazığ’da Elaziz Nafia Fen Mektebi, 1909 yılında Darülharir, Cumhuriyet Döneminde 1967 yılında Elazığ Teknik Okulu, 1975 yılında Elazığ Fırat Üniversitesi bünyesinde Veteriner Fakültesi kurulmuştur. Kurtuluş savaşı dönemlerinde diğer dinlere ve milletlere ait kolej ve okullar ya kapatılmış, ya da ülkelerine taşınmışlardır.

Yani çok önemli özellikleri ve güzellikleri olan Harput evrensel bir boyutta eğitim ve kültürün merkezidir. Bu gün Elazığ, Fırat Üniversitesi ile Üniversite Şehri Unvanını alarak fakülte, yüksekokul, konservatuar ile Elazığ’ın çehresini değiştirerek güzel hizmetlere de imza atmaktadır. Hatta yıllarca ifade edilen ve defaatle Elazığ’ın ihtiyacı olan sosyal hizmetler, sağlık idaresi, eczacılık, diş, ziraat, hukuk gibi bölüm veya fakültelerin açılması ile ilgili olarak son zamanlarda ciddi atımlar atılmaktadır. Bu anlamda Sayın Rektörün kapısının herkese açık olması ve iyi niyeti de gerçekten saygı ve takdirle karşılanacak bir durumdur. Yılarca ifade edilen sosyal hizmetler ve sağlık idaresi ile ilgili bölümlerin açılması da önemli bir adımdır. Ancak bu bölümlerin yine Fırat Üniversitesine yakışır bir şekilde yapılandırılması beklenen bir uygulamadır. Ama…

Bugün birçok ilde ikinci bir üniversite veya vakıf üniversitesi bulunmaktadır. Elazığ birçok alanda bölge şehri olduğu gibi üniversite alanında da bir bölge şehridir. Fırat Üniversitesi gerek kendi bünyesindeki ve kendisine bağlı olan bölümler, gerek yeni açılacak bölümler, gerek daha planlı ve iş birliği içerisinde hareket edebilme ve gerekse teknik bilimlerin daha verimli bir halde hizmet sunması açısından olsun ikinci bir üniversiteye ihtiyaç duymaktadır. Dahası Elazığ ikinci bir üniversiteyi hem de hak ediyor.

Tabi ki Elazığ’da kurulacak ikinci bir üniversitenin özel veya vakıf üniversitesi olması da ayrı bir hareketlilik ve katma değerdir. Elazığ’ı temsil eden Fırat’a arkadaş, Çayda Çıra veya Harput Üniversitesinin açılmasını yıllarca yazarak, dillendirerek arzu ve hayal ettik.

Galiba Harput’u enine-boyuna ele alacak Harput’un eteklerinde veya Doğukent’ten Elazığ’a bakan yüzünde kurulacak ikinci bir üniversite olacak Harput Üniversitesi neden hayalden öte gitmesin, ya da bir başka vakıf üniversitesi Çayda Çıra ismi ile Harput’tan kalan mirası devam ettirmesin ki!

Elazığ ikinci bir üniversiteye hem ihtiyaç duyuyor, hem de hak ediyor. İnanıyoruz Elazığ’da ve Harput’ta iyi şeyler olacak.
yucelcan23@hotmail.cım

Tüm Yazılar için Tıklayınız