Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386063

  • Toplam         : 3437612

Köşe Yazarı › Yücel CAN › Bölgesel Kalkınma
6432 kez okundu
06/10/2009

Yücel CAN / Bölgesel Kalkınma


BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI ve NASRETTİN HOCA

Bölgesel Kalkınma Ajansları kavramları bin dokuzlu yılların ilk yarısında ABD ve Avrupa Ülkelerinde, merkezi hükümetten bağımsız bir idari yapıda sınırları çizilmiş bir bölgenin sosyo-ekonomik koşullarını geliştirme amacıyla kurulmuşlardır. Büyük bir bölümü Avrupa’da olmak üzere, tüm dünyada yüz atmış beş civarında kalkınma ajansı bulunmaktadır.

Türkiye’de ise bin dokuz yüz ellili yıllarda alt yapısı ile başlanılan çalışma 1960’da Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) kurulmasıyla Planlı Dönemlerle Beş Yıllık Kalkınma Planları uygulanmaya başladı. Bölgesel Kalkınma Ajansları konusu ilk kez Türkiye'nin, AB'ye tam üyelik müzakereleri sürecindeki Katılım Ortaklığı Belgesinde orta vadede yapılması gereken işler kapsamında ele alınmıştır. Türkiye 22 Eylül 2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararında, bölgelerin sosyo-ekonomik analizlerinin yapılması, bölgesel politikaların belirlenmesi ve AB Bölgesel İstatistik Sistemi ile karşılaştırılabilir veri tabanı oluşturulması amacıyla ülke genelinde bölge birimleri oluşturulmuştur. Daha sonra yeniden düzenlenen 14 Nisan 2003 tarihinde kabul edilen katılım ortaklığı belgesi doğrultusunda yapılan sınıflandırmada istatistiki bölge birimleri 81 adet il düzeyinde belirlenmiştir. Bölgesel Kalkınma Ajansları bu sınıflandırmada 26 ayrı bölgede kurulacak birimlerdir.

Kalkınma Ajanslarının Türkiye’deki yapılanması ise iki bin altılı yıllara dayanmaktadır. 5449 no’lu “Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun” bu yolda atılan resmi uygulama ve önemli bir karardır. Yani Bölgesel Kalkınma Ajansları Türkiye’nin, AB kapısındaki bir başka adımıdır. Bu anlamda 2007 yılında Türkiye’de, İzmir ve Çukurova (Adana–Mersin) pilot bölge amaçlı kalkınma ajansları kurulmuştu. Önümüzdeki dönemlerde ise ajansların yirmi altı bölgeye yayılması hedeflenmektedir. Ülke gündemini, özellikle bölgeyi ilgilendiren ve giderek tartışma boyutu adeta yarış, iddia haline gelen önemli kalkınma ajanslarından bir tanesi de Elazığ, Bingöl, Tunceli ve Malatya İllerini içerisine alan kalkınma ajansının kurulması ile ilgili tartışmalardır.

Dünya ve Türkiye’deki kalkınma ajanslarının değerlendirilmesinden sonra neden kalkınma ajansları ve neden Elazığ?

Bölgesel kalkınma ajanslarının esas varlık nedenleri tamamen bölgeseldir. Yani bölgesel taleplere göre yatırım programları ile stratejileri belirlemek, girişimciliği desteklemek, altyapı hizmetlerinin sunulmasına yardımcı olarak bölgesel sorunları ve çözüm yollarını da belirlemektir. Bir noktada bölgesel kalkınma ajanslarının amacı belli bir coğrafya ile sınırlı bölgesel sorunları çözmek taleplere karşılık verebilmek ve kalkınmaya yönelik yatırımları gerçekleştirmektir. Daha net bir ifade ile bölgesel kalkınma ajansları coğrafi bir bölgenin kamu gücü ile ekonomik kalkınmayı hedeflemek için bölgede ekonomiyi canlandırmak ve bölgesel yatırımları arttırmaktır.

Kalkınma ajansları bölgenin ekonomik potansiyelinin ortaya çıkarılması için yerel işbirliğin geliştirilmesi ve hedeflerin yerel yönetim anlayışıyla belirlenmesini sağlayıcı çalışmaları bölgesel, yurt içi ve uluslar arası düzeyde yapacak olması da bir başka önemli noktadır.
Peki neden Elazığ?
Köşe yazılarımı takip edenler bilir kalıplaşmış, adeta ezber hale gelmiş, şiir gibi acizane, alçak gönüllü ifadelerim var Elazığ için. Aslında bu ifadeler aynı zamanda neden Elazığ’danın da cevabı niteliğindedir. İşte Elazığ ile ilgili kalıplaşmış bazı ifadeler:

Elazığ; coğrafi yapısı, ulaşım, tarih, kültür, sanat, folklor, tarım ve ticaret abidesi bir il olup adeta yedi iklimi bir arada yaşayan, Avrupa ile Asya arasında bir köprü konumunda bulunan Türkiye gibidir. Elazığ, görevleri ve önemi itibarı ile adeta bir kalp hükmündedir. Dün de Elazığ özel ve güzeldi bugün de. Elazığ’ı konuşacak çok şey var. Çünkü bugünü ve dünü ile Elazığ’ın ömrü tarihin başladığı günlere uzanacak kadar eski, yaşı kadar tecrübeli, özü itibarı ile canlı ve gençtir. Elazığ devasa kültürler abidesidir. Ulaşım, tarım, sanayi, ekonomi gibi alanlarda özellikleri nedeni ile cazibe merkezi, bölge şehri statüsü ile bilinen, jeopolitik öneme sahip birçok medeniyeti içinde barındıran Elazığ’ın ilim ve kültür merkezi, çok kültürlü eğitimin de adeta beşiği olduğu unutulmamalıdır.

Yani Elazığ maziden günümüze kadar gelen özelliklere ve güzelliklere sahip. Elazığ dün de, bugün de özel ve güzel. Yarından da çok ümitli Elazığ. Elazığ birçok alanda bir merkez, cazibe merkezi, Doğu’nun Paris’idir. Dahası da var. Elazığ bir bölge şehridir. Bu unvan da Elazığ için çok eski bir kavramdır. Bugün itibarı ile Elazığ, herkese eşit mesafede bulunan ve merkezde bulunan Bingöl’ün, Tunceli’nin, Malatya’nın kapı komşusudur, penceresidir. Birçok bölge müdürlüğünün merkezi de Elazığ’dadır. Bugün Elazığ’daki hizmetlerden sadece Elazığlılar değil, diğer bölge insanı da faydalanmaktadır. Adeta Elazığ’da bazı mahallelerde bir araya gelen komşu illerin durumu Elazığ’ın bir bölge şehri olduğunun en güzel ispatıdır. Bölge merkezli Elazığ’daki birçok hizmetten sadece Elazığ değil; Bingöl, Tunceli, Diyarbakır, Erzincan, Muş ve Malatya İlleri de faydalanmaktadır. Yani Elazığ sayılan komşu illerimizin merkezinde bulunan bir çekirdektir.

Elazığ bir merkez, bölge şehri… Bölge Kalkınma Ajansının Elazığ’da olması için oluşan bir olumlu hava söz konusudur. Üstelik Elazığ’da sanayi ve ticaret odası tarafından bir arsa tahsisi yapılmış. Bölge Milletvekilleri ve konu ile ilgili yetkililer hükümet düzeyinde ve TOBB ile görüşmüş ve destek almış. Elazığ Valiliği, Elazığ Belediyesi ve Fırat Üniversitesi de bölgesel kalkınma ajansları için iş birliği içerisinde. Unutmamak gerekir ki Elazığ bugün GAP’ın ilk ve en önemli kaynağı, DAP’ın da koordinatörüdür.

Bölgesel Kalkınma Ajansının Elazığ’da kurulması iddia ve tarafgirlikten öte mantığın, ekonomik menfaatlerin, verimli ve etkin hizmetlerin gereğidir. Yani bölgenin, ülkenin maddi ve menfaatinin yolu bu hizmetin Elazığ’da sunulmasıdır.

Şu Nasrettin Hoca yok mu Allah rahmet etsin ölmüş ama yıllar sonra da olsa hemen herkese koşuyor sanki. Dünyanın ortası Akşehir şeklinde Nasrettin Hoca'nın dünyanın ortasıyla ilgili fıkrasını duymayanımız yoktur. Çevreden bir grup insan, Nasrettin Hoca'yı çevirerek; “Hocam, dünyanın ortası neresi acaba? Diye sormuşlar. Hoca beş on adım ilerlemiş bastonunu yere saplayarak işte dünyanın ortası burasıdır demiş. Şaşkın şaşkın bakan kişiler, nasıl olur Hocam demişler! Hoca da inanmasanız ölçün diye cevap vermiş.
Nasrettin Hoca misali bölgesel kalkınma ajansının merkezi ve ortası Elazığ’dır. İnanmayanlar ise ölçsünler. Üstelik bölgesel kalkınma ajansının merkezinin Elazığ olduğunu ölçmek dünyanın merkezini ölçmekten daha kolay değil midir?
yucelcan23@hotmail.com

Tüm Yazılar için Tıklayınız