Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386089

  • Toplam         : 3439142

Köşe Yazarı › Yücel CAN › ÖZÜRDEN ÖTE
5992 kez okundu
01/04/2011

Yücel CAN / ÖZÜRDEN ÖTE



Tarih olayları, kişileri, yer, sebep, sonuçları ile ele alan kayıtlar, tutanaklar, raporlar, adli siciller, özgeçmişleri içeren belgelerdir. Tarih dünden bugüne, yarına ışık tutan adeta bir pusuladır, belgedir. Bir anlamda tarih, hatıra ve hafızalarda zaman geçse de silinmez kayıtlardır, arşivlerdir.

Her şeyin bir tarihi, doğuşu, büyümesi, gelişmesi ve sona ermesi ile ilgili kayıtlar mevcuttur. Öyle ki dün yaşanılan bir kötülüğün veya güzelliğin kalıntıları, izleri, sonuçları yıllarca silinmeyebilir. Dün adına tarihten silinmez öyle izler var ki?

Kim çağların açılmasına vesile olan Fatih’i unutabilir, geçen yıllara yenik düşebilir ki?
Kızılderilileri, zencileri, inancı adına itilip kakılanları, üçüncü dünya ülkelerini, Balkanlardaki- Bosna’daki soykırımı… kim unutabilir ki?

Çanakkale’ye haksızlık hangi insaf ile izah edilebilir ki?

Bir anlamda tarihe yön veren kişileri, yöneticileri, mucitleri… kim inkâr edebilir, unutabilir ki?

İşte yeni bir asır, işte iki binli yıllar ve Süper Gücün Başkanı Oğul Bush. Belki yapılanlar birkaç yıla sığdırılabildi ama yıllarca unutulur mu insan hakları, adalet, eşitlik adına yapılanlar!

Çok kısa da olsa Bush’un birkaç yıla sığdırdığı ama izleri yıllarca silinmeyecek tarihi kayıtları, sicil defterlerini kim yok sayabilir ki?
Amerika’daki 11 Eylül 2001 saldırıları belki de Oğul Bush’un Afrika, Asya, Ortadoğu, bir noktada dünyadaki yapacaklarının gizli bir planıydı. İşte başta Afganistan’da, Irak’ta 11 Eylül bahaneleri doğrultusunda uygulanan kargaşalar ve savaşlar. Oğul Bush’un ülkesini korumak ve ülkeleri özgürleştirmek adına(!) dökülen kan ve gözyaşları…
Bitmedi. Suriye, Lübnan, Filistin, İran, Kuzeydeki- Azerbaycan’daki ve Balkanlardaki zulümler, soykırımlar…
Her kim zerre kadar iyilik veya kötülük işlerse, işlenen hayır veya şerde imzası olursa mesuliyet ona aitse. Irakta, vadideki kıyameti, çatışmasız günlerin geçmediği günlerin, Filistin’deki vahşetin mesuliyeti kime ait, kötülüklerin mimarları, hamisi kim dersiniz?
Özgürlük, hürriyetler adına yapılanlar sadece savaşlarla mı sınırlı kaldı?
İşte Guantanamo Kampıyla, gizli terörle mücadele bahanesi ile insanlık adına utanılacak, sorgulamalar, işkenceler.
Ya Ebu Gureyb Cezaevindeki gariplikler, işkenceler, sonsuz özgürlük adına donsuz özgürlükteki çirkin yüzler, sergilenen utanç tabloları…


Irak’a müdahaledeki bahane Saddam yönetimi ve kitle imha silahlarının bulunması en önemli sebepler değil miydi?
Iraktaki yönetim halledildiğine, soruşturma komisyonunun, savaşın gerekçesi olarak gösterilen kitle imha silahlarının bulunmadığı açıklandığına göre bu kan, gözyaşı niye ki? Yoksa petrolün özgürlüğü (!)tam anlamıyla sağlanamadı mı?
İcraatlar, başarılar sadece bu kadar mı(!) Bush’un rüzgârından kimler nasiplenmedi ki?


Bir zulüm ki herkesi kapsamasın, bir fırtına ki herkesi etkilemesin. Çöken bankalar- ekonomik krizler, küresel ısınma, Katrina Kasırgası karşısındaki keyfilik ve acziyet. Unutulmaması gereken bizi ilgilendiren önemli bir nokta da Kuzey Irak meselesi, terörün Süper Güçler tarafından desteklenmesidir. Doğu ve Güneydoğuyu unutmak mümkün mü?


Aslında Bush her şeyi ve yaptıklarını çok güzel özetliyor; “ABD için bu yöntemler gerekliydi" sözü. Sonuç hüzün ve hüsranla beraber anlamlı bir tepki ve tarih 14 Aralık 2009. Iraklı bir gazetecinin Bağdat`ı ziyaret eden Bush`a fırlattığı ayakkabının dünya ülkeleri tarafından alkışlanması ve destek görmesi de önemli bir kayıttır.


Ve tarih 20 Ocak 2009. ABD’nin en kötü başkanı diye tabir edilen Bush, Beyaz Saray`dan ayrılıyor ama yıllara sığdırdığı kötülükler nasıl silinecek veya tamir edilecek? Özürler bile yapılanlar karşısında anlamsız kalacak. Asıl mesele Bush sonrasında gerçekten insana hak ettiği haklar, itibar, özgürlükler iade edilecek mi?


En azından Dünya Bush’un gidişine seviniyor, Obama’dan da oldukça umutlu. Bir zamanlar Osmanlı’nın hakim olduğu müreffeh topraklar, Asya, Ortadoğu, Balkanlar ve bugünkü tablo itibarı ile Filistin adeta yaşam ve özgürlük mücadelesi veriyor. Değişen dünyada öldürülen insan ve insanlık. Dünya ise Obama’yı merak ediyor ve Obama’dan da ümitli. Ama asıl ümit ise giderek güçlenen bir Türkiye’nin Dünya barışına sağlayacağı katkı ve Türkiye’nin de kendi gücünün farkında olmasıdır. Güçlü bir Türkiye sadece Türkiye’nin değil; Ortadoğu’nun, Balkanların, Asya’nın, Avrupa’nın, hatta Dünyanın karanlık gecelerinin gündüzüdür, barışın teminatıdır, insanlığın onur belgesidir, insanlık adına bir güvencedir, garantidir.


Evet, tarih kayıttır, tutanaktır, sicil belgesidir. Dünü nasıl tarih kayıt altına aldıysa bugün ve bugünden sonra da her şey tarihin merceği ve kaydı altında olacaktır. Asıl mesele insanı ve insanlığı öldürmek, yok etmek değil; insana insan olduğu için gereken değeri, itibarı vermektir. Yani şekilden öte insan olabilmek sıkıntıların çözüm noktası, huzurun adresidir.

TEBRİK: Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyet Başkanlığına seçilen Sayın Eşref Turan’ı ve Başkanlığındaki Yönetim Kurul Üyeliğine seçilen Vehbi Coşkun, Rıdvan Kaya, Zeki Akbıyık, İrfan Arslan, Erol Kara ve Murat Varol’ u tebrik eder, çalışmalarında başarılar dilerim.

Tüm Yazılar için Tıklayınız