Bayramlar, özel günler, tatiller, düğünler, sünnetler, programlar vesiledir memlekete, Elazığ’a gitmek için…
Ayağını sürütmeden, nazlanmadan, adeta bitmeyen saatler sonrası yola çıkmanın sabırsızlığı yok mu?
Birilerini, bir yeri sevmek için sebepler, vesileler vardır. Elazığ’ı sevmenin de. Neden mi?
Bir kere gözünüzü ilk açtığınız, doğduğunuz topraklar, memleketiniz, küçük vatanı aslinizdir Elazığ. Vücudunuzun ve kimliğinizin şekillendiği topraklar, bebekliğinizin güzel kokularının yayıldığı mekânlar, teknolojiye inat çocuk oyunları ile sokaklarda cirit attığınız, bugünkü kimliğinizin ilk basamaklarını şekillendiği yerdir Elazığ.
Özeldir, güzeldir, potansiyellidir, geniş anlamda zengin olduğu kadar, insanlığın gül şehridir Elazığ. Gönül dostlarının Harput Kültürü ile hayat bulduğu ölümsüz topraklardır Elazığ.
Elazığ’ı sevmek için çok sebep ver çok. Bakmayın ben elli yazı içerisinde on yazı ile Elazığ’ı yazmak zorunda kaldığıma. Elazığ’ı, hem öyle kuru kuruya sevmek de karın doyurmuyor artık. Elazığ’ı tanımak, bilmek, yaşamak, bir o kadar da sevgiyi yaşatabilecek hava misali gönülle beraber Elazığ’a ekonomiye de transfer edebilmek sevginin anlamıdır, Elazığ’ı gerçekten sevmektir.
Elbette ki insanlar doğduğu yeri tercih etmede söz sahibi değillerdir. Ancak Türkiye’de, Elazığ’da doğduğum ve bu ailenin evladı olduğum için kendimi şanslı kabul ediyorum. Bir şanstır geçmişi ile övünülen bir tarihin evladı olmak, medeniyetler silsilesi içerisinde yaşayan Harput’un beşiğinden hayata adım atmak, hele hele ismi ile farklı olmak; Gakkoş adı ile o bir Elazığlı diye bilinmek, daha neler neler…
Bu anlamda doğuştan şanslı olmanın bir ifadesidir bu güzel kültürün, şehrin bir ferdi olmak. Tabii ki uzaklarda olsa da gönül birliği ile Elazığ’ı unutmamak bir ayrıcalık ve güzellik. Ama vesilelerle Elazığ’ı yaşamak ise ayrı bir haz ve şans.
Ve Kömürhan Köprüsü Elazığ’ın bir kapısı, penceresi. Tekerrür hafızayı güçlendirmekse bazı konuları yinelemekte fayda var. Bu Köprü tarih sürecinden beri hep Kömürhan olarak bilinilir. Tarihi kayıtlarda; IV. Murat Döneminde, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde de hep Kömürhan Köprüsü olarak bilinir bu köprü. Büyük yazı ile yazılan Kömürhan Köprüsü tabelasının altında küçük yazıları gizlemenin anlamı ne ola ki?
Sevgilileri kavuşturan, özlemlerin ve taleplerin bitiş noktası olan bu köprü ihtiyaca da cevap vermekten zorlanıyor sanki. Geniş yollar karşısında gidiş-gelişe mahkûm bu köprü ikinci bir köprünün varlığını ortaya koyuyor.
Kömürhan Köprüsünün, Elazığ tarafında bir seyir noktasının olmaması da düşündürücü. Bir dinlenme parkı ile de olsa Elazığ tarafı Kömürhan Elazığ Tesisleri ağaçları, akan suyu, dağdaki şelalesi ile bir canlılığın yeni bir görüntüsü olacaktır.
Ve Hankendi ile başlayan Elazığ. Ama tabela neden ta ilerilerde ki?
Elazığ girişindeki yeşillikler, biraz yukarıdaki Misland, mermerli ve çayda çıralı karşılama ve ötesindeki yeşil alanlar Elazığ’ın değiştiğinin işaretlerinin bir gerçeği…
Sevgili Kuşçubaşı’nın güzel yazılarsında trafik lambaları ve yollardan bahsetmesini şimdi daha iyi anlıyorum. Elazığ yeni binaları ile hizmet birimleri ile büyüyor ve güzelleşiyor. Ancak;
Şehir girişindeki yeşilliklerle uyumlu bir şekilde Elazığ’ı ve Harput’u yaşatmak, Elazığ’a ait olan diğer güzellikleri de motiflerle canlandırmak ve bu güzelliği Doğu’dan gelen kavşakta da sürdürmek şehrin vitrininin albenisini değiştirerek bu gelişme Elazığ için bir artı olacaktır.
Trafik ise tam anlamı ile felç. İnanın Büyükşehirlerde bile bu kadar sıkıntı her an yaşanmıyordur herhalde. Elazığ'ın potansiyeli, nüfus yapısı, büyümesi ve gelişmesi dikkate alınarak birçok alanda olduğu gibi özellikle trafik alanında geniş katılımlı ve programlı çalışmalar Elazığ’ın geleceğini rahatlatarak daha modern bir görüntü almasını sağlayacağı unutulmamalıdır. Bu hali ile yaya da, araç da ciddi sıkıntılar yaşıyor. Elazığ’ı tanımak için yetkililerin bir vatandaş gibi Elazığ’ı gezmeleri sorunların yerinde tespiti ile çözümünü de kolaylaştıracaktır.
İşte yeni bir Elazığ doğuyor. Özlediğimiz Elazığ olmasa da Elazığ’da güzel şeyler oluyor artık. Hani hep denilir ya Elazığ; tarih, ilim, kültür, tarım, sanayi, turizm, sağlık merkezi diye. Arzular, istekler bir bir hayata giriyor sanki. İşte Türkiye’nin beyin makinesi Final Dershaneleri ile başlayan dershaneler, milli eğitim bünyesindeki değişik alanlarda öğrenci kabul eden okullar, daha ihtisaslaşan sağlık merkezleri ve hizmetleri, organize sanayi bölgesindeki yatırımlar, özel teşebbüs ve yatırımlar, oteller ve işte farkıyla Misland ve diğerleri…
Elazığ gerçek anlamda özel ve güzel oluyor. Neden olmasın ki farklılığının farkında olursa patentler ve markalar şehridir Elazığ. Hele bir de sizi bağrına basan güzel insanlarının farklılığı da yaşatılırsa bir başkadır Elazığ, Elazığlılık. Bir farklılıktır Gakkoş olmak…
TEBRİK: Fırat Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Fevzi Bingöl ve ekibini, Memur-Sen Elazığ İl Temsilciliğine seçilen Sayın Önal İnaltekin’i hayırlara vesile olacak hizmetlere imza atacağına inanarak, başarılarının devamını dilerim.