Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386082

  • Toplam         : 3438596

Köşe Yazarı › Yücel CAN › KÖMÜRHANDAN HARPUT'UN ÖTESİNE
7699 kez okundu
08/09/2009

Yücel CAN / KÖMÜRHANDAN HARPUT'UN ÖTESİNE


Teknolojinin bütün imkânları sevgiyi, hasreti, özlemi bir nevi giderse de dokunmak, kucaklaşmak, sarılmak, beraber olmak ziyaret etmek bir başka…
Bir tuşla ta uzaklarla iletişim kurulsa da, en sevdiğiniz kişinin görüntüsü ile beraber sesi duyulsa da beraber aynı mekânda olmak, oraları yaşamak, geçmişe uzanmak bir başka…
Üzüntülerin, kırgınlıkların, gönül koymaların, hatta bütün olumsuzlukların, önyargıların ötesindedir beraber olmak, ziyaretlerde bulunmak, yaşamak, yaşadıkça da özlem gidermek. .
Kaygıların, beklentilerin, hatta suni engellemelerin ötesinde ne olursa olsun aşkın ötesinde sevmek, beraber olmak, özlem gidermek, mekânlarla bütünleşerek adeta düne uzanarak gençleşmek bir başkadır.
Âcizane ifade etmek gerekirse şanlı mazinin şanslı torunu, cennet misali bu ülkenin hizmetkâr evladı, atinin ümitvar sevdalısı; onurlu olduğu kadar cömert, asil, zalime sert, mazluma babacan, gönüllerin hoşluğunu ön planda tutan şehri emin, mağlup olması mümkün olmayan Azizler Diyarının, Huzur Adasının, kadirşinas insanlarının güzellikleri içerisinde gönülleri hoş insanların bağrına bastıkları bir Elazığlı, Gakkoş olmanın hep avantajını, farkındalığının mutluğunu yaşamak hakkımda takdir edilen en güzel kader olduğuna inanıyorum.
Eğer kişi geçmişinden utanmıyor, geçmişini ölümsüz miras kabul ediyorsa, memleketi ile gurur duyuyor, memleketine ait olanlar karşısında heyecanları ölmüyorsa, tabiiyeti ile barışıksa işte sağlık, işte, mutluluk, işte zenginlik budur.
Uzaklarda olunsa da ta kalbin derinliklerinde sevgi kurutulmamışsa, memleket sevgisi tatlı bir hüzünle gözlerdeki bir iki damla hayat damarı yüzü ıslatıyorsa kurumaz o ağaçlar, yaşlanmaz o bedenler.
Özel olduğu kadar, aynı zamanda güzel olabilmek bir ayrıcalıktır. Bazı şeyler vardır ki, ölçülemez, tartılamaz. Üstelik tarifinde de zorluk çekilir. Tarih, kültür, memleket, anne- baba ve dost, hemşeri sevgisi gibi…
Bedenler uzaklarda olsa bile ruhları uzaklaştırmamak, ruh ile beraber yaşamak sevginin doruk noktası olsa gerek. Hani bir Büyük Zat’ın şeklen çok sevdiği talebesi ile altı kez görüşmesine rağmen, her gün beraber olduğunu söylemesinin hazzı yaşanmadan nasıl tarif edilebilsin ki?
Ve yol üzerindeki güzellikleri erteleyerek bir an önce Elazığ’a gelebilme adına yedi yüzlerden bir an sıfıra gelebilmenin sabırsızlığı var ya!
Ya Kömürhan Köprüsüne girmeden önce insan kaç yıl ötesine uzanmaz, hayalinde eski Kömürhan Köprüsü nasıl canlanmaz, mırıldanarak da olsa “Kömürhan Köprüsü Harput’a bakar…”türküsü söylenmez mi?
Elazığ’a yakınlaştığının habercisidir Kömürhan Köprüsü. Adeta Elazığ’ın bir penceresi olan Kömürhan Köprüsünü de köprüden geçer gibi geçmek gafletine bir dur demek gerekirse.
Köprü Çıkışında menfur ölüm neticesi ile şehitlerimiz için köprü çıkışında verilen anlamlı küçük bir mola.
Öncelikle ayrılık, gayrılık konularında bu ülke üzerinde oynanan oyunların sadece bir maşası olanların, şeklen insan olan kanlı ellerin, Kınalı Kuzular üzerindeki teröristlerin önceden yola döşediği hainliklerinin bir örneği olan mayının patlatılması sonucu şehit düşen askerler ve onların içerisinde Hemşerimiz Gökhan Kuvat yolculuğumuzun hüzün bulutu oldu. Ey Ölmezler, ruhusunuz şad olsun. Siz ölmediniz, asıl ölen Size bu kötülüğü yapanların ölen insanlıkları, kararan kalpleridir. Yeter artık anneler, babalar ağlamasın; evlatlar boynu bükük, yetim kalmasın.
Kömürhan Köprüsü bir adrestir, rotadır, haritadır, pusuladır. Kömürhan Köprüsü dillere, hafızalara kazılmış Elazığ’ın bir sembolüdür. Kömürhan Köprüsü, Türküsü ile Harput’la özdeştir. Kömürhan Köprüsü Doğunun Batıya, Batının da Doğuya açılan adeta bir kapı hükmündedir. Ancak Kömürhan Köprüsünün kafaları karıştıran çift isimli olmasının anlamı ne ki? Alanlar, mekânlar o yere has olaylarla ve kişilerle anılır. Dolayısıyla Kömürhan Köprüsünün adı kendine mahsustur. Kaldı ki İsmet Paşa Köprüsü denildiğinde kaç kişi bu köprünün Kömürhan Köprüsü olduğunu bilir ki? Üstelik İsmet Paşa’nın yaşatılması ile ilgili birçok yerde ve Komşumuz Malatya’da ölmez hatıralar yaşatılmıyor mu?
Gelelim Kömürhan Köprüsünün kısacık da olsa tarihi seyrine ve neden Kömürhan Köprüsü olduğuna;
Şimdiki haliyle Kömürhan Köprüsü Elazığ-Malatya Karayolunun elli birinci kilometresinde Fırat Nehri üzerinde1983 ila 1986 yılları arasında yapılmıştır. Köprü 28m. boyunda, 11.50 m. genişliğindedir. Orta açıklığı 135 m. kenar açıklıkları da 76’şar m. olmak üzere üç açıklıktan meydana gelen kutu kiriş sistemi ile orta ayakların her iki tarafına da segmentler yan yana getirilerek bağlanarak bir İsveç firması tarafından yapılan bir köprüdür.
Peki, neden Kömürhan Köprüsü?
Baskil İlçesinin Habibuşağı köyündeydi bu köprü. Köprüye adını veren Kömürhan isminin buradan geldiği rivayet edilir. Yeni köprünün yapılması ile eski köprü de tarihi ve anıları ile sular altında. Eski Köprünün yakınındaki dinlenme alanı size eskiyi anlatacak kişilerin anıları ile dolu. Şimdiki hali ile sanki bir seyir noktası gibi.

Tarihi ve önemi itibarı ile Kömürhan Köprüsü…
Tarihin Seyyahı Evliya Çelebinin, IV. Murat'ın Bağdat Seferi'ni anlatırken, ordunun Fırat Nehri'ni zorlukla geçtiğini gören Sultan'ın bir köprü yapılmasını emrettiği, yapılan çalışmalar sonunda da Kömürhan mevkiinin köprü kurmak için en uygun yer olduğu, Fırat Nehri üzerine bir köprü inşası için Dördüncü Sultan Murat zamanında mühendislerin arayıp da en münasip yer diye o vakit buldukları yerin Kömürhan mevkii olduğu, o tarihten üç yüz sene sonra, Cumhuriyet hükümeti tarafından Fırat üzerine yeni köprü kurularak tek gözlü büyük betonarme şeklinde inşa edildiği rivayet edilmektedir.
Yine Evliya Çelebi’nin rivayetiyle “Burası nehrin en dar mahallidir. Burada Fırat Nehri iki yüksek kaya arasından büyük bir gürültü ile akar, gider. Bölge, son derece sarptır; ama emir büyük yerdendir ve çalışmalar hemen başlar. Lâkin yine Evliya Çelebi'nin aktarması ile Sultan Murat “daha evvel ecel köprüsünden geçtiği için” köprü inşası işi de başlamadan bittiği de ifade edilir.
Sultan Murat'ın emrinden üç yüz yıl sonra Cumhuriyet Döneminde ilk Kömürhan Köprüsü nihayet 1937'de bitmiştir. Bu köprü Cumhuriyet Hükümetine 332.400 liraya mal olmuş ve Cumhuriyet ülkesinin şarkını garbına bağlıyan ilk karayolu köprüsü olmuş. Cumhuriyet'in bu denli önemsediği Kömürhan Köprüsü, boğaza adını veren ve Mimar Sinan tarafından eskiden de yapıldığı köprünün, Asya'nın ve hatta dünyanın sayılı tek gözlü büyük köprülerinden birisi olduğu da anlatılmaktadır. Hatta “Boğaziçi Köprüsü İstanbul için neyse, Kömürhan Köprüsü de Doğu Anadolu için odur” ifadesi de yabancı bir anlatım değildir. Yani Kömürhan, Cumhuriyet tarihi için belki de Boğaziçi Köprüsü'nden çok daha önemliymiş. Ancak Kömürhan bölgesi gibi köprü de sular altında kalarak Cumhuriyet Döneminin ikinci köprüsünün yapılması kaçınılmaz olmuş. Şimdiki haliyle de geniş olan yollara rağmen dar olan köprü geliş-gidiş şeklinde ikinci köprüyü bir ihtiyaç hali,ne getirmiş gibi..
Köprüyü geçtikten sonraki yolların ıslahı ile genişleyen alanlar eskiye nazaran oldukça mükemmel. Ancak Elazığ tarafında dinlenme alanları neden Veli Palas’ın sıralanmış meşhur lokantalarına uzak ki?
Veli Palas’tan sonra araç yolları tanıyorcasına adımlarını sınırları zorlarcasına hızla atıyor. Ve tabeladaki sizin bile inanmakta zorlandığınız üç yüz yirmi bin rakamı moralinizi bozuyor. Kendi kendinize neden nüfus tabelaya yansımıyor, neden nüfus ve beyin göçü durdurulamıyor ki diye sorulara cevap aramaktan kendinizi alamıyorsunuz.
Bozuk olan moraliniz bir an Misland, şehir içinin daha yeşil ve güzelliği ile sizleri ilk karşılayan vişne mermeri, çayda çıra eşliği düzliyor.
Elazığ’ın belki de ilk sembolü olan Harput’u, Harput’a ait bir sembolü görmeden şehre ayak basarak gönül hoşluğu ile Elazığ ile yeniden gençleşiyorsunuz sanki.
Özlem bir gerçek, Kömürhan bir kapı, Elazığ da Harput’un bir mirasıdır.

Tüm Yazılar için Tıklayınız