Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386087

  • Toplam         : 3438889

Köşe Yazarı › Yücel CAN › Tarihin Canlı Hafızası
5647 kez okundu
07/04/2009

Yücel CAN / Tarihin Canlı Hafızası


Selçuklu ve sonrasında Osmanlı…
Osmanlı sadece bir imparatorluk mu?
Öyle ya inançlarına duyulan saatlik saygıdan altı yüz yılık bir ömür. Aslında Osmanlı İmparatorluk olarak belki yıkıldı ama, yaptıkları ile tarihin silinmez sahifelerinde hep yer alacak. Öyle bir tarih ki asalet ve insanlığın gül kokusu var tüm bedeninde. Nasıl unutabiliriz ki Osmanlıyı?
Osmanlı’nın, dünün, tarihimin sevdalısıyım. Çünkü benim dünümün İmparatorluğunda, Süper Güç bir devlet olmasında kan, mezalim, soykırım, sömürgecilik, gasp, karanlık sayfalar yoktu yok. Dahası gerçek özgürlük, demokrasi, insan hakları benim dünümde vardı dünümde.
Evet tarih geçmişte yaşanılan olayların canlı bir şahididir. Tarih hayatın başlangıcından itibaren değişik insanların yaşadığı, hafızası geniş olaylarla dolu, hayat damarları ile yeri geldiğinde mutluluk, yeri geldiğinde hüzün emarelerinin içinde yer aldığı değişik kalıplarda bulunan bir bedendir. Tarih bedeninde mazlumların, mahzunların, mağdurların ağlamaları, iniltileri, yakarışları, vaveylaları, firakları, elemleri ve aklın bile tahayyül edemediği azaplarla doludur. Yine aynı şekilde tarih sevgi, inanç, barış, kardeşlik ve inşa ile güzele atılan imzalar kitabesidir. Tarih bedenden öte kalbin güzelliklerini yad eden hayat damarıdır. Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse tarih; insanların, milletlerin kültürleri, yaşayış biçimleri, yaşanılan olaylar hakkında tutulan kayıt örnekleridir.
Tarih; kayıt edilebildiği ölçüde adeta bir tutanak, bir adli sicil kayıt örneği ve sicil özetidir. Bizim sicilimiz temizdir temiz. Bir kıyaslamak gerekirse tarihin süper güçlerini görürler gerçek süperi, medeniyeti. Osmanlı sonrası başta Ortadoğu ve Asya kan ağlıyor kan!
Baksanıza yanı başımızdaki Irak’a. Dünya’nın Süper Gücü, AB’nin önde gelen Patronları ile ta dünyanın neresinden gelip özgürlük, demokrasi için neler yapıyorlar neler. Tecavüzler, katliamlar, gasplar, intiharlar, vahşet nasıl kol geziyor Irak’ta. Ne için? Özgürlük ve demokrasi için!

Yoksa bu demokrasi sadece petrolün, yeraltı zenginliklerinin bulunduğu yerlerde mi geçerli?
Dünyanın bu kahramanları, Süper Güçleri Bulgarların Müslüman Türklere karşı uyguladığı etnik ve kültürel soykırım ile Türkçe eğitim veren okulların kapatıldığı, camilerin yıkıldığı, çocukların sünnet olmasının yasaklandığı, Müslümanların bayramlarını kutlamaları engellendiği, direniş gösterenlerin toplama kamplarına gönderildiği, gösteri yapanlara ateş açıldığı, çok sayıda göstericinin öldürüldüğü ve 360.000 Türk’ün zorunlu olarak Türkiye'ye göç ettirildiği zaman demokrasi neden akıllarına gelmedi dersiniz? Petrol olmadığından hürriyet dersleri verilemedi mi, yoksa bir zihniyetin devam eden politikalarına dolaylı destek mi verildi acaba?

Ya dünyanın gözü önünde cereyan eden Azerbaycan- Hocalıdaki vahşi katliamlardaki insanın kanını dolduran manzaraları kim unutabilir ki?
Soykırım türküsünü ağzına sakız eden Ermenilerin, Azerbaycan topraklarının % 20'si işgal edildiğinde, 1,5 milyon Azeri vatanlarından kovulduğunda, daha dün; 1992 yılında bir gecede Hocalıda 3.000 kişilik kasaba nüfusunun 613'ünün, hunharca katledildiğinde demokrasi ve insan haklarının hangi satırını okuyordunuz ki çığlıklara sessiz laldınız, yoksa çıkar gereği miydi?
Doğu Türkistan'da Çin egemenlinde iki yüz elli yıldır Kızıl Çin rejiminin zulmü altında ezilen milyonlarca Türkistanlı Müslümanların öldürülmesine, Batılı Ülkeler, Süper Güçler, insan hakları ihlalleri karşısında neden kör ve sağırlar? Yoksa tarihten gelen bir kuyruk acısısnın vermiş olduğu hazzı izleyerek mi çifte demokrasiyi uyguluyorlar?
Balkanlar, Kıbrıs, Yunan İsyanı Sırasında Türklere Yapılan Katliamlar, Filistin, Cezayir'deki Fransız Vahşeti, İtalyan İşi ve Ömer Muhtar (İşgal ve Direniş), Ruanda Katliamı ve Batının İnsan Hakları Anlayışı,Endülüs Emevileri ve İspanya baskıları, burnumuzun dibinde toprağı, bedeni ve kalbi ile param parça edilen Irak…
Siz insanlığa yakışmayan çirkinliklerinizi sergilerken aklınızdan ne geçiyordu, hissiyatlarınızı hayvanca tatmin ederken çaresiz o insanlara karşı hangi duyguları besliyordunuz, ruhumuzdaki dehşetin uygulamaya dönen vahşetin bir gerekçesi var mıydı acaba?
Ne kadar özgürlük, insan hakları demokrasi deseniz de hırsla yaşatmaya çalıştığınız Haçlı Zihniyeti ve yüksek çıkarlarınız sizleri insan olmanın erdemine götüremeyecektir. Çünkü Siz hep çifte standart eşiğini aşmamaya özen gösterdiniz, savaşlarda mağlup edemediğinizi hasta adam gözüyle içten vurarak arkadan vurmayı tercih ettiniz. Ve Ortadoğu'yu huzur ve barış içinde yöneten Osmanlı, sonrasın bu toprakları kana boyayarak kaosun bilinçli temsilcisi oldunuz.
Keşifler Katliamların, sömürgenin hep adresi oldu sizin için. Sahi Amerika'nın keşfinde bu kıtada yaşayan yüz milyonun üzerindeki Kızılderililer demokrasinizin neresinde?
1976 yılında Vietnam'dan çekilen Dünyanın Süper Gücü demokrasi adına mı iki buçuk milyon kişiyi öldürdü?
Tarihin ta ilk sahifelerinden beri zulümler, katliamlar. Ne kabarık bozuk bir sicil bu!
Ya Bosna, Srebrenitsa!
İnsanlığın utanç penceresi, dünyanın Süper Güçlerinin çığlıklara sessiz kalması, demokrasi adına petrol olmadığından sindirmeyi, asimileyi kıs kıs gülerek desteklemesi…
Dünyanın hesabını vermekte zorlandığı yakın tarihin en karanlık ve ibret dolu sayfasıdır Bosna Savaşı. Uluslar arası Kızılhaç Örgütü verilerine göre Bosna Hersek'te 200.000 kadarı Boşnak halkı, dünyanın gözü önünde bile bile öldürülmüştür. Bosna kanayan yara, ızdırap, keder…
Zulümler, göçler, esir kampları, işkenceler, tecavüzler, bombalar, kuşatmalar, tahripler, savaş ve ölümler…
Şimdiye kadar bulunan toplu mezarlardan kemiklerine ulaşılan Boşnakların en genç kurbanı 29 günlük bir bebek, en yaşlısı ise 101 yaşındaki kör bir nine.
Boşnak kadınlara ve kız çocuklarına bireysel düzeydeki cinsel sapkınlıklar nedeniyle değil, savaşın genel amacı doğrultusunda verilen talimatlar çerçevesinde sistematik bir şekilde tecavüz edildiğini kaydediyor tarih. Bosna’nın Foça bölgesinde, görevleri sadece Boşnak kadınların ırzına geçmek olan bir Sırp askerî birliğinin var olduğu da yine kayıtlarda mevcut. Ve önce eşlerin, babaların, erkeklerin gözü önünde önce kadınlara tecavüz ediliyor, daha sonra 8.300 Müslüman Boşnak katledilerek, cesetleri parçalanıp iskeletler çıkartılıp bu cesetler krematoryumda yakıldıktan sonra Lahey Mezarlığına gömülüyor. Hamile kalan kadınların çoğu, bu utanç karşısında kendini öldürüyor, intihar ediyor. Yine hamile kalan kadınların bir kısmı bu çocukları doğurmak istemiyor, ya da doğum sonrası sahiplenilmeyen çocuklar yuvalara veriliyor. İğrenç, insanlık adına utanç duyulan yüz kızartıcı manzaralar!
Yok edilen sadece insanlar ve mabetler değil. Asıl yok edilen insanlık. Bu vahşet aynı zamanda II. Dünya Savaşı’ndan sonra meydana gelen en büyük toplu katliamdır Bosna savaşı.
Hey Süperler, Bosna'da binlerce kişi katledilirken, atmış bin kadına tecavüz edilirken, insanlar yurtlarından edilirken, insanlık can çekişirken, binlerce masum çocuk, kadın ve yaşlı katledilirken neredeydiniz acaba? Özgürlük anlayışı petrolünüze ne oldu ki izleme onursuzluğunu gösterdiniz!
Dün oyunlar, sindirmeler farklıydı. Bugünse farklı terör örgütleri, ekonomik ambargolar, soğuk savaşlar, teknoloji savaşları, katliamlar, faili meçhuller, bilişim suçları, daha nice karanlık tablolar, neler neler!
Ağlarım ağlarım atılan çığlıklara kulakları tıkamaya, gönülleri kapamaya, gelinen oyunlarla tefrika ile paramparça olmaya ağlarım. Yanarım yüreğimin içine düşen kora, param parça edilmeye çalışan Ortadoğu ve Asya’ya, birbirine silah çeken ortak birleri unutan kardeşlerin husumetine, Cennet Vatanı bölmeye çalışan baykuşların ekmeğine yağ süren gafillere yanarım.
“Bir olalım, iri olalım diri olalım. Bize bizden gayrı dost yok.” Bine kadar ortak birlerin, müştereklerin sil sile şeklinde yan yana olduğu birlik ve beraberlikte bu hüzün niye!
Rahmetli Mehmet Akif ta bin dokuz yüz on üç yılında sanki bugünü tasvir emiş.

Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize, fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan; kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.
Siz bu davada iken yoksa, iyazen-billah, Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah.
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.
İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti! İşte Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi. yucelcan23@hotmail.com

Tüm Yazılar için Tıklayınız