Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386087

  • Toplam         : 3438908

Köşe Yazarı › Yücel CAN › SİLİNMEZ İZLERE ÖLÜM ENGEL Mİ? BİR ÖRNEK OLARAK ALİ RIZA SEPTİOĞLU…
3290 kez okundu
07/09/2022

Yücel CAN / SİLİNMEZ İZLERE ÖLÜM ENGEL Mİ? BİR ÖRNEK OLARAK ALİ RIZA SEPTİOĞLU…


Kaynaklara bakıldığında önemli gün, haftalar, kutlamalar, doğum- ölüm yıl dönümleri ilgili bilgileri görürüz. Bu bilgilerin arasında belki insana önemsiz gelenler de vardır tabii ki!

Şehitler Günü, Gaziler günü, Çanakkale Zaferi, Milli Bayramlarımız…gibi önemli ve anlamlı günlere olsa olsa bu değerlere karşı çıkanlar hoşnut olmaz. Akla hayale gelmeyen bazı önemli ve anlamlı günlere de dikkat! Bu konuya şimdilik sessiz kalma hakkımızı kullanalım.

Tabii ki kaynaklar, bilgilerin arasından; hatta tarihin sayfalarında doğum ve ölüm yıl dönümleri bir başka öneme sahip!

Öyle ya tarih yazanlar, tarihe yazılanlar, tarihin fark etmedikleri; ya da dikkate almadığı insanlar…

Daha da önemlisi inancı gereği insana, gönle dokunanalar; Allah rızası için muayyen ömrü bedenen ölse de ölümsüzleştirenler… Geçen yıllara; ölüme rağmen hayatta kattığı iyilikler ve karşılığında kazandığı sevap ve gönle dokunduğu için ölmeyenler; ölümsüzler…

Hele Peygamberlerin arkasından gelen şehitlik makamı var ya; işte asıl ölümsüzler yok mu? Ya nasip ya Rabbi…

Varlığından yaka silkerek oh gitti de kurtulduk düşüncesinin ötesinde samimiyetle, sadakatle, hasbiyane yapılan güzellikler, hayata dokunuşlar; hayrı devam eden iyilikler, kan bağı ya da bu bağ dışındaki manevi evlatlar, insanların sürekli faydalanacağı ilimler…silinmez izlerdir, ölümsüz eserlerdir.

İşte bunun için doğum ve ölüm tarihlerinde unutulmayanlar; iyilikleri ile yaşayanlar, yaşatılanlar, birçok alanda hizmetleri ile ölümsüzler var; Merhum Ali Rıza Septioğlu (1913-03.09.2001) gibi…

Göz açınca dünyaya selam verdi. Göz kapayınca hayata veda etti, ama seksen sekiz yıla sığdırılan; ölümle unutulmayan ölümsüz bir ömür, Merhum Ali Rıza Septioğlu…

Tarih olayları yer, kişi ve zaman olarak ele alır: İmkanları, ya da imkansızlıkları da değerlendirme yaparken unutmamak lazım. Çünkü imkanlar içerisindeki bir amaç ile imkansızlıklar içerisindeki amaç doğrultusundaki hedefe varmak aynı olmasa gerek!

Her türlü imkana haiz, üniversite mezunu, konforlu, zengin bir hayat her halde imkansızlıklar, zorluklar, yokluk ve yoksunluklarla dolu bir hayattan daha zordur. Düşünsenize tam teşekküllü ve bir şehir mi, ilçe mi; ilkokul mezunu olmak mı, üniversite ve ötesi mi? Başka, başka, say say bitmez!

Bir de Merhum Merhum Ali Rıza Septioğlu’nu aslında önce iki döneme ayırarak ele almak daha doğru olur. İlk dönemi siyaset öncesi ticaretle iştigal ettiği dönem ki kendi ifadesiyle ticaretteki maddi kazancı siyasete girdikten sonraki kazancından daha iyi imiş. Bu dönem üzerinde pek durmadan asıl Kendisi, Elâzığ, Türkiye ve genel bir bakış için ikinci dönem olan siyaset, politika dönemine bir bakalım.

Milletvekili Ali Rıza Septioğlu ismini duyardık; anlatılırdı da. Ama işin içerisinde olmak, gelişmelere yakın ve yakin olmak bir başka anlamlı ve güzel.

Çocukluğumdan beri siyasete, politikaya, sosyal hayata olan ilgimden ve duyarlılığımdan kaynaklanmış olacak ki lisede hız kazanmaya başlayan bu süreç benim için üniversiteyi kazandığım ilk günden itibaren TBMM ile sıcak temas başlamıştı.

Devlet memuru olarak kazandığım üniversite için 1987 yılındaki genel seçimler sonrasındaki TBMM 18. Dönem Elazığ Milletvekillerinden Sayın; Nizamettin Özdoğan, Mehmet Tahir Şaşmaz, Ali Rıza Septioğlu, Ahmet Küçükel ile TBMM’de bizzat görüşmüş; ama sonuç olumlu sonuç alamamıştım.

1991 yılı genel seçimlerinden sonraki TBMM 19. Dönemde Elazığ Milletvekillerinden Sayın; Ali Rıza Septioğlu, Ahmet Küçükel ile daha yakın görüşmelerimiz oluyordu ki bir dönem Sayın Ahmet Küçükel’in hastanesinde üniversite öğrencisi iken geceleri çalışırken gündüzleri de üniversiteye devam ediyordum. Sayın Tuncay Şekercioğlu ile de görüştüğümüz zamanlar oldu. Sayın Ahmet Cemil Tunç Milletvekilimiz ile lisedeki öğrenci yıllarından başlayan görüşmelerimiz ise sekte vurmadan devam etti.

1995 yılı genel seçimleri sonrasındaki TBMM 20. Dönemi benim için çok ayrı bir döneme sahip! Bu dönemde TBMM’de Elazığ RP Milletvekili Sayın Ömer Naimi Barım’a Milletvekili Danışmanı olarak görev vermeye başladım. Bu dönemde Merhum Ali Rıza Septioğlu TBMM’de görev yapmıyordu. Bu dönemde Sayın; Ömer Naimi Barım, Ahmet Cemil Tunç, Mehmet Ağar, Hasan Belhan, Mustafa Cihan Paçacı TBMM'de Elazığ Milletvekili olarak görev yaptı ve Kendileri ile Milletvekili Danışmanı olmamız nedeniyle görüşmelerimiz oluyordu.

1999 yılı genel seçimleri sonrasındaki TBMM 21. Dönemde Elazığ FP Milletvekili Sayın Prof. Dr. Latif Öztek’e Milletvekili Danışmanlığı yaptığım dönemde Sayın; Ali Rıza Septioğlu, Ahmet Cemil Tunç, Mehmet Ağar, Mustafa Gül Kendileri ile görüştüğümüz milletvekillerimizdi.

TBMM 22., 23., 24., dönemlerde ise TBMM’de Sayın; Öner Ergenç Siirt Milletvekili Sokakta kalan ve Yaşayan Çocukların Sorunlarını ve Çözüm Yollarını Araştırma Komisyon Başkanımıza Milletvekili Danışmanlığı ile birlikte Komisyon uzmanı; Van Milletvekilimiz Kayhan Türkmenoğlu’na Milletvekili Danışmanlığı, Malatya Milletvekili ve TBMM İdare amiri Ömer Faruk Öz’e basın danışmanı olarak görev yaptım. Yani TBMM’de 1996 yılından 2010 yılına kadar Ana Muhalefet, İktidar, Muhalefet dönemlerinde milletvekili danışmanlığı, basın danışmanlığı, araştırma komisyon uzmanlığı gibi siyasi görevlerde bulundum.

Merhum Ali Rıza Septioğlu… Palu Belediye Başkanlığından başlayan ticaret gibi çekirdekten yetişen siyasi hayatın ilk döneminin başlangıcından Milletvekilliği (beş dönem), Devlet Bakanlığı ve iki defa en yaşlı sıfatı ile TBMM Başkanlığı…

Küçümsemek için değil; takdir etmek, örnek göstermek için bir milletvekili düşünün ki bağımsız; tek başına, bir milletvekili düşünün ki kilit rol oynuyor, bir milletvekili düşünün ki tek başına bir genel başkan gibi, bir milletvekili düşünün ki devlet bakanı, bir milletvekili- bakan düşünün ki yatırımlar ile birlikte kadro kuruyor, bir milletvekili- bakan düşünün ki iline- memleketindeki üniversiteye çivi çakıyor, bir milletvekili-bakan düşünün ki insanlar kendisine ulaşabiliyor…

Öyle ya yukarıdaki ifadelerimiz, kanaatlerimiz ile birlikte bir de Merhumu TBMM’de 18.Dönem sonrasındaki TBMM’de makamlarına uğradığımız, ziyaret ettiğimiz gözlemlerimiz, düşüncelerimiz doğrultusunda ele alalım. Merhum Ali Rıza Septioğlu’nu nasıl gördük, nasıl biliriz, Merhum hakkında neler söyleriz?

Bir kere kapısı hep açıktı, asık ve sert suratlı değildi, insana bakarak dinler ve değer verirdi, bugün git yarın gel demezdi, iş kimin ile ise hemen arardı, insanı bozmazdı, kibirli değildi, insanı rencide etmezdi, ikramperverdi, cömertti, ses tonunu yükseltmezdi, espri yönü çok yüksek nüktedan bir kişiliğe sahipti. Namazını ihmal etmezdi, Şafii olduğu için abdesti bozulmasın diye bayanlarla tokalaşmazdı, duruşu olan bir insandı…

Özele inmek gerekirse; …Birgün makamındaydık inanın ev mutfağa kadar dolu aile fertleri birbirimizi göremiyoruz… Bir bayan eline gidip hürmeten elini öpmeye çalıştı galiba kış mevsimiydi kızım ne yapıyorsun abdestim gidecek dedi… Bir genel müdürü arayarak caminin ilk safını doldurma gösteriş sevabınızdan da daha öte evleneceklere yardımcı olmak, tayinlerin yapmak daha önemli, bak beni tanıyorsun beni oraya getirme… Koalisyon döneminde iktidar ortağına bizzat gidip olsun ya da olmasın atamada ısrarcı olması… Halkla ilişkiler binasında Elazığlılar birbirlerine Şıh’ımız da hasta olmuş kime karnımızı doyurmaya gidelim…

Daha onlarca anlatılacak o kadar husus, hikâye, yaşanmışlıklar var ki!

Hele TBMM en yaşlı milletvekili sıfatı ile TBMM Başkanı olarak görev yapması yok mu? İşte o zaman oradayım. Tek cümle ile iyi bir örnek idareci, teröre sıfır toleranslı, vakur, inançlara saygılı, hakkıyla görevini ifa eden bir bilge idi, liderdi, gönül insanıydı.

İnsana dokunmayan, kalbe dokunmayan, hayata dokunmayan içi dolu dolu da olsa bir özgeçmiş çok anlam ifade eder mi ki?

Tüm Yazılar için Tıklayınız