Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 377570

  • Toplam         : 3400873

Köşe Yazarı › Dr. Ahmet Naci DİLEK › Halkın Spora Yönlendirilmesi ve Spor Kültürü
12027 kez okundu
13/10/2021

Dr. Ahmet Naci DİLEK / Halkın Spora Yönlendirilmesi ve Spor Kültürü


Spor Bilimleri Fakültesindeki dersler esnasında sorduğum ve öğrencilerden de yeterince doğru bir bakış açısı ile doğru cevap alamadığım ‘’toplumda spor kültürünü nasıl oluşturacağız’’ sorusuna, genel itibari ile medya ile veya sürekli propaganda ile cevaplarını almaktayım. Oysaki herhangi bir kültürün oluşmasının yegane yolu o kültürü yaşamak, içselleştirmek, özümsemek ile olacağı açık ve nettir. Dolayısıyla spor kültürünün oluşması ve gelişmesi için bütünüyle de olmasa (gönül tüm toplumun yapmasını ister) toplumun büyük bir çoğunluğunun spor yapması gereklidir ki bu durumda spor kültürünün oluşmasını sağlayacaktır.

Buradan tekrar konu başlığımızın birinci bölümü olan halkın spora yönlendirilmesi konusuna dönelim. İnsan sağlığı, toplum sağlığı, insan ve toplum psikolojisinin olumlu yönde oluşturulması, sağlık sektörünün rahatlaması, ekonomik kazanımlar, eğitimli, uyumlu ve fleksibl bakışlı, üretken bir toplumun oluşturulması gibi daha sayamadığımız bir çok alanda sporun en temel konulardan bir tanesi olduğu aslında bilinen ve fakat sporu uygulama ve spora yönlendirmede büyük eksikliklerimizin olduğu bir alandır.

Takdir edersiniz ki sporun her branşının ve yapıldığı her seviyenin insanların temel ihtiyaçlarından bir tanesi ve yer yer en önemlisi olduğu tezini işlemesi gereken güç devlet gücüdür. Anayasadan başlayarak, farklı kanun ve yönetmeliklerle, farklı devlet kurumlarının yaptığı organizasyonlar ve teşvikler ile, özellikle eğitim sisteminin içerisine yerleştirilerek, gençlik ve spor bakanlığının organizasyonları ile sporun/egzersizin insanın sağlıklı bir birey olarak hayatta kalmasında ne kadar önemli olduğu tezi sistematik çalışmalarla işlenmelidir. Anayasanın 58 ve 59.maddelerinde gençlik ve spordan bahsedilerek gençlerin korunması ve spora/egzersize teşvik edilmeleri belirtilmektedir, bunun yanında eğitim bakanlığı ve gençlik ve spor bakanlığının da çalışmalarında gençliğin performans veya rekreatif, sağlık için spora/egzersize yönlendirilmeleri ile ilgili çalışmaları olduğunu bilmekteyiz.

Ancak sadece devletin yönlendirmesi ile oluşabilecek bir konu olmadığını da bilmekteyiz. Evet devlet özellikle okul öncesi dönemle başlayıp, okul dönemi ile daha da üstüne koyarak ve elindeki tesis ve eğitimli insanlarını da kullanarak, insanların sağlık için spora yönlendirilmesini sağlamak durumundadır ve hatta bazıları açısından demokratik ve insan haklarına uygun görülmesede zorunlu hale getirmelidir. Tabi burada faşizan bir yaklaşımla ve tamamen insanların insiyatifleri dışında yapılsın anlamı çıkarılmamalıdır.

Ancak diğer taraftan özellikle anaokul ve ilkokul döneminde ki çocukların rahat bir şekilde spora/egzersize yönlendirilmeleri farklı pedağojik ve psikolojik yöntemler kullanılarak başarılmalıdır. Özellikle küçük çocuklara, oyun kültürünün içerisine yerleştirilen ve hayat boyu yapabileceği spor/egzersiz çalışmalarını yapması sağlanmalıdır. Bu sayede onların fiziksel, zihinsel, psikolojik, sosyal gelişimlerine hayat boyu sunulan çok önemli ve büyük bir katkı olacaktır.

Tüm bunlar yapılırken özellikle savunma sporları, yüzme, atletizm ve temel düzeyde jimnastik/cimnastik branşları hedef olarak seçilmelidir. Belirli bir yaştan sonra branşlaşmalar elbette kaçınılmazdır. Fakat yukarıda bahsi geçen branşların temel seviyede de olsa insanlar tarafından yapılması teşvik edilmeli, sağlanmalıdır. Savunma sporlarına özel bir parantez açmak istiyorum, aslında toplumda tüm bireylerin hayatın herhangi bir merhalesinde ihtiyaçları olan bir alandır.

Savunma sporları sayesinde insanlar sağlıklı bir vücut yapısına kavuşurken, psikolojik bağlamda da hayat boyu kendilerine gerekli olan kazanımlar elde edeceklerdir. Savunma sporları sayesinde öncelikle özgüvenleri artacaktır, yere sağlam ve emin olarak basmayı öğrenecekler, cesaret ve her zaman ihtiyaç duyulan savunma mekanizmalarını geliştirecekler ve bu durum onların ruhsal sağlıklarına katkıda bulunduğu gibi karakterli bireyler olarak hayatın içinde de kendilerine yer bulmalarını sağlayacaktır. Zira bu sporlar sayesinde disiplinli, düzenli, saygılı ve vefalı olmayı özellikle savunma sporlarının doğasından ötürü kavrayacaklardır.

İnsan doğası gereği ve yaşamış olduğu toplumun kültürel kodlarından etkilenerek saldırgan davranışlar da bulunmaktadır. Bu saldırganlığa karşı savunma sporları sayesinde alınan eğitimle karşı koymasını öğrenecekler, kendilerini korumayı, saldırıyı bertaraf etmeyi öğrenecekler, yine aldıkları eğitim sayesinde sokağa daha güvenli çıkarak ruh hallerini güçlü tutmayı başaracaklardır. Özellikle günümüzde yaşanılan birçok saldırıya karşı her bireyin savunma sporlarını öğrenmesi durumunda saldırganlık oranlarınında düşeceğini kestirmemiz zor bir tahmin olmasa gerektir.

Bununla birlikte özellikle yüzme sporu hayatın bir parçası olarak insanlara öğretilmelidir, yeryüzünün yaklaşık %70’inin sularla kaplı olduğu düşünüldüğünde durum açıktır. Ayrıca insanımızın sık sık suda boğulmalarla hayat kaybettiğini düşündüğümüzde Yüzme sporunun olmazsa olmazlar arasında bulunması gerekmektedir.

Atletizm ise tüm sporların anasıdır ve onsuz olmaz, insanın sağlıklı bir hayat sürmesinde önemli etkiye sahip ve çok çeşitli branşlara sahip olan atletizmin toplumun her kesimi tarafından uygulanması sağlanmalıdır. Bireylerin genel ve özel kondisyona sahip olmalarını sağlayan atletizm, ayrıca tüm branşların sağlam temellerinin atılmasında da önemli katkılar sunan bir branş olma özelliğine sahiptir.

Vücudun estetik, atletik, çevik ve esnek bir yapıda olmasının koşullarından bir tanesi olan jimnastik/cimnastikte yine olmaz ise olmaz olan sporlar arasında kendisine yer bulmaktadır.. Bireyleri küçük yaştan itibaren esnek bir vücuda kavuşturan ve aynı zamanda güçlü, çevik olmalarını sağlayan bu sporun, diğer sporlarda başarılı olmanın temellerini atması anlamında ne kadar önemli olduğunu bilmek için müneccim olmaya gerek yoktur sanırım.

İnsan vücudu yaratılış itibari ile hareket etmeye ayarlanmış ve yeterince hareket edilmediğinde; kalp damar hastalıkları, bel problemleri, psikolojik sorunlar, eklem problemleri, obezite sorunları, tüm hastalıkların temel nedenlerinden olan ve organizmanın tüm düzenini bozabilen stres sorunları, hipertansiyon sorunları, şeker hastalığına yakalanma riskleri, alzaymır rsiki, kemik erimesi, kas ağrıları, yaşlanma sorunu, depresyon sorunuları, özellikle günümüzün en büyük problemlerinden olan ve hepimizin bir şekilde içinde olduğumuz teknolojinin getirmiş olduğu farklı sağlık sorunlarının önüne geçilmesinde sporun/egzersizin ne kadar mühim ve vazgeçilmez bir alan olduğu tüm hücrelerimize işlemiş bir biçimde hissederek kabul edip bu konunun insanların önemli gündemlerinden bir tanesi olması sağlanmalıdır.

Yukarıda saydıklarımızı icra ettiğimizi düşünelim, temel sporlardan başlayarak halkı spora/egzersize yönlendirdiğimizde o insanlar uyku düzenlerinden, beslenme alışkanlıklarına, sosyal alışkanlıklarından, günlük yaşam alışkanlıklarına kadar hayatlarında köklü değişimler olacaktır ve bu değişimler insanların yaşam biçimi haline dönüşecektir. Yaşam biçimi haline dönüşmesi toplumda kültür dediğimiz kavramı oluşturacaktır. Zaten gerekli olan durumda budur. Zira toplumun oluşan bu kültür sayesinde; bizimde yazı başlığımıza konu olan spor kültürünü gerçekleştirdiğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Spor kültürünün oluşmasının temeli bireylerin spor/egzersiz yapmaları ve bu uygulamaların getirdiği hayat tarzını benimsemeleridir.

Son olarak ifade etmeliyim ki, halkın spora teşvik edilmesi, sporun uygulanması için gerekli fiziksel, zihinsel, psikolojik, sosyal, ekonomik şartların sağlanması; zaman içinde spor ve egzersize yönelmiş bu topluluğun içinden ileri düzeyde ve elit sporu başarabilecek nice insanlar çıkacaktır. Önemli olan öncelikle niceliğe yoğunlaşıp bütünsel anlamda sağlıklı toplumu oluşturmaktır ve bu nicelik içinden niteliğin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Aksi takdirde sadece performans sporuna yoğunlaşmak; hem yeterli yetenekli sporcuların bulunmasını sağlamayacak ve halkın her kesimine yayılmayan bir spor olgusu olacak ve hemde tabana yayılmayan spor/egzersiz gerçeği nitelikli performans sporu yapamayan ve ülkemizi uluslararası arenada temsil edemeyen nesilleri ortaya çıkaracaktır.

Tüm Yazılar için Tıklayınız