Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 4

  • Kişisel           : 386100

  • Toplam         : 3440066

Köşe Yazarı › Yücel CAN › NEREDE KALMIŞTIK ?
2684 kez okundu
09/08/2019

Yücel CAN / NEREDE KALMIŞTIK ?


Sahi nereden başlansa, o kadar efkarı umumiyeden, ahvali tercümanı halden, müruru zamanda kainatta o kadar hadiseler oldu ki, şu Fani hangisinden başlasa ki!

Yıl iki bin iki, aylardan haziran. Kalem birçok ilk ile Günışığı’nda yürüyordu. Dile kolay tam on altı yıl hayatın şiarı olan samimiyet, sadakat, vefa, güven, muhabbet, gayret ilk defa bu kadar uzun sürüyordu bu ayrılık, bu hasret. Dile kolay takriben on aya yakın olan ayrılık ne kadar da uzun gelmişdi. Gecen yıl iki hazirandan beri Kalem sizden, Günışığından ayrı…

Sanki yıllar sürmüştü bu özlem. Öyle ya o kadar hadiseler oldu, en azından bu sürede nice canlar anne karnında hayat bularak hayata merhaba dedi. Sakın ha kızmak, üşenmek, küsmek olarak algılanmasın Kalemin intizarı, isyandan uzak nidası, sessiz çığlık…

Kerem-Aslısız, Ferhat- Şirinsiz, insan; havasız, topraksız… Kalem, Sizsiz yaşayabilir miydi hiç?

İnsan hiç aç, susuz, havasız yaşayabilir mi, fıtrata ve tıbba aykırı değil mi? Bunlar hiç olmadan hayat olmaz k!

Peki hayatta tek ihtiyaç bunlar mıdır? Yok… Barınma, sağlık, savunma, güvenlik, eğitim bu da yetmez elbette.

Gelin sağlığın tanımını hatırlayalım. Kişinin biyolojik, fizyolojik, psikolojik, ekolojik, sosyolojik ve ekonomik yönden tam bir iyilik hali. Yani yukarıdakilere bunları ve bunun gibi çok şeyi ekleyin.

Ha karnı tok da olsa bir çocuğun en çok sevdiği oyuncağı elinden alınır mı? İşte o küçücük çocuğun vakur direnişi çığlıkları, bazen de içe dönük hüzünleri!

Evet tarih kılıçla da yazılır, kalemle de. Tarih kanla da yazılır, mürekkeple de, bazen ikisi karışabilir de.

Tarihi kılıçla yazanların Kalemleri ihmal etmediği kayıtlarda, arşivlerde mevcuttur. Dahası tarihe kılıç ve kalem ile not düşenler zihinlerinde, kalplerinde, gönül iklimlerinde de tarihi ve hayati bu tür hadiseleri adeta canlı tutarlar, bazen kendilerine rehber de alırlar.

Hatta tarihe kılıçla not düşüp Kalemi ihmal etmeyenler hayırla hatırlanır. Fatih Sultan Mehmet Han, Kalem’e birçok yön ile güzel bir örnektir. Sadece kılıç ile hareket edenlerin heybeti kin, heybet, enaniyet ve şöhretle dolu olanlar Kalem’i ihmal ettiklerinden adeta tarihi lekelemişlerdir. Timur, Moğollar gibi, emperyalist batının Abd’nin, İsrail’in… onlarca izleri ile tarihe kötü kayıt düşenler de hayırla anılmaz, hatta nefretle hatırlanırlar. Bunlar tarihin adeta kara lekeleridir.

Silinmeyen tarih yaprakları tozlanmasa da muayyen bir zamanda hoş bir sada ile bedenen kişi ölse de ölümsüz eserlerle yıllara inat gönüllerde yaşayan kahramanları ve isimsiz kahramanları da unutmamak lazım.

Doğumla başlayan dünya hayatının dünyadaki rakam olarak karşılığı her ne olursa olsun önemli olan çok uzun olan uzun yılların boş geçmemesi, fayda ve hayırla ekonominin tanımı gibi kıt imkanlarla en iyi halde bulunmaktır. Bazen sınırlı bir süre dahi insanın beraatına vesile olmaz mı?

Günışığına hasret, inadına illa da hasletler, kışın en sert hava şartlarındaki kardelenin, her şartta ve zeminde vakur olan bir hayatın tarihindeki Ölmez Temsillerin Numunesinin mazerete hiç ama hiç ihtimal var mı ha! Hele hele Ebu Cehiller kıtaları dolaşıyorken, Şeytan değişik kılıflarla kendini meşru göstermeye çalışıyorken, güçlülük ve zorbalık kendini adalet diye takdim ediyorken, zulüm idarenin adı oluyorken, şahsiyetsizlik resmi hüviyet kazanıyorken…

Karşıda müthiş bir yangın içerisinde tutuşan ciğerparelerimiz, evlatlarımız yanıyorken, ortada insan gibi kutsal bir varlığa hizmet söz konusuyken takılan çelmelerdeki düşmelerin ne önemi var ki. Hayatın doğruluğu, iyiliği, güzelliği, estetiği, anlamı, değerleri varken bencilliğin sınır tanımaz neyime lazım tavırlarına aşk, muhabbet, şefkat, hürmet, sevgi, saygı, adalet, samimiyet, vefa gibi olmazsa olmazların feda edilmesi hangi insafla izah edilebilir ki?

Durmak, sürgün, nadas bazen tecdittir, yeniden neşvü nemadır. Bazen bu anlamda hayat dönemlere ayrılır. Göz kapatmakla hakikat yok olmaz, kişi kendi dünyasını karartır.

Şimdi bahar ile yeniden bir başlangıç ve ikinci dönemle Günışığ ile vira Bismillah…

Nerede kalmıştık?

Tüm Yazılar için Tıklayınız