Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386121

  • Toplam         : 3440654

Köşe Yazarı › Yücel CAN › YAKIN TARİHTEN BU YANA MANİFESTO’SU
4993 kez okundu
08/10/2017

Yücel CAN / YAKIN TARİHTEN BU YANA MANİFESTO’SU


Uzun bir süredir huzurumuzun bozulmasına yönelik çok yönlü bir mücadele ile ülkemiz iç karışıklığın ve savaşın içine sürüklenmektedir. Bu yapılırken de maalesef hiçbir sınır ve kural tanınmamaktadır. Ortada uluslararası birçok kanun, anlaşma, sözleşme varken maalesef bunlar sadece yazıda ve sözde kalmaktadır. Savaş hukuku bile ihlal edilmektedir. Batının ağzından düşürmediği demokrasi ve insan hakları söylemleri ciddiyetini yitirerek üstelik bu kavramlar maalesef insanlığı sindirme ve yok etme aracı olarak kullanılmaktadır.

Şöyle bir bakıldığında ne hazindir ki İslam Ülkelerinin gözyaşları dünyada daha yaygınlaşarak özellikle Arap Baharı ile İslam Ülkeleri, Batılı Ülkelerinin desteği ile insan haklarından çok insan haksızlıkları ile sancılı bir sürece girerek neredeyse despot iktidar dönemlerini arar hale getirmektedirler. Saddam belki de bu dönemden daha iyiydi diyenler hiç de az değil. Ağlayan ve ağlatılanlar belli. Kan ve gözyaşının adresi belli. Ortada sicili kabarık bir Batı, ABD, İsrail, Rusya ve birçok ülkenin kirli elleri ve oyunları var. Zulüm Hangi ülkeyi saysak, hangi olayı anlatsak ki! İşte Suriye, Irak, Filistin, Doğu Türkistan, Myanmar... Bir de tarihin unutturamadıkları Bosna, Hocalı gibi bir insanlığı katletme var. Yani eskiden Yahudi ve Haçlı bir arada olmazken şimdi bu ruhların ruhsuzluğunda ve acımasızlığında İslam Ülkeleri kurulan terör örgütleri, ya da hain ellerle İslam Ülkeleri ya iç savaş, ya terör, ya savaşın içerisinde ya da ayakta kalan ülkeler Mısır gibi hain darbelere maruz kalarak Mursiler, Medrese-i Yusufiye'ye mahkûm ediliyor. Ya da boyun eğmeyen Türkiye gibi her türlü ayak oyunlarının içine bırakılıyor...

Ne hazindir ki demokratik bir şekilde fikirlerin beyan edilmesi gerekirken bu cennet vatan adeta talan edilerek maddi ve manevi boyutuyla insanlarımız tanımı ve tamiri zor maddi ve manevi zararları görmeye başlamış, köylerinden, memleketlerinden, hatta ülkelerinden göç etmek zorunda kalmış, bir o kadar insanla birlikte tarih de yok edilmiştir. Hatta insanı derinden yaralayan hazin ÖLÜMLER NEREDEYSE NORMAL KARŞILANIR OLMAYA BAŞLAMIŞTIR. Hele bu vahşice yapılan katliamlar, ölümler İslam Ülkelerinde yaşatılıyorsa, küçük bedenler zehirli gazlara maruz bırakılarak, namlular çocuk, kadın, yaşlı demeden mazlum ve masumlara çevrilmişse, ibadet yerlerindeki insanlar camilerle birlikte uçuruluyorsa bilin ki burada Müslümanlar yaşıyordur, burada bir çifte standart vardır ve ölen Müslümansa, olay bir İslam Ülkesinde gerçekleşiyorsa demokrasi ve insan haklarını ağzından düşürmeyen sözde medeniler için bu normaldir, doğaldır.

İslam Ülkelerinin eskiden beri bayraktarlığını yapan Türkiye maalesef iç karışıklıklarla kendi derdiyle baş başa bırakılarak hiçbir zaman olmadığından çok kutuplaşmanın, fitnenin, kinin, hırsın, kargaşanın, çok yönlü terörün, kanlı ve kansız darbeler gibi değişik şekillerdeki müdahalelerle desteklenmesiyle eskiden olduğu gibi savaşta mağlup edilmeyen bu Necip Millet maalesef masada ve iç karışıklıklarla adeta bölünmeye çalışılmaktadır. Birçok açıdan dış mihraklı bu destek ülkenin bölünmesine yönelik gayri insani bütün senaryolar uygulanarak bu ülke insanı adeta birbirine düşürülmeye çalışılarak adeta kardeşler birbirine düşman edilmektedir. Tarihin silinmez sayfalarında, tarihin canlı hafızasında bunun çok örnekleri mevcuttur. Uzağa gitmeye gerek yok. Çanakkale ile adeta bir nesil yok edildi. Demokrasi adına az mı insanların hayatı söndürüldü? Değişik bahanelerle Türkiye adeta darbeler, muhtıralar, ayaklanmalar, darbe girişimleri ile çatışmanın, iç savaşın, kıyımın, keyfiliğin acılarından kurtulamaz hale getirilmemi midir?

Tüm Yazılar için Tıklayınız