Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 377812

  • Toplam         : 3401513

Köşe Yazarı › Dr. Ahmet Naci DİLEK › Bu Saatten Sonra
5299 kez okundu
30/03/2018

Dr. Ahmet Naci DİLEK / Bu Saatten Sonra


Büyük ve Yüce Türk milletine sonsuz sevgi ve saygılarımla başlamak istiyorum. Bu halkın bir ferdi olup direnişe bir damla da olsa katkı sunmaktan ayrıca şeref duyuyorum. Buradan ayrıca, bu ülkede savaş çıksa şunun bunun yanın da taraf olurum diyen adi, alçak, hain, şerefsizlere karşı da haykırıyorum ki şerefle taşıdığım Bosna Hersek vatandaşlığım olmasına rağmen Allah vermesin ülkemiz herhangi bir tehdide maruz kalırsa burada kanımın son damlasına kadar bu milleti, vatanı ve devletimi inancım için sonuna dek savunacağım. Varsın o sülükler kimin yanın da olurlarsa olsunlar.

Bu millet eli öpülesi bir millet, bu millet ödüllendirilmesi gereken bir millet, bu millet samimi bir millet, öyleki bir yıllık hasadını F 16’lar kalkamasın diye ateşe veren ve hasadının boşa gitmesinden kaynaklanan zararın kendisine devlet tarafından ödenmesi teklifine ben bunu vatanım için yaptım deyip yangından mal kaçırmaya tevessül etmeyen bir millet, samimiyete bakın ki bir doktor tankın önüne yatıyor; özellikle iç organlarımın bulunduğu bölgeyi tankın paletlerine göre hedefledim ki geri dönüşüm olmasın şehit olayım ama bu vatan kurtulsun, geleceğimiz olan çocuklarımız kurtulsun diyecek boyutta samimi bir millet, kendisi yaralı olmasına rağmen yanındakilere yardım etmeye çalışan bir millet, kendisine ateş eden asker üniformalı eşkıyaya ben senin dedenim ben de bu ordu için askerlik yaptım gel etme sıkma kendi halkına deyip her şeye rağmen onu kurtarmaya çalışan asil bir millet, ağır yaralı olmasına rağmen kendisini arayan Cumhurbaşkanı’na beni boşverin siz nasılsınız, ülkemiz kurtuldu mu? diyecek kadar aziz bir millet. Kafasının etrafından mermiler uçmasına rağmen milletinin durumun vehametini anlamasını sağlamak için olayları videoya çekip yayınlanmasını sağlamak için çırpınan bir millet. Ve her şeyin ötesinde komutanından emri alınca ve ucunda şeksiz şüphesiz ölüm olduğunu bile bile hiç tereddüt etmeden ve tam bir asker gibi mevzilenip o kalabalığın arasına dalıp asker görünümlü eşkıyayı hem de alnının tam ortasından mıhlayan Ömer Halisdemir’lere sahip bir millet, İşte böyle bir millatin bir neferi olmak ve ihtiyaç duyulduğu her an kendini feda edilmesi gereken bu millete her şeyimiz feda olsun. İnanıyorum ki her daim dünya mazlumlarına elinde olmasa dahi her anlamda yardıma koşan bu millete Allah’ ta yardımını esirgemiyor. Zira O yardım edenlere yardım edeceğini vaat etmiyor mu?

Dini, imanı, ahlakı, inançları için, inandığı değerleri sahiplenmek adına, ,medeniyetine sahip çıkmak için, inanarak seçtiği yöneticilere sahip çıkmak için, kadim ve ihtişamlı tarihi adına, kültürünü korumak adına, geleneğini, göreneğini, örfünü adetini korumak maksadıyla, demokrasisi, milliyeti, cumhuriyeti için, dili için, ülküsü için, namusu ,için, geçmişten gelen acı tecrübelere bu sefer dik durarak o pişmanlığı kırmak ve yenmek için, çocuklarının geleceği için, tankların, helikopterlerin, F16’ların karşısına dimdik, göğsünü gererek, aslanlar gibi duran bu millet mesele vatan ise gerisi teferruattır diyerek 20 günün üzerinde gece gündüz teyakkuz da olan bu millet kayda değer bir şekilde birleşmiştir, kenetlenmıştir, tek yürek olmuştur. Zira bu millet eğer şimdi direnmez isek Suriye’den, Irak’tan, Libya’dan, Afganistan’dan beter olacağız; zira ümmetin son kalesi biziz ve bize olacak saldırı çok daha şiddetli olacaktırın bilincinde. Çünki bir geldiğimizde 600 yıl dünyaya hükmettiğimizi ve İslam’ın sancaktarlığını gururla, onurla taşıdığımız bilinmekte.
Bu noktada toplumun kanaat önderleri ve siyasileri durumu hakkıyla okuyup bu doğrultu da adımlar atmalı ve bu kadar kenetlenmiş bu şerefli millete hem hak ettiklerini, izleyecekleri siyasetle, çizdikleri ve çizecekleri vizyonla göstermeli, hem de bu kenetlenmenin sürekli olması amacı ile adımlar atılmalı.
Bu noktadan sonra zaten borçlu olduğumuz bu millete ve devlete daha fazla borçlandığımızı kendi kendimize tekrarlamalıyız. Zaten devletimize borçluyduk, zihniyeti her ferde iliklerine kadar işlemeli ve düşünebildiği her alanda bunu somutlaştırmalıdır. Nasıl mı?
Evet bu noktadan sonra siyasiler millete daha fazla örnek olacak pratikler sergilemeliler. Devletin imkanları daha tasarruflu kullanılmalı, daha az hatta hiç israf olmamalı, bilen ile bilmeyenin farkı ortaya konmalı buna bağlı olarak ceza ve mükafat doğru bir şekilde konumlandırılmalı. Özellikle oluşan sınıf katmanları gerekli talimatlarla tamamen bitirilmeli. Kastım işte beyefendi bürokraside, askeriyede, akademisyen,şu kurumda, elitlerle muhatap oluyor, kim ne olursa olsun halk ile daha fazla bütünleşmeli ve kendi kendini kemiren kibir hastalığından bu şekilde kurtulunmalı. Unutmayalım ki Hz. Ömer İslam ümmetinin halifesiydi ve isteyen herkes ona ulaşabiliyordu, hatta o tüm kesimlere ulaşmak için gayret sarfediyordu. Meşgulüm, toplantıdayım, işim çok, Reisleydim, vekilleydim, bakanlaydım, yabancı delegasyonlaydım ve benzeri bahanelerin önüne geçilip bu kadim ve aziz milletle daha fazla vakit geçirilmeli ve bunlar göstermelik olmamalı, kendi hanımları çocukları arasa her ne olursa olsun dönebilen bu insanlar onların en zor anların da yanlarında olan bu millete bu ümmetin ümidi olmuş bu millete sırt dönmemeli ve onları hiç ama hiç küstürmemeli.

Bu anlam da yöneticiler kendilerine Sayın Cumhurbaşkanımızı örnek almalılar. Gecesini gündüzüne katıyor ve her yere ulaşmaya çalışıyor. Ama diğer taraftan şube müdüründen, daire başkanına, genel müdürden, müsteşara, danışmanından vekiline bakanına herkes artık yeni bir miladın farkında olarak hareket etmeliler. Zira son dönemlerde bu şekilde hareket etmekten münezzeh oldukları aşikar bir durumdu. Kendilerine samimiyetle ulaşmaya çalışan insanlara kulak vermediler, tabiî ki Liderin bunlardan haberi yok. Nureddin Veren bu konu da son örnektir.

Diğer taraftan biz halk olarak bizlerde kendimize daha fazla çeki düzen vermeliyiz. Gereksiz yapılan harcamaların önüne geçmeliyiz kendimizden başlayarak ailemize, kapitalizmin köleleri olmaktan çıkmalıyız, özellikle devletin kaynaklarını kullanırken suyunu, elektiriğini, internetini, aracını, bürosunu,kağıdını, toplu taşım araçlarını, ormanını suyunu, evimizi nasıl temiz tutuyorsak çevremizi de o denli temiz tutarak bunu yapmalıyız, trafikte kurallara uyarak, kendmize verdiğimiz değeri karşımızdakine de vererek, komşumuzun haklarını koruyarak, birbirimize tahammül etmeyi özümseyerek, tüccar isek çalmadan çırpmadan kazanmayı öğrenmeli fazla kazanma hırsına kapılmamamlı ya da meşru yollardan bunu yapmayı kanıksamalı, lokantacıysak bu millete kendimizin yemeyeceği gıdayı yedirmemeli, üreticiysek insanların sağlığına kastedecek ürünleri üretmemeli, akademisyen isek ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak nesilleri en iyi şekilde yetiştirmek adına gecemizi gündüzümüze katmalı ve ilimin ve bilimin timsalleri olmalı, öğretmen isek geleceğimiz çocuklarımızı en iyi bilgilerle donatarak, çöpçüysek tertemiz sokaklarımızın olması için azami gayreti göstererek, iş adamıysak ülkeme ve milletime daha fazla nasıl kazandırabilirim, işçiysek çalışma saatlerimde daha fazla üretken olmalıyım dürtüsü ile,tarım da hayvancılıkta ülkem için çok verimli ürün üretmeliyimin kamçısı ile, doktorsak milletime nasıl ilaç olabilirimin tasası ile, gazeteciysek daha doğru bilgilerle fikirlerini birilerine satmadan vatanına insanıma nasıl doğru blgi sunarımın azmiyle, öğrenciysen daha çok öğrenmeliyim daha çok çalışmalıyım, dünyadaki gençlerden daha iyi eğitimli olmalıyım zihniyetiyle, bilim adamı isen inovasyona nasıl katkım olurda ülkemin zenginliğine katkı da bulunurum ve dünya devleri ile nasıl yarışırımın beyin fırtınası ile, ev hanımı isen dinine, ahlakına, terbiyesine, vatanına, milletine yararlı evlatları, yetiştirmenin telaşı ile, din alimi isen doğru kaynaktan doğru bilgiyi nesillere verebilmenin gayreti ile, memur isen yatarak değilde daha çok çalışarak üretken olmanın fırsatlarını kendine oluşturarak ülkene katkı da bulunarak, sanatçıysan özgün olanın peşinde olup kendi milli kültürüne sahip çıkarak topluma bu şekilde üreterek katkı da bulunmanın aşkı ile, velhasıl aklımıza gelen gelmeyen her alanda borçlu olduğumuz bir millet, bir vatan ve bir devlet olduğunu unutmadan unutanlara hatırlatarak ama samimiyetle ve sonuna kadar bunun mücadelesini vermeliyiz.

Zira unutmayalım ki bizim kahramanlığımız ve bizim mücadelemiz zaten var olan Ümmetin tek umudu misyonunu ve vizyonunu daha da büyüterek perçinlemiştir.

Bu saatten sonra daha çok çalışmalı, daha az uyumalı, daha planlı programlı olmalı, daha düzenli olmalı, daha dürüst ve ahlaklı olmalı, daha temkinli ve şüpheci olmalı, daha çok okumalı, yazmalı, daha az tüketip daha çok üretmeli. Daha çok yardım etmeli. Yani daha iyi insan olmalıyız.

Tüm Yazılar için Tıklayınız