Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 379286

  • Toplam         : 3406141

Köşe Yazarı › Mehmet MEMDOĞLU › PKK’nın “Bilimsel Sosyalizm” Dayatması!
3605 kez okundu
02/06/2016

Mehmet MEMDOĞLU / PKK’nın “Bilimsel Sosyalizm” Dayatması!


Öcalan, Din Sorununa Devrimci Yaklaşım kitabının giriş bölümünde, “Temel kavramlara açıklık getirmek ve düzeltmelere gitmek yolunda oldukça çaba sarf ediyoruz ve oldukça da yoğunlaşmış durumdayız. Bu yararlıdır da. Yoldaşlar topluluğu, tartışmasını bilen bir topluluktur. Yeni tanrılar, yeni dinler icat etmeyelim. Biz, bilimsel sosyalizmin gerçekliğine inanıyoruz, ama “dinimiz sosyalizmdir” demiyoruz. Bilimsel sosyalizm, dinin, hatta felsefenin aşılmasıdır da.” (A. Öcalan-Din Sorununa Devrimci Yaklaşım 3. Baskı S.11)

  Yıllar önce kendisine yöneltilen “Bugün Tanrıya inanıyor musunuz siz?” sorusuna ise Öcalan; “Şimdi buna gerçekçi cevap veriyorum. Tanrıdan da öteye, meselelerin temel kavramlarına ilişkin açıklık varsa, bu uygulama anlaşılmış olur. Şimdi ben, bilimsel felsefeye ulaşmış biriyim. Bilgilerin sonuçlarını derleme anlamında bir bilinç felsefesi vardır. Ona bağlıyım. Yani ona inanırım” diyerek cevap vermişti. (A. Öcalan-Orta Doğu’nun Çehresini Değiştireceğiz, Cilt I s. 149)
Friedrich Engels tarafından kullanılmış olan bilimsel sosyalizm terimi, Karl Marx’ın öncülük ettiği sosyal-politik ve ekonomik teoriyi tanımlar. Ütopik sosyalizme karşılık, diyalektik materyalizme dayalı, eleştiren-yargılayan bilimsel veriler çerçevesinde evrensel tezler öne süren bir ideolojidir.
Kuruluşunda Marksist-Leninist ideoloji temel almış olan PKK, zamanla “bilimsel sosyalizmi” hedeflemiş olan Öcalan’ın çizgisine gelmiştir. Bu ideoloji doğrultusunda faaliyet gösteren KCK-Kandil, bu ideolojiyi halka dayatmış ve bu temelde sosyalist bir “devrim” (!) hedeflemiş ve hedeflemektedir.
Terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden Mustafa Karasu KCK-Kandil’in bu hedefini, “Kürt Özgürlük Hareketi, işçi sınıfının ideolojisi olarak ifade edilen bilimsel sosyalizmi kendine kılavuz edinmiştir. Bu ideoloji doğrultusunda işçi-köylü ittifakı temelinde Kürdistan devrimini yapmayı esas almıştır” açıklamasıyla dile getirmiştir. Ve uluslararası üst aklın Kandil’deki temsilcileri bu kanlı ideolojilerini “küçük burjuvazi” (PKK, kuruluş dönemindeki silahsız sivil Kürt muhalif gruplarını ‘küçük burjuva sınıfları’ olarak görmüş, bu muhalif grupların hemen hepsine savaş açarak liderlerini öldürmüştür.) ve “orta sınıf”ın (PKK’ya muhalif aşiretleri de ‘Kürt egemen sınıfı’ olarak görmüş, bu aşiretlere savaş açarak, kimi aşiret liderlerini öldürmüştür.) çözümlemesi olarak tanımlıyorlar.
İç infazlarına “mücadele şehitleri” diyebilecek kadar pervasızlaşabilen PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Mustafa Karasu, Sait Kırmızıtoprak’ın öldürülmesini, “1960’lı yılların sonu ve 1970’li yılların başında Dr. Şivan (Sait Kırmızıtoprak) Bakurê Kurdistan’daki Kürt ve Kürdistan gerçeğini görüp bir siyasal hareket başlatmak istemişse de, Türk devleti ve KDP’nin ortaklığıyla Dr. Şivan ve arkadaşları komployla, işkenceyle katledilerek bu gelişme daha baştan boğulmuştur” diyerek, Sait Kırmızıtoprak’ın öldürülmesi üzerinden nemalanmaya çalışmaktadır. Oysaki Türkiye’de Kürdistan Demokrat Partisi (T-KDP) Genel Sekreteri Sait Kızılkoprak, Irak’ın kuzeyinde Molla Mustafa Barzani’nin kontrolündeki bölgede, Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (TKDP) Genel Başkanı Sait Elçi ve arkadaşı Mehemedê Begê’yi öldürmekten suçlu bulunduğu için (Geniş bilgi için Fanos Yayınları tarafından yayınlanmış ‘Doğunun Elçisi’nden Yüce Divan’a Şerafettin Elçi’ kitabının 2. Baskısı; S.140-154) öldürüldüğü iddia edilmektedir.
PKK’nın “bilimsel sosyalizm” dayatması, Türkiye’ye, Kürtlere ve bölge insanına ölüm, kan, acı ve gözyaşından başka bir şey kazandırmamıştır. PKK’nın “bilimsel sosyalizm” ütopyası, Kürtlerin evlerinden, yerlerinden ve yurtlarından göç etmelerine sebebiyet vermiştir.
PKK, özyönetim saçmalığından kaynaklı “hendek ve barikat” çatışmalarında ölen teröristleri bilerek ve isteyerek ölüme mahkûm etmiştir. Eline silah tutuşturularak güvenlik güçleriyle çatışmaya giren -çoğu kırsal alan görmemiş- çocuk yaşta kandırılmış teröristler ve aileleri, PKK’nın “bilimsel sosyalizm” ütopyasının faturasının bedelini ödemektedirler.
Bölge şehir merkezlerindeki manzara, Kandil için bir utanç tablosu olması gerekirken, PKK’nın hâlâ ve ısrarla zafer (!) naraları pompalanması, akli melekelerini yitirdiklerinin delilidir.
PKK faşist bir terör örgütüdür. Kürtleri PKK "faşizmin"den kurtaracak yegâne güç, PKK'nın bu zorbalığına ve faşizmine "hayır" diyebilecek Kürtlerdir.

Tüm Yazılar için Tıklayınız