Prof.Dr. Aliye M. Aktaş / Biten Bir Grubun Ardından
Her zaman ki gibi evimden ayrılıp bir toplantıya katılmak üzere yola çıkmıştım. Kendi iç sesime baktığımda garip bir heyecan ve umut vardı. Yöneteceğim bir grup çalışmasına katılacaklar olacak mı? Katılacaklarla hoş bir paylaşım yakalayabilecek miyiz? Güvenle ulaştığımız mekanda, 25 yıl önceki anılarım, kendiliğimle ilgili kazandığım farkındalıklarım hep duyarlı ve empatik birlikteliklerle gelişmişti. Şimdilerde koşuştururken bazen ötekiyle iletişimimizi pas geçiyor olabiliriz. Oysa bugüne kadar bütün uygulamalarımda kendimi ötekiyle iletişim aracılığıyla fark edebiliyorum. Kendimle ilgili daha gerçekçi algılar edinebiliyorum. Grup çalışmalarının birlikteliklere hoşgörü, içtenlik, empati aracılığıyla derinlikli farkındalıklar kazandırdığını 30 yıldır hep yaşıyorum.
Çok kısa süren-zamanla sınırlanmış- bir grup uygulamasında küçük ısınma ve rol oyunlarıyla 25 farklı dünya birbiriyle kesişen, birbirinden farklılaşan, bazıları hayalleri, bazıları gerçek, acı ya da yaşantılarıyla karşılaştı. Bazı üyeler de hiç üstlenmedikleri karşıt rolleri üstlenerek ötekiyle duygusal karşılaşmalar yaptı. Bir bölümü farkındalıklarını daha çok derinleştirdi. Bazıları da kendisinin karşıt rolünde kendisiyle mizahi bir farkındalıkla yetindi. Ben de grup üyelerinin böylesi farkındalıklarıyla, onların anlamlandırmaları ve perspektif algılarıyla zenginleştim.
Kendimi mesleki çalışmalarıma ve insana hizmete adamış olan yanımı abartmamam gerektiğine ilişkin farkındalığımla çok kısa da olsa, küçük bir grubun yaşamındaki keşfedilmemiş alanlara dokunmasına aracılık, liderli yapabilmiştim.
Grup çalışmaları konusunda uzun süreli bir bilgi ve beceri birikiminin bu alanda sadece bir oyunun bile kendimiz ve ötekiyle daha duyarlı bir iletişim birlikteliği oluşturduğunu hissettirdi. Belki de işimi seven yanım ötekini daha derinlikli fark etmemi kolaylaştırıyor. Belki yaşamın acısı, hüznü, sevinci, çatışması, ayrılığı, zamana göre değişen özelliğiyle hep benzer yaşantılar ve duygularla karşılaştırıyor hepimizi… Farklılıklarımız, bu durumlarla baş etme usullerimiz, tepki verme biçimlerimiz, ötekini dikkate alan ya da alamayan tutum ve davranışlarımız. Benlerimizin ve kendiliklerimizin yeteri kadar değerli bağlamının ötesine ancak ötekiyle yaptığımız güvenli yolculuklarda gelişebilir. Bebekken annemizin karnından ve sütünden ayrışma süreci de o kadar kolay tecelli etmiyor. 5 yaşından 12 yaşına değin değişen özellikleriyle hem anne, hem baba, varsa hem kardeş veya yakın arkadaşların tuttuğu aynada kendimizi görür ve aynadaki algımızla ötekine bakar, elini tutar veya elini bırakırız.
İletişimin kendi kendiyle değil ötekiyle birlikte yürüyen yanı hep yeni keşiflerle ve farkındalıklarla doludur. Aile içinde kişiselleştirmeden uzak, davranışa ve bağlama odaklı ben diliyle geri bildirimde bulunabilmeyi öğrenmek, ötekiyle iletişimin ötekileştirme bağlamından uzakta yürümesini sağlayabilir. Gerçekte genelleştirme ve ön yargılarımızdan arınmanın çok kolay olmadığını bilsem de 2 saat ve sonrası için eleştirel düşünme yapılabilirdi.
Grup sürecine katılanların yorum ve yargılama yapmadan kendi anlamlandırması ve algılamalarına ilişkin paylaşımları beni her zamanki gibi şaşırtmıştı. Bazıları geçmişteki yaşantısına ilişkin çağrışımlar yakalamış, bir grup şimdiyle ilgili bir farkındalık paylaşmıştı. Gelecekte kızlarıyla ilgili beklenti ve deneyimlerine bir rol testi olduğunu söyleyen profesyoneller de vardı.
Bilindiği gibi yaşamımızın geçmiş, şimdi ve gelecek parçalarının döngüsellik içinde birbirini bütünleyen bir içgörüyle ele alınabilmesi en fazla grup çalışmalarında ortaya çıkmaktadır. Alanında eğitimli ve deneyimli bir grup liderliği böylesi bir içgörüye hizmet edebilir.
Koşuşturmaların içinde bir kelebek misali hem diğerleri hem de kendi yaşantıma dokunmak bana hep iyi gelir. Zaten en iyi bildiği şeylerden birisi insanların kendilerine, çevrelerine yeni bakış ve içgörüler geliştirebilmelerine aracılık etmektir.
Böylesi grup uygulamaları sonunda kendime olanlara eleştirel bakabilmek için bazı aralar vermeyi de seviyorum. Bu yüzden benden eğitim alan genç arkadaşlarıma da süpervizyon verip, odamda bu satırları yazma ve süreçleme yapmaya çalıştım. Grupta yapılanların ve paylaşımların bütün olarak gözden geçirilmesi…. Grup üyelerinin birbirini hiç tanımadan anı paylaşırken yaşadığı kaynaşma ve oyuna, rollere, paylaşımlara ilişkin yakınlaşmanın 2 saatlik hepimize özgü bir dertleşme değil, derinleşme olması güzeldi.
Grup çalışmaları ve psikodrama yoluyla grup süreci, bana hep kendimi ve ötekini dinlemeyi, ona derinleştirici sorular sorabilmeyi, birlikteliğin oyun ve sahnelemeleriyle ötekinin rolüne geçip, öteki olabilmeyi, gerektiğinde eşlemeyi, rol değiştirmeyi, role ilişkin paylaşımlar, özdeşime ilişkin paylaşımlarla, hem ötekinin yaşamına, hem kendi yaşamına dokunabilmeyi mümkün kılıyor.
Birlikte iki saati dolu dolu geçirdiğimiz bütün arkadaşlarım hepinize, hepimize teşekkürler, iyi ki vardınız. Herkes birbirine iyi geldi.
Grup yaşantıları demokrasi kültürümüzün inşası için değerli görünüyor….