Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 378723

  • Toplam         : 3405121

Köşe Yazarı › Mehmet MEMDOĞLU › PKK’nın “Kürt ve Alevi Soykırımı” Yalanı!...
3896 kez okundu
14/04/2016

Mehmet MEMDOĞLU / PKK’nın “Kürt ve Alevi Soykırımı” Yalanı!...


PKK’nın “Kürt ve Alevi Soykırımı” Yalanı!...

2015 Temmuz ayında yeniden çatışmalı süreci başlatan PKK, gün geçmiyor ki akıllara ziyan dezenformasyon içerikli yalan haber ve yorumlar üzerinden toplum algısını manipüle etmeyi hedefleyen haberler yapmasın.

Türkiye’nin “eski Türkiye” olmadığını göremeyen PKK, (Yeni Türkiye, PKK’nın geçmişte kendi propagandasına alet ettiği argümanların tamamını boşa çıkarmıştır) kendisine yeni propaganda malzemesi oluşturmak adına, kontrolündeki medya organları üzerinden her türlü dezenformasyonu yapmaktadır.
PKK’nın son günlerdeki hedef kitlesi -PKK her dönemde Alevileri istismar etmiştir- yine Alevi vatandaşlarımız.

Terör örgütünün Avrupa’daki yayın organlarından Yeni Özgür Politika Gazetesi’nde Baki Gül (B.Gül, İlkokulu Elazığ’da, üniversiteyi İstanbul’da okumuş, PKK’nın yurt içindeki haber ajansı olan Dicle Haber Ajansı’nın kuruluşunda yer almıştır. Özellikle Kandil’de KCK Yürütme Konseyi üyeleri ile yaptığı program ve söyleşilerle gündeme gelmiş olan Baki Gül, kapatılan Roj TV’ ile halen yayında olan Med Nuçe ve Sterk TV’lerde programlar yapmış/yapan Tuncelili bir Alevidir.) imzasıyla yayınlanan yazıda: “Yalçın Akdoğan; AFAD’dan sorumlu, Yurt dışı Türklerinden sorumluydu. Şimdi ise ‘Legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla mücadelenin koordinasyonu’ ve ‘Suriyeli sığınmacılarla ilgili koordinasyon’ görevleri var. Yani DAİŞ çetelerinin nerede nasıl ve hangi hedefe yöneleceğini de Yalçın Akdoğan belirleyecek. Kimin tutuklanacağı; hangi Kürt ve Alevi kentlerinin göç ettirileceğini de yine o belirleyecek. Bu nedenle herkesin Yalçın Akdoğan’ın Kürt ve Alevi soykırımının mühendisliği görevi yürüttüğünü bilmesi gerekiyor. Bütün yıkımlarda, ölümlerde, tutuklamalarda, göç ettirmelerde, yargısız infazlarda Yalçın Akdoğan ismini daha fazla duyacağız” denilerek, Yalçın Akdoğan şahsında devlete yönelik karalama kampanyasına devam edilmektedir.

16 Haziran 2015 tarihli “Çözüm Bekleyen Çözüm Süreci!” başlıklı yazımızda: Yalçın Akdoğan’a yönelik, “‘HDP'nin barajı geçeceğini ben düşünmüyorum, şu anda yüzde 7 civarlarında görünüyorlar. Bunu ittirme, şantajlarla ya tutarsa diye oynuyorlar ama bu çok sağlıklı bir anlayış değil’ diyen ve HDP’nin yüzde 13 oy almasıyla siyasi bir fiyaskoya imza atan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan; ‘HDP, PKK'ya silah bırakma çağrısı yapsın’ diyerek ‘Çözüm Süreci’nden sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak, ikinci bir fiyaskonun mimarı olmuştur. Bir siyasetçi, siyaseten rakibi olan partiye ilişkin yüzde yüz yanılacak bir öngörüde bulunabiliyorsa, ülke ve millet için neler öngörmez ki. Sayın Akdoğan, HDP’nin PKK’ya silah bıraktıracak güç ve iradesinin olamayacağını bilmiyor mu?” eleştirisinde bulunmuş bir yazar olarak bu yazıyı yazıyorum.

Statükonun hüküm sürdüğü eski Türkiye yönetimlerinin mimarı olan 1938-1939 Dersim trajedisini görmezden gelen ve bu trajedi için başbakanlığı döneminde “Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir literatür varsa ben özür dilerim ve diliyorum'' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı diktatörlükle itham eden PKK ve medyası, yeni Türkiye’yi de “Kürt ve Alevi soykırımı” yapma iftirasıyla karalamaya çalışmaktadır.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre, Şanlıurfa, Hatay, Kilis, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep ve İstanbul başta olmak üzere üç milyona yakın Suriyelinin misafir edildiği Türkiye’yi görmezden gelen terör örgütü, her seferinde Türkiye’yi DAİŞ virüsü çetecileriyle bir araya getirmeye gayret etmektedir. Bunu yapan PKK, hendek ve barikat stratejisiyle Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Yüksekova gibi ilçeler başta olmak üzere, şehir merkezlerindeki Kürtlere hayatı zindan etmeyi hedef almıştır. Bununla da yetinmeyen uluslararası güç odaklarının kontrolündeki Kandil merkezli PKK, kendisi gibi düşünmeyen Kürtlere hayat hakkı tanımamış, onları yerlerinden ve yurtlarından göç etmelerine sebep olmuştur.

“Devlet Kürtleri katlediyor” propagandasıyla Türkiye’nin itibarını zedelemeye çalışan PKK, bu kez “Devlet hem Kürtleri, hem de Alevileri katlediyor” yalanının arkasına sığınarak, Kürtlere yaptığı kötülüğü ve verdiği zararı perdelemeye amaçlıyor.

PKK medyasının hedefi, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan değil, Akdoğan’ın sorumluluğunda bulunan ve son yıllardaki başarılı hizmetleriyle gündeme gelmiş olan AFAD ve TİKA gibi devlet kurumlarıdır.

Terör örgütlerine yönelik psikolojik üstünlük elde edilememiş bir mücadelenin başarılı olması mümkün değildir. Ülke olarak psikolojik mücadele manasında maalesef terör örgütü PKK’ya karşı henüz yeterli bir üstünlük kurabilmiş değiliz.

Her anlamda (siyasi, askeri, ekonomik, politik…) uluslararası güçlerce desteklenen ve hücresel bir sistemle kendisini yenileyebilen -kırsal alanda kaybedince, çatışmaları şehir merkezlerine indirgeyerek yaymaya çalışan bir yapı- bir terör örgütüne karşı, duvar edebiyatı sloganları ve propagandasıyla psikolojik üstünlük sağlanamaz.

Tüm Yazılar için Tıklayınız