Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 386070

  • Toplam         : 3438216

Köşe Yazarı › Yücel CAN › ÜÇAĞAÇ, ÜÇ AĞAÇ OLMAYACAK, KURUMAYACAK
7681 kez okundu
12/03/2013

Yücel CAN / ÜÇAĞAÇ, ÜÇ AĞAÇ OLMAYACAK, KURUMAYACAK


ÜÇAĞAÇ, ÜÇ  AĞAÇ OLMAYACAK, KURUMAYACAK


Çocukluğumuzda, ilkokul dönemlerinde yazarlarımızdan Ahmet Kutsi Tecer’e ait bir şiir vardı ruhumuzu okşayan, duygularımıza tercüman olan, şarkı olarak mırıldandığında bizleri de koroya dahil eden o şiir; “ Orda bir köy var uzakta”.


Bu şiir her ne kadar kurtuluş savaşı dönemlerinde köye dönüşü, köye özlemi dile getiriyorsa da birçok köyde, memlekette bu şiirin yaşadığını fark etmek mümkün. Birçok köy, memleket bu şiirde kendini görüyor sanki. Aradan geçen uzunca yıllara inat yaşayan bu şiirdeki ifadeler, duygular “Üçağaç Köyü”nü anlatıyor gibi.


Orda bir köy var uzakta,  orda bir ev var uzakta, orda bir ses var uzakta, orda bir dağ var uzakta, orda bir yol var uzakta diye söylenen o güzel sözler, o musiki Üçağaç gibi köye özlemi, köyün sahipsizliğini, dertli oluşunu haykırıyor gibi.


Yine aynı şiirde bu feryada gezmesek de, tozmasak da, yatmasak da, kalkmasak da, duymasak da tınmasak da, inmesek de, dönmesek de varmasak da özlem duyulan, gerçekleştirilemeyen durumlara rağmen o köy bizim köyümüzdür diyerek bir noktada o köyü bağrına basıyor.


Üçağaç Köyü de şiirde belirtilenlerle birlikte diğer ihtiyaç duydukları ile bizim köyümüzdür.


Diğer yandan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban’ı da az da olsa Üçağaç Köyünü hatırlatıyor…


İnsan bilmediğinin düşmandır. Onun için önce kısaca Üçağaç Köyünü tanıyalım.


Üçağaç Köyü, geçmişi Oğuzların Kayı Boyuna kadar uzanan, altı yüz yıllık geçmişi olan, milli ve manevi değerlerine bağlı olan, Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde vatanı, milleti için elinden geldiği şekli ile hizmette kusur etmeyen, okuma oranı yüksek, değişik alanlarda kendini yetiştiren ve ülkenin değişik yerlerine az da olsa göç veren insanların bir arada yaşadığı köydür.


Üçağaç Köyü bir noktada küçük bir Harput’tur. Harput’u, Üçağaç Köyünde görmek, okumak mümkün. Yine bu köyde daha bin dokuz yüz doksanlı yıllarda Amerika’ya gidip gelen Hasan ve Mehmet Fettah Dedelerimiz bile bu köyün ufku hakkında yeterli bilgi veriyor.


Bu köy zamanında Haraba denen mevkide değişik kesimlere mensup kişilerle, milletlerle bir arada kardeşçe yaşamış, daha sonra da rivayetlere göre bulaşıcı hastalık nedeniyle bağ evlerinin olduğu şimdiki Üçağaç Köyünün olduğu yerde yerleşik düzene geçilmiştir. İpek yolunun da geçtiği, yeraltı kazılarında anlaşılan Üçağaç Köyünün isminin yine türbenin bulunduğu ağaçlardan dolayı bu ismin verildiği de söylenmektedir.


Coğrafi durum itibarı ile Elazığ- Keban arasında olan, rakımı yüksek olduğu için temiz, yayla havası ile isminden söz ettiren Üçağaç Köyünün yokuşu kendisine faydası yoksa da durak ve suyu ile bir nefes noktası olması itibariyle de bu köyün hatırı vardır elbette.


Elazığ merkeze bağlı, or- köy, Kuzova Köyü olan Üçağaç Köyü Keban ve Elazığ gibi maalesef zenginlik fakiri olarak var olan nimetlerden oldukça uzak.


…Doksanlı yılların sonuna doğru, on yedi yıl önce bazı hususlar Günışığına çıkmaya başlıyordu.  Beş yıl sonra, 22 Haziran 2002’de Kalemin silinmez yazıları Günışığına çıkıyordu. Yıl 2013 hala Kalemin silinmez yazıları a’dan z’ye hakikatleri konuşmaya devam ediyordu. Çünkü adaletin, hayatin biri de aynı, bini de.


Bir yayla vardı havası hoş kışı Uzun Yayla gibi rakımı yüksek, kışı soğuktu. Sadece bu kadar mı asfalta uzaklığı bir kilometre olan yol çok uzundu.  Asfaltta bir başka çile daha bekliyordu bu çileli köylüyü. Köyün ne yaya, ne de araçların geçtiği yerde araç yokuş bahanesiyle ticari araçlar da belediye araçları da durmuyorlardı burada.


Köylü araca binmek için ya Keban tarafına, ya da Elazığ tarafına giderdi. Elazığ ve Keban arasındaki bu köy hakkında karar verilmişti. Nereden gelirsen gel bu köye geldiğinde ücret hep yüksekti. Yol ya! Kışın başka dertti, yazın da başka dertti burada.


Hulusi Sayın Paşa Hal Köyüne bir yol yaptırmıştı. Paşa rahmetli olunca


Anne de baba da bir tane. Bir tane olduğu için hiç onlardan vaz geçmek mümkün mü?


Bir kişide doksan dokuz küfür, bir tane iman alameti olan kişi bile feda ediliyor mu?


Bir gemide dokuz caniden kurtulmak için bir masumun canının fedası hiç kabul edilir mi?


Hayat emaresi olan hiç ölüme terk edilebilir mi?


Bir başka tarafı da unutmamak lazım ya!


Bir insana hizmeti bütün insanlığa hizmet etmeyi kabul eden hakikat unutulabilir mi?


Geride bırakılacak hoş bir sada, hayra vesile olarak ölümsüzleşmek, umutlu bir bekleyiş, tatlı bir tebessüm için memlekete, insana hizmet. Bir kişi de olsa kim yakının mağduriyetinden bir kişide olsa hizmetten, insanca yaşanmasından uzaklaşmak ister ki?


Amacımız birilerini rahatsız etmek değil, maksat köyün insani değerlerde yaşamasına katkıda bulunmak. Yol, su temel ihtiyaçtır. Bir de temiz hava yaşamanın kendisidir.


Maksat da hasıl olacak inşallah. Bu ses ilimizin Valisi Sayın Ömer Faruk Koçak, Vali Yardımcımız İhsan Baydaş, İl Özel İdare Genel Sekreterimiz Nazif Bilginoğlu ve İl genel Meclisinden anlamlı bir destek buldu. Karlar eriyene kadar değil, yer çamur olmadan inşallah Üçağaç köyünün su ve yol problemi başta olmak üzere birçok sıkıntının çözümleneceği müjdesini aktarmanın mutluluğu da bir başka güzel.


Bu arada bu konuda sabırla gösterdikleri destekleri nedeni ile Sebahattin Sarman’a, Murat Kuşçubaşı ’ya, Bedrettin Keleştimur’a, Vedat Yetik’e, Günışığı Gazetesine, Kanal23- Kanal e ve Kanal 9 televizyonlarına,  medya temsilcilerine, sosyal medyada destek verenlere ve kendi köyünü unutmayan Şehabettin Can ve Savaş Bal’a teşekkürü de unutmamak lazım.


Önemli olan her nerede ve nasıl olursa olsun insana hizmet etmektir. İnsana hizmet etmek de nasip meselesidir. Umarız çamurlar engel olmadan, iklim sertleşmeden, karlar erimeden Üçağaç başta temel ihtiyacalar olan yol ve su gibi sıkıntıları ile birlikte diğer sıkıntılarını çözecektir.


Orada bir köy var uzakta demeden irakı yakin ederek Üçağaç kurumayacak, Üçağaç  Köyü hayat bulacak ki insanlık da ölmesin… 

Tüm Yazılar için Tıklayınız