Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386069

  • Toplam         : 3438040

Köşe Yazarı › Yücel CAN › SOKAĞIN PENCERESİNDEN
7048 kez okundu
02/08/2014

Yücel CAN / SOKAĞIN PENCERESİNDEN


İki binli yılların ilk yılları. Çantasından sürüklenen kadınlar, motosikletin peşinden sürüklenenler, parklarda yaralanma ve ölümler, sokağın artan cazibesi, ihmal, istismar kaynaklı şiddet, taciz, tecavüz, hırsızlık, tiner, uyuşturucu kaynaklı değişik suçlar yazılı ve görsel medyadaki insanı üzen can sıkıcı tablolar.




O zamanın Genel Müdürünün bir haber kanalında “önlem alınmazsa İstanbul başta olmak üzere büyükşehirler sokaktaki çocuklar sorunu nedeniyle çıkılmaz hale gelir” tarzındaki açıklamaları. İnsanlar daha çok mağdurluklarından yaşanan sıkıntılara çözüm arıyor gibi görünen bu tablo bu çocuklar bizim çocuklarımız onlara sahip çıkalım yaklaşımı aklıselimle başlayacak bir hareketin ilk tohumları oldu.


Sıkıntı milletindi, bunu da yine millet çözmeliydi. Gönül ve güç birliği ile. Yani milleti temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi marifeti ile. Verilen araştırma önergeleri birleştirilerek sonunda sokakta çalışan ve yaşayan çocuklarının sorunlarının araştırılarak çözüm yollarının bulunması ile ilgi bir meclis araştırma komisyonu kurulmuştu.


Komisyon Başkanı Siirt Milletvekili Öner Ergenç Başkanlığında çalışma başlatılarak sorunla yakından ilgili kurum, kuruluş, sivil toplum kuruluşları, bilim adamları ve sorunun muhatabı kişilerle görüşülmüştü. Bütün bunlar yapılırken de medyanın desteği de alınmalıydı. Ve öyle de oldu. Daha sonra belirlenen illerdeki mevcut durum yerinden görüldü ve incelendi.


Öyle ki bu da insanlık mı dedirten olayların her biri bir kitap ve sinema niteliğindeydi. İllerden gelen valiliklerin raporları da bir başka şekilde değerlendirilmesi gereken bir husustu. Komisyon Başkanı ve Üyelerin siyasi yaklaşımları, beklentilerinden öte samimi, örnek çalışmaları, medyanın desteği ve ülke genelindeki olumlu yaklaşım sonrası ortaya konan tablo dışarıdan bazı keyfi müdahale ve yaklaşımlara rağmen takdire şayandı.


Ne demiş Büyük Mütefekkir “Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmağa koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış. Ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder.” İşte mesele insan, yaklaşım hali de bu.

Böyle güzel hizmetlerin karşısında ben merkezli yaklaşımların ne önemi var ki. Dar düşünceler, dar görüşler…


Dünyada 2,5 milyon çocuk işçi çalıştırılıyor, Brezilya’da da çocuklar adeta itlaf ediliyordu. Türkiye’de ise sokakta çalışan veya yaşayan çocuklar 1950’li yıllardan itibaren köyden kente göç ve kentleşme olgusu ile ortaya çıkmıştı. Göç beraberinde aynı zamanda gecekondulaşma ile beraber değişik sorunların da meydana gelmesinde etkili olmaktadır. TÜİK verilerine göre gecekondularda yaşayan çocuk sayısı iki milyon iki yüz elli bin civarıydı. Bir başka deyişle, Türkiye’de her 7 çocuktan 1’i sokak çocuğu olma ile karşı karşıyaydı. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Antep, Antalya, Mersin, Bakır ve Ş.Urfa gibi yerler gecekondulaşmanın en çok görüldüğü İller orak dikkat çekse de Bakır gibi büyükşehirlere yakın olan ve ulaşımın kalbinde, merkezinde olan Elazığ gibi şehirleri de unutmamak lazım.         


Birçok ilde Sokak Çocukları ve Gençlik Merkezlerinin olmaması ve Sosyal Hizmet Uzmanı gibi meslek eleman yetersizliği sorunların çözümlenmesini ya zorlaştırmakta, ya da sorunların çözümlerinin  ertelenmesine neden olmakta idi. Bir diğer sorun da Sokak Çocukları ve Gençlik Merkezlerinin bulunmaması bulunması kadar madde kullanımı ve bağımlısı olanlara yönelik hizmet birimlerinin olmamasıydı.  SHÇEK Genel Müdürlüğü bünyesinde Sokak Çocukları ve Gençlik Merkezlerinin 40 adet kuruluş ve 190 kapasite ile gündüz bakım hizmetleri dahil 33.247 kişiye hizmet verebilmesi hizmet veren kuruluş sayısının ve ulaşılan kişilerin sayısının az olduğunun en güzel örneği idi.


Kurum tarafından yapılan tespitler neticesinde sorunun yoğun bir şekilde yaşandığı İstanbul ve D.Bakır ayrı bir dikkatle ele alınmıştı. Bakır’dan sonra yakın çevre illerden Elazığ ve Malatya da inceleme kapsamına alınmıştı. Yapılan incelemelerde İstanbul ve Bakır merkezinde odaklandığı, göç hareketleri bakımından Bakır’ın bir ara istasyon konumunda olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle çevre illerden Elazığ ve Malatya İlleri de inceleme kapsamına alınması ihtiyacı hissedilmişti. Elazığ ve Malatya İllerinde de 600 civarında çocuğun sokakta çalıştığı-çalıştırıldığı  ve bunların da çevre illerden geldiği tespit edilmiştir. Sene 2013 aynı konu üzerinde bir örnek olarak Elazığ’ı değerlendirmek gerekirse…

Elazığ’da da çocuklar için bir merkez kurulmalıydı. Yine iki binli yılların başında SHÇEK döneminde Elazığ’a gelen çalışmayı yapan yetkilinin kararı doğrultusunda bu karar çıkmıştı. Sıra ismindeydi. Bu isim olur mu olmaz mı diye?


İsmi de belirlendi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı öncelikle stratejik öneme haiz göç alan illerimiz den 42 tane çocuk ve Gençlik Merkezi açarak topluma hizmet etmektedir. Bu 42 çocuk ve Gençlik Merkezlerinden biri de Elazığ ilinde Valilik, STK' lar ve İzzet paşa vakfının ortak girişimiyle yapılmış ve Tehlikeyi olay çıkmadan önlemek adına SHÇEK ‘e işletilmek üzere devrederek Elazığ’da da bu kurum hizmetlerine başlamış oldu.

Elazığ, göç alan illerimiz arasında bulunmakta ve ayrıca geçiş bölgesi olması nedeniyle çağımızın en büyük kâbusu olan halk arasında “sokak çocukları” olarak bilinen ancak bizlerin “sokakta çalışan ve çalıştırılan çocuk ve gençler” olarak tanımladığımız sokağın her türlü risk ve tehlikelerine açık ve aile denetimi olmadan kontrolsüz ve sokağın özgür ortamının tüm negatifliklerini bünyesinde toplamaktadır.


Devlet kurumları gerekli önlemleri almadığı takdirde bu çocuklar karşımıza suçlu, madde kullanıcısı veya suç mağduru olarak bir yolla çıkmaktadırlar ve büyükşehirler başta olmak üzere çalışan ve çalıştırılan çocuk ve gençlerin çok büyük ve telafisi imkânsız sorunlar yumağının başlangıcı olduklarını görüyoruz.


Bu sorunların çözümü için eski adıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yeni adıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı illerde açtıkları Çocuk ve Gençlik Merkezleri aracılığı ile; koruyucu, önleyici ve rehabilite edici hizmetler sunarak önce risk altında olan dezavantajlı ailelerin çocuklarına suça bulaşmadan suç mağduru olmadan eğitime ve topluma yeniden kazandırılarak topluma yararlı bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktadır.


Vali Osman Aydın Çocuk ve Gençlik Merkezi 2005 yılından beri gerek sosyo-ekonomik yoksunluk çeken ailelerin çalışmak zorunda kalan çocukları ve gerekse göç ve diğer nedenlerle Elazığ ilinin sokaklarına çıkan çocuk ve gençlere gerçekten çok güzel hizmetler sunduğunu zaman zaman ili ziyaretlerimizde müşahede ediyorum.

Elazığ Vali Osman aydın Çocuk ve Gençlik Merkezi 2005 yılından beri yaptığı sokak çalışmaları ile sekiz yüzün üzerinde çocuk ve gence ulaşarak hizmet vermiştir. Bu çocukların beş yüze yakını kuruluş bakımında değerlendirmiş dört yüz civarı çocuk ve genç de rehabilite ederek yeniden topluma ve ailelerine kazandırılmıştır.


Elazığ Vali Osman aydın Çocuk ve Gençlik Merkezi Elazığ’daki mahallelerden çocuk ve genci taşımalı olarak kuruluşa getirerek bu çocuk ve gençlere okul derslerine katkıda bulunmak ve başarılarını artırmak için kurslar düzenlerken, çocuklarımızın sportif faaliyetlerde de başarı göstermeleri için dallarında da kurslar düzenlemekte, eğlenmelerini sağlamak sosyal rehabilitasyonlarına katkıda bulunmak için resim, müzik, bilgisayar dallarında halk eğitim Merkezi destekli kurslar düzenlemektedir.

Toplumun geleceği için güvenli sokaklar için hepimizin güvenliği ve geleceği yaptıkları hizmetlerle kendini kanıtlamış Çocuk ve Gençlik Merkezlerinin
sayılarının mutlaka arttırılması gerekir Çünkü Çocuk ve Gençlik Merkezleri suçu önlemek, cahil kalmayı önlemek hatta bu merkezlerin sayısını arttırmazsak bunun yerine yeni ceza evleri açmak zorunda kalabiliriz. Yirminin üzerinde aşkın çocuk ve gencimizi Anadolu Liselerine yerleştirmiş, üniversiteye birden fazla genci yerleştirmiştir.

Dün Çocuk ve Gençlik Merkezlerinin yokluğu ve sorunları tartışılıyordu, bugün de SHRM’ler…

Tüm Yazılar için Tıklayınız