Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 386065

  • Toplam         : 3437804

Köşe Yazarı › Yücel CAN › Kardelen
5951 kez okundu
01/02/2008

Yücel CAN / Kardelen



İnsan bütün varlıkların adeta bir numunesi. İnsan, kâinat kitabının adeta önsözü, fihristi, örneği. İnsan, adeta keşfedilen ve keşfedilmeyi bekleyen tılsımlar zinciri. Çok güzel hazırlanmış mükemmel bir sanat eseridir insanoğlu.

Bu özellik ve güzelliklerinden olacak ki her şey insanoğlunun emrine sunulmuş. Ve dünyanın yaratılmasından beri sadece doğum ve ölümle sınırlı tutulmayan bir hayatın temsilcisi ile değişik süreçlerden geçer bu yüce sanat. Her biri bir başka özel ve güzeldir insanoğlu. Bazen farklı kişilerde bir ve benzer, bazen de aynı bedende bile farklıdır insanoğlu.
Hayatın uzun bir cümle olan doğum ile başlanan ve ölümle sonuçlanan bu süreçte öğrenerek bir şeyler yaşar insanoğlu. Önce şekillenen bir vücut ve sonra da bazı basit kelimelerle şefkat kucağına muhtaç düşe kalka da olsa yürümeye inat bir mücadele ile hayatta ben de varım mücadelesi. Daha sonra en yakınlarının da desteği ile öğrenme ile şekillenen bir hayatın başka merdivenleri.

Tarihsel süreç içersinde farklı da olsa herkesin kendine özgü metotlarla yetiştireceği bir yolculuk. Her şey şekilden öte insan olabilmek için…

Farklı zamanlarda, farklı zeminlerde ve farklı şekillerde öğrenilen bir hayat. Bazen deneme- yanılma, bazen şartlanma ve dahası bilinçli bir şekilde öğrenilen hayatta birçok rehberler vardır insanoğlunun kendine. En yakın aile, akraba, eş-dost, eğitim gördüğü çevre. Dahası arifler, bilginler, düşünürler, yöneticiler, sanatkârlar insana şekil verme ve insanı mutlu etme adına silinmez altın yaldızlı harflere genç kalmışlar hep ifadelerinde.

Her şey kendi kendine yeterli olmanın ötesinde çevresine de faydası dokunan, dünyanın devamında sağlam bir karakterle karınca misali de olsa hayata katkıda bulunmak için.

Hayatın bir amacı, hedefi olduğuna ve insan başıboş yaratılmadığına göre!
Güzelin, doğrunun, şefkatin, sevginin, kültürel yaşam değerleri ile uyumlu azimli, güvenilir, samimi, ilkeli, vakur bir hayatı kim arzu etmez ki?
Asıl meselede bu anlamda vizyon ve misyon sahibi bir insanlık haritasında insanı ön plana alarak insana değer verebilmektir. Defolu, hatalı, kusurlu bir mal ve hizmetin alıcınsın rağbetinin düşük olması gibi. Asıl mesele sayıca da az olsa kale gibi olabilmek, yıkılmamak. Yani kaliteli bir insan olabilmek.

İnsanı insan yapan değerleridir, kendisidir, benliğe girmeden kendindeki ben olabilmektir. Bu anlamda ilkelerin getirdiği olmazsa olmazlar onurlu bir hayatın ta kendisidir. Şahsiyetli bir kişilikle yoğrulmuş vatan, millet, bayrak, egemenlik gibi tarihi mirasa sahip değerleri karşılıksız bir şekilde, hiçbir beklentiye girmeden mücadele ederek hayata anlam katarak insanlığı zenginleştirmektir. Hayatın en zor şartlarında bile gülerek hayata yeniden merhaba diyebilmek ve her mücadeleyi olgunlukla karşılayarak yılmadan tecrübe adına inadına hayata anlam katabilmek adına mücadele edebilmek. Kışın en zor şartlarında bile kardelen olabilmek…

Hiç kimse yalnız birkaç yıl yaşamakla ihtiyarlamaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerinin yok olmasıdır. Yıllar cildi buruşturabilir, fakat heyecanların, fikirlerin feda edilmesi ruhu buruşturur. Üzüntü, kuşku, korku, maneviyatsızlık, kendine güvensizlik ve yeis; bütün bunlar başları eğen ve ilerleyen ruhu tekrar gerisin geriye götüren çok uzun yıllardır.
Tarihin insana yön gösteren güzelliklerle dolu olduğunu tekraren hatırlamak zihinlerde yer bulmaktır.
Bu anlamada Edebali’nin Osman Gazi'ye Nasihatleri çok eskiden söylense dahi insanların yaşadığı süre içerisinde kendisine rehber edineceği veciz söylerdir. Bakın Edebalı insanı nasıl tarif ediyor, neler fısıldıyor kulaklara ve gönüllere:
İnsan Olmak;
"Eğer Bütün Etrafındakiler Panik İçine Düştüğü Ve Bunun Sebebini Senden Bildikleri Zaman
Eğer Sen Başını Dik Tutabilir Ve Sağduyunu Kaybetmezsen;
Eğer Sana Kimse Güvenmezken Sen Kendine Güvenir Ve Onların Güvenmeyişini De Haklı Görebilirsen;
Eğer Beklemesini Bilir Ve Beklemekten Yorulmazsan Veya Hakkında Yalan Söylenir De Sen Yalanla İş Görmezsen,
Ya Da Senden Nefret Edilir De Kendini Nefrete Kaptırmazsan, Bütün Bunlarla Beraber Ne Çok İyi, Ne De Çok Akıllı Görünmezsen;
Eğer Hayal Kurabilir De Hayallerine Esir Olmazsan, Eğer Düşünebilip De Düşüncelerini Amaç Edinebilirsen,
Eğer Zafer Ve Mağlubiyet İle Karşılaşır Ve Bu İki Hokkabaza Aynı Şekilde Davranabilirsen;
Eğer Ağzından Çıkan Bir Gerçeğin Bazı Alçaklar Tarafından Ahmaklara Tuzak Kurmak İçin Eğilip Bükülmesine Katlanabilirsen, Ya Da Ömrünü Verdiğin Şeylerin Bir Gün Başına Yıkıldığını Görür
Ve Eğilip Yıpranmış Aletlerle Onları Yeniden Yapabilirsen;
Eğer Bütün Kazancını Bir Yığın Yapabilir Ve Bir Yazı Tura Oyununda Hepsini Tehlikeye Atabilirsen
Ve Kaybedip Yeniden Başlayabilir Ve Kaybın Hakkında Bir Kelimecik Olsun Bir Şey Söylemezsen;
Eğer Kalbini, Sinirlerini, Kaslarını Yıprandıktan Sonra Bile İşine Yaramaya Zorlayabilirsen
Ve Kendinde "Dayan" Diyen Bir İradeden Başka Bir Güç Kalmadığı Zaman Dayanabilirsen;
Eğer Kalabalık Topluluklarda Konuşup Onurunu Koruyabilirsen, Ya Da Krallarla Gezip Karakterini Kaybetmezsen;
Eğer Ne Düşmanların Ne De Sevgili Dostların Seni İncitemezse;
Eğer Aşırıya Kaçmadan Tüm İnsanları Sevebilirsen;
Eğer Bir Daha Dönmeyecek Olan Dakikayı, Altmış Saniye Koşarak Doldurabilirsen;
Yeryüzü Ve Üstündekiler Senindir ve Dahası Sen Bir İnsan Olursun Oğlum"

Asıl mesele zor hayat şartlarında tarihten ders alarak bugün için muhasebe yaparak tekrarlı hatalar zinciri ile tarihi tekerrür ettirmemektir. Ve iyiyi, doğruyu, güzeli ve değerler etrafında anlam kazanan bir hayatı paylaşarak yarına ümitle bakarak sevgi ve hoşgörünün hakim olduğu huzurlu bir hayat için yeni bir temiz sayfa açmaktır.
Yani dünü unutmadan, gerçeklerle yüzleşip yarına ümitle bakarak yeni günlere ve yıllara taşınacak güzelliklerle beraber gerçek anlamda insan olabilmektir.

Tüm Yazılar için Tıklayınız