Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386087

  • Toplam         : 3438961

Köşe Yazarı › Yücel CAN › KURT KAPANI
5714 kez okundu
04/01/2012

Yücel CAN / KURT KAPANI



Feci bir hastalık, acı feryat karşısındaki şaşkınlığı yaşayanların yanında bu işle uğraşan bir sağlık görevlisinin bir müdahale veya ölümü çok basit bir şekilde karşılaması, egs oldu(öldü) demesinin rahatlığındaki şaşkınlığınızı gizleyemez ve belki de eleştirirsiniz.


Bir ölüm karşısında yıkılan insanların hüznünde yüzlerce ölü ile birlikteliği paylaşan imamın yoğun bir acı tablo karşısında oldukça rahat tavırları umursamaz ve vurdumduymaz tavır olarak algılanmamalıdır. Tıpkı birkaç dönemdir TBMM’nde görev yapan gelenleri görenleri iyi gözleyen, tarafsızlığı da şiar edinen şu aciz misali.


Tabloyu çok tarafsız bir şekilde okumak lazım. Seçim barajını aşmak için uğraşılar, iki bin yirmi üçü hedef gösterenler, yeni yüzlerle sıçrama yapmak isteyenler, mayınlarda kim vurduya gitmemek için tasfiyelerle yer sağlamlaştıranlar…


Öncelikle aday adayı olma riskini alarak medeni cesaret sergileyenleri kutlamak lazım. Ve ne olursa olsun görevlerine dönmeden hizmete devam etmelerinin daha hayırlı olacağı kanaatiyle aday adayı olarak ötekileştirilip sıkıntılarla boğuşturulmamalarını temenni ederim. Adaylarla ilgili Başkent Kulislerine ve Başkent’e yansıyanlara gelince;
Öncelikle TBMM’de bir kabullenmeme, ret haliyle yaşanan şok etkisi hala etkisini sürdürüyor. Ana muhalefet partisine mensup bir vekil kendi ifadesi ile adeta tecavüze uğramış gibi olduğunu söylüyor. Genel olarak partilere ciddi eleştiriler var. Milletvekillerinden bir kısmı istifa etti. Bundan sonra da eleştirilerin dozu artacak gibi. Bazı eleştiriler haklı görülse de neden dün kendin listede iken her şey güllük gülistanlık da denmiyor değil. Listeler ile ilgili yorumlar, tepkiler birkaç gün sonra duygusallıktan realiteye dönünce her şey daha rahat okunacak.


Geçen dönem iktidar partisini temsil eden hükümet yüz ellinin üzerindeki vekili listede göstermemiş, en sonlara konulan vekiller de seçilememiş ve yüz doksan civarı vekil sonuçta vekil olamamıştı. O zaman da tecrübeli biri olarak kanun çıkaracak sayının üzerinde, iki yüz doksan civarı vekilin listede yer almayacağını o dönemki vekillere söylemiştim. Bu yıl da bu rakam iki yüzü geçecek gibi. İktidar Partisinin 20 milletvekili de aday olmadığı da dikkate alınırsa. Dolayısıyla 187 kişi liste dışı kaldı.


Geçen dönem beş yüz elliden geriye kanla vekil sayısı beş yüz kırk. Bu sayıdan 267 milletvekili listede kendine yer buldu, 273 kişi de listede yer bulamadı. Arada sadece beş fark söz konusu.. Aileden sorumlu Bakanlık olan tek bir bakanın aile dışında kalması da oldukça manidar.


İktidar Partisinin büyük tasfiye ettiği listeden Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki değişiklik bir rahatsızlığın göstergesi. Listelere eleştirilerin yanında kesin listelerin açıklanmasından öncekiler dikkate alınırsa listenin pek değişmemesi, zengin bir aktiviteden öte iki bin yirmi üç hedefine yönelik kadronun olmaması. Başkentte hayal kırıklığına uğramış gibi. İki bin iki ila iki bin on bir arasında iktidar partisinin üç kez değişikliğe gittiği devlet bakanlığına ait iki bakan ile daha önceleri bakanlık yapanların listelere girememesi de bir başka dikkat çeken nokta.
Ana Muhalefet Partisi bir yandan çıtayı yükseltmek, diğer yandan da geleceği garanti altına almak için yapılan tasfiyeler dikkate alındığında 101 milletvekilinden 64’ünü listeye koymadı. Yani liste dışı kalan yüzde ellinin üzerinde. Ağır toplar dışarıda. Şimdiden muhalefet sesini yükseltmeye başladı bile.


Muhalefetin ikinci sıradaki 27 kişiyi yani %50' nin çok altında en az değişimi gerçekleştirerek aynı zamanda şu an TBMM dışında kalan eski vekillere yer vermesinin sonuçları da merak konusu. Geçen dönem bağımsız olarak seçimlere giren muhalefetin en küçük temsilcisi listenin yarıya yakınını dışarıda bırakarak siyasete dini duyguları da katarak çıtayı yükseltmek için elinden geleni yapacak gibi
En çok dikkat çeken son yirmi yılda seçim öncesi listenin heyecanın az olması. Gelecekte ne olur bilinmez ama ana muhalefet ve muhalefet partilerinin TBMM’nde temsil edilmeyen partilerin o dönemki milletvekilleri gelecek adına mecliste başka partilerin temsil edilmesine de vesile olabilir. Yine Ana muhalefetin listede yer bulamayan eski kurtları(!) daha sonra yeni bir fırsat kollayabilir. Keşkelerle başlayan cümleler çok kullanılmaya başlandı, ama nafile.


Avrupa’da Koalisyon, demokrasinin gereği kabul edilirken, Türkiye’de istikrarsızlık olarak görüldüğünden seçime ortak girenlerin baraj sıkıntısı yok demek için çok erken. Bu arada partilerden kendine yer bulamayanlar ile başka partilerde bulunanlar bağımsız olarak kendilerine yer arayacaklar. Gelelim Elazığ’a…


İktidarı temsil eden parti yirmi üçüncü dönem Elazığ’da beş milletvekilinin hepsini almıştı. Üç milletvekili ile dönemi tamamlayan iktidar partisinin temsilcisinden bir milletvekili başka bir ile kaydırılmış, bir milletvekili de yerini korumuştu. Başkente yansıyan bir şekli ile beş sıfırın bu defa zorlu geçeceği Başkent’e gelen sesler arasında. Tabii ki ana muhalefet ve muhalefetin ikinci partisi Elazığ’da iktidarı zorlayarak TBMM’nde muhalefetin, kendilerinin olması yönde de çaba sarf edecek. Bakalım zamanla neler olacak.

Elazığ’daki partiler dışında başka illerde de sekiz Elazığlı bulunmaktadır. Bunlardan dört kişi zaten daha önceki dönemlerde de vardı. Diğer illerdeki Elazığlı adayların zor da olsa milletvekili seçilmesini temenni ediyoruz. Ama sonuç ne olursa olsun birlik ve beraberliğin hakim ocağı, insanların, Elazığlıların ve Elazığ için hiç değilse asgari müştereklerde hareket edilmesi arzu edilen bir durumdur.
Tecrübeye itibar etme yerine tecrübeyi bir de ben deneyeyim mantığı adeta bir kronik bir hastalık halini almış. Üstelik tecrübe ile ilgili yaşanmışlar, atasözleri, özdeyişler, söz sahibi kişiler, büyükler… söz konusu iken. Birçok alanda aynı durum ile karşılaşmak söz konusu.


Tecrübeyi dikkate almak yerine kendim ettim kendim buldum da bir başka uygulama şekli. Bir de bildiğini pazarlayanlar var, hem de çok basit bilgiyi çok pahalıya satacak kadar tüccarlar!


Ama bilginin cimriliği olmaz, bilgiyi paylaşmak sadaka vermek, zekât vermek, hayır işlemek gibidir. Bilgiyi pazarlamanın ötesinde halka hizmeti Hakka hizmet kabul ederek bir insana hizmeti bütün insanlığa hizmet, bir insana kötülüğü de bütün insanlığa, geride hoş bir sada bırakarak ölümsüzleşmek. Asıl mesele de bu!


Bu ülkeye, insanlığa tek hizmet yolu da siyaset değildir. Kaldı ki ne olursa olsun önce hassasiyetler, hasletler, olmazsa olmazlar. Makam, mülk fani şeyler. Asıl yapılması gerekilen faniden ölümsüzlüğe varmaktır.
Yoksa TBMM’nden biraz aşağı indiğinizde Milletvekili olup da kalabalıklar içerisinde fark edilmeyen birleri çok görürsünüz. İşin içerisinde belli bire de verilen görev sona ermiştir. Rahatlıkla vatandaşın içerisine girip psikolojik bunalıma girmeden sağlıklı yaşam devam ediyorsa mesele yok.


Mesele yüksek uçan kuşların yeryüzünün kıymetini bilmesidir. Yer altı muammalarla dolu, gökyüzü semalara uzanan yol, deniz sonsuzluğun açılımı olsa da yeryüzü en sağlam ve huzurlu meskendir. Tabii bir de birçok şeyi onaylayıp güç, gönül birliğine varım, ekip anlayışı olmadan olmaz, hep birlikte anlayışının Makama geldikten sonra sırra kadem basması yok mu?
Ben birim, güç bende, hesap sorarım… mantığındaki aldatıcı benlik yok mu? İşte birlikten garabete giden yolculuğun başlangıcı ve yavaş yavaş erinin ilk demi başlamış demektir.
Bir şeyler olmak için değil, bir şeyler yapmak için haydi ümitle yeni bir sahife açmaya…

Tüm Yazılar için Tıklayınız