Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 386083

  • Toplam         : 3438733

Köşe Yazarı › Yücel CAN › NEREDEN ÇIKTI YAHU?
5280 kez okundu
03/11/2012

Yücel CAN / NEREDEN ÇIKTI YAHU?


Plan ve programlarda yer verilmeyen ve çözümü bulunmayan bir vakıadır ölüm. Her derdin dermanı var, ama ölümün yok denir ya!

Ama bugün, ama biraz sonra, yarın ya da daha sonraki gün, zamanı gelince hakikat olan ölüm mutlaka vuku bulacaktır. Ölümsüz ne bir insan ve ne de canlı söz konusudur. Yani O İlahi ifade ile “her nefis ölümü tadacaktır.” Her şey yok edilebiliyor, öldürülebiliyor ama ölüm asla! Üstelik giden ne geri geliyor, ne de getirilebiliyor.

Günlük planlarımızda da, uzun vadeli planlarımızda da ölüm yok. Belki çok uzun vadeli planlarımızda ve zorunlu olarak görmek zorunda kaldığımız bir yakınımızın ölümünde birkaç saat veya birkaç günümüzün bir gerçeğidir ölüm. Kısaca hayatın garantisi olan ölüm planlarımızda hak ettiği şekilde yer almamaktadır.

Daha birkaç hafta önce kamuoyu bir ölüm hadisesi yaşamıştı. Hiç sevmediğimiz ama maalesef sık bir şekilde kullanmak zorunda kaldığımız keşkeli ifadeler her zamanki gibi bir bir sıralanmıştı. Bir de ölene keşkeleri sorabilme imkânımız olabilse! Hem yaşayanlara sormak lazım hangi planınızı ölüme göre hazırlıyorsunuz, ölenlere de ölüm nelerinizi yarım kesti diye?

Madem ecel gizli, ölüm hak ve hakikat, zamanı belli değil, bu fani hayatta dünyaya hakim olma hırsı neden?

…Ve günlerden Salı, tarih 22.03.2011, yer Ankara. Bu defa minareden de önce yüzleri buruşturan bir haber sabahın erken saatlerinde Başkenti karaya boğuyordu. AK Grup Toplantı Salonu altyazı ile Elazığ Milletvekili Hamza Yanılmaz TOB Hastanesi Yoğun bakımda olduğunu haber veriyordu. Yapılan ziyarette de hasta yakınlarının ümitsiz hali Allah’ın takdirini ötesinde yapılabilecek hiçbir şeyin olmadığını gösteriyordu.

…Ve saat on üç otuz civarlarında acı haber her yere yayılmış gibiydi. TBMM’nde alışılmışın dışında Genel Kurul Açılışında saygı duruşu ve Grupların Başsağlığı mesajları sonrası Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, TBMM İdare Amiri Ömer Faruk Öz, bazı Bakan ve Milletvekilleri ile beraber birçok siyasi, Elazığlı, sevenleri, Elazığ’dan gelenler, tabi ki yakınları rahmetli Yanılmaz için bir aradaydı.

Burada da hayatta kalanların keşkeleri alışılmış uygulamalardan başkası değildi. Bir an şu ölüm nelere vesile oluyor demek de geldi içimden.

Bir keşke de bu dünya için keşke tartışmalar olmasa, kavga olmasa demenin sesli bir serzenişini duymamak mümkün değildi. Bu arada bu beraberliği sağlayanlara ve derneklerimize, Ankara’daki Elazığ Kültür Derneğine, İstanbul’daki MARED’e, Keçiörendeki Elazığ Harputlular Derneğine, Elazığ medyasına ve hatırlayamadıklarımıza da gönülden teşekkürler…

Peki hiçlik olmayan ölüm bu kadar soğuk mu, ölümü ölümsüzleştirme imkânı yok mu?

Bir yandan ölene yakılan ağıt ve ardından hüzün, diğer yandan dünyanın belli bir coğrafyası ile belli bir kesiminin sürekli ölümle pençeleşmesi. .

Gündemimizde milletvekili seçimleri var. Koltuklar güzelmiş bir daha bu tadı bırakmayacağız. Hele hele bedelsiz makamların, büyümelerin büyüsündeki filmi sürdürmek varken, üstelik daha çok genç ve birçok iş söz konusu iken, nereden çıktı bu ölüm yahu?

Enaniyetin ifadesi Ben kelimesi ile beraber birinci tekil ile biten cümleleri kullanmak hoş değil, ama ölümü unutmamak için Beni kullanmak zorundayız. Ben kimim, neden yaratıldım, nereye gidiyorum… gibi.

Evet ölüm hiçlik değil, yokluk değildir. Ölüm bir tebdili mekândır, terhis tezkeresidir, başka aleme göç etmektir. Mesele yaşarken ölümü hep tefekkür ederek, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmaktır.

O halde yaratılışın gayesine göre bir yaşam, salih bir evlat, sadaka-i cariye, faydalı ilim. Yani son beş yazıda ısrarla ifade edilen geride bırakılan ölümsüz bir eser, hoş bir sada…

Gelin birbirine zıt insanların bile itiraz edemediği Yunus’a kulak verelim:
“Ömrüm beni sen aldadın ah nideyim ömrüm seni. Beni deprenemez kodun ah nideyim seni.
Ölüm şarabın içmesen ah nideyim ömrüm seni. Bir gün ola sensüz kalam kurda kuşa avın olam.
Çürüyübem toprak olam, ah nideyim ömrüm seni. Miskin Yunus bilmez misin yoksa nazar kılmaz mısın?
Ölenleri anlamaz mısın ah nideyim ömrüm seni.…Ten Fanidir, can ölmez, çün gitti geri gelmez. ölür ise ten ölür, canlar ötesi değil.”
Bu vesile ile Belediye Başkanımız, Milletvekilimiz Hamza Yanılmaz’a Allah’tan rahmet, kardeşleri, ailesi, sevenleri, yakınlarına ve Elazığlı hemşerilerime sabır ve başsağlığı dileyerek, vatan, millet, bayrak, hürriyet, inanç ve değerleri için vefat eden büyüklerimizi, ebediyete irtihal edenleri tekrar rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Hoş bir sada, gerisi teferruat…

Tüm Yazılar için Tıklayınız