Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 386108

  • Toplam         : 3440277

Köşe Yazarı › Yücel CAN › ÇAYDA ÇIRA SÖNMESİN
6560 kez okundu
11/04/2010

Yücel CAN / ÇAYDA ÇIRA SÖNMESİN


Her nerede ve nasıl olursa olsun, Eyüpvari bir sabırla, İbrahimvari bir inançla, Sevgililer Sevgilisinin insana verdiği değerle, Mevlanavari aşkla, Yunusvari muhabbetle, Akifvari yürekle… insana hizmetkâr olabilmek, insana hizmet edebilmektir asıl mesele.

Hiç değilse karınca misali de olsa safını belirleyerek karınca kaderince çorbadaki tuz misali de olsa iyinin doğrunun, güzelin, estetiğin, değerlerin, yanında yer alarak Hak için Halka hizmet edebilmek ise hayatın bir diğer anlamıdır.

Daha da ötesi Fırat kenarında bir kurt kapsa kuzuyu Adli İlahi gelir Ömer’den sorar bunu mantığıyla, Senin kalbinde çocuk(insan) sevgisi yoksa Ben, Sana ne yapayım ki yaklaşımıyla, beşikten mezara kadar ilimle insanlığa hizmetin bir askeri olması duyarlılığıyla… insana hizmet edebilmektir asıl gaye-i hayat:

Teknoloji ile dünyanın bir parmakla idare edildiği ama terörün, hırsın, bencilliğin, hırsızlığın, ikiyüzlülüğün değişik kisvelerde büründüğü huzursuzluğun sebebi ne ola ki?

Körpe yavruların taşkınlığı, sopalarla devlete başkaldırı niye ki?

Eğitim, muhabbet, saygı, adalet, samimiyet, kanaatkârlık, şahsiyet, iyilik, güzellik, doğruluk, hakkaniyet, kutsal değerler… yüz kızarmadan söylenmesi ve yapılması gerekenlerin sadece bir kısmı.

TBMM Sokakta Çalışan ve Yaşayan Çocuklar Komisyonu ve sosyal hizmetlerde çalıştığım unutulmaz dönemlerin çok güzel bir ifadesi vardı; “… şefkatli bir el başımı okşadı, bana dokundu…”İşte işin sırı…

Çocukluğumuzda sokaklarda, toprakların üzerinde oynarken eski de olsa ayakkabılarımızı ya kamyon, ya taksi yapardık. Düğümlenmiş ipler bizim salıncağımız, atladığımız ipler olurdu. Taş türü şeyler, çamurdan yaptıklarımız oyuncaklarımızdı. Yollar bizim sahamız, torbalar-kâğıtlar oynadığımız toplarımızdı.

Bizim zamanımızda atari, bilgisayar, elektronik oyuncaklarımız yoktu. Ama yine de mutluyduk. Bir de hayalimizin ötesine gidemeyen oyuncaklar, taşınabilen çocuk parkları vardı ya! Antibaktariyel saha hayalin ötesinde lügatin içerisinde yer almayan bir ifadeydi.

İşin bir de yere göğe sığdıramadığımız Elazığ'mız, Gakkoşumuz, Harputumuz, Keban'ımız, Sivrice'miz… vardı. Sekiz köşeli şapka, bordo beyaz formalı gösterişi süsleyen damak tadıyla yöresel yemeklerimize tat katan babacan, kadirşinas, gönlü hoş insanımız vardı.

Madalyanın diğer yüzünde bordo beyazla özdeş, güler yüzü ile altıdan seksen altıya hitap eden, ezber bozarak gönül iklimine önem veren Türkiye ve Balkan Ülkeleri Herkes İçin Spor Federasyonunu (HİS)Elazığ’a götürmek vardı. Türkiye ve Balkan Ülkeleri Herkes İçin Spor Federasyonunu (HİS)Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Erdal Zorba ve âcizane şu garibin de içinde bulunduğu Genel Başkan Vekili ve Yönetim Kurulu Üyelerini Elazığ’a davet edebilmek, Elazığ’da da Elazığlıya yakışır bir şekilde karşılamak, Elazığ’ı da tanıtabilmek vardı.

Hem şans, hem önemli bir sınav.
Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün bir gerçek var ki 29 Ekim bir bayramdı. Ama Elazığ için bu tarih bir ikinci bir bayram. 29-30-31 Ekim tarihleri Elazığ için bir bayramdır, önemli bir dönüm noktasıdır, bir ilktir.

Çünkü bu tarih Türkiye HİS Federasyonunun ilk kez Doğu ve Güneydoğu’ya gelerek antibaktariyel sahanın Elazığ’a kazandırıldığı bir tarihtir.

Çünkü bu tarih, tırlarla oyuncakların Elazığ’a getirilerek ücretsiz oynadığı, altıdan seksen altıya eşofman, tişört, ayakkabı, kitap, sağlık malzemelerinin dağıtıldığı, çocuklar başta olmak üzere her yaştaki insanımızın bayram ettiği bir tarihtir.

Çünkü bu tarih birliğin, beraberliğin, paylaşımın, mutluluğun bir tablosudur. Dahası var. Sağlıklı bir ülke için spor yapılmasıyla amacıyla düzenlenen Çayda Çıra Şenliği, Elazığ’la beraber bölgenin de hizmetine sunulan bir etkinliktir.

Sosyal hizmet uzmanı olduğum için şenlikte çocuklarla hemhal olmaya çalıştım, yavrularımızın arasına karıştım. Gülen yavrularımızın ışıldayan gözleri sevmediğim bir şeyi ifade ediyor gibiydi. “Ah keşke” Ah keşke bu oyuncakları kaldırmasalar, oyunumuzu bozmasalar, bu güzel rüyadan uyandırmasalar diyen gözler böyle bir etkinlikte ilkleri yaşadıklarını söylüyorlardı.

Yeter ki samimiyet olsun sayının ne önemi var.

Yani kemiyet önemli değil, keyfiyet önemli. Sayı birkaç kişi ama icraat çok önemli, yapılan iş çok anlamlı. Bu hizmet için önemli olan bir diğer nokta da beklentilerin, çıkarların, endişelerin ötesinde fırsat tanıyabilmektir.

Bu anlamda bu imkânı bir bölge şehri olan Elazığ’a tanıyarak ilimize ful kadro gelen Türkiye ve Balkan Ülkeleri HİS Federasyonu Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Erdal Zorba ve Yönetim Kuruluna, bu hizmetin Elazığ’a gelmesinde etkinlik öncesinden itibaren gayret gösteren Gençlik ve Spor İl Müdürümüz Sedat acar’a, HİS Elazığ Temsilcisi Dr. Mikail Tel’e; maddi ve manevi katkısını esirgemeyen Av. İbrahim Gök’e, gizli kahramanlar Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Personeli Şefik Bilen, Selahattin Türk ve diğer personele, Fırat Üniversitesi Rektör Vekili Erdal Yılmaz ve BESYO Müdür Yrd. Doç. Dr. Bilal Çoban’a, Elazığ’ın tanıtımında ve misafirperverliğinde gayret gösteren Çetin Özmen, Ahmet can, Asım Çelik, Recai Yıldız, Nuri Çolak, Cengiz Taş, Av. İrfan Sönmez, Salih Cerit ve Güngör Çelik’e, güzide sesimiz Tekin Bulut’a, medyanın sesi Uğur İnceoğlu, Vehbi Çoşkun, Sebahattin Sarman, Murat Kuşçubaşı, İbrahim Menengiç, Murat kuşçubaşı, Yusuf Boydak ve görsel medyamızın temsilcileri Kanal23, Kanale, Kanal9, Fırat'a TV yazılı medyamızdan Günışığı ve Ayışığı Gazetesine, kısaca Elazığ’ımızın medyasının tüm temsilcilerimize, bizleri bağrına basan Elazığ’ımıza ve Elazığlı Hemşerilerimize şu ana kadar ki kalıbın dışına çıkarak bir ilkle isimleri zikrederek en kalbi şükranlarımızı arz ediyoruz.

Tatlı bir tebessüm, samimi bir yaklaşım, gönüllerin hoşluğu, insana verilen değer, geride bırakılan ölümsüz bir eser ve hoş bir sada geride bırakıldı ise ne mutlu!

Başkent’e gelen bu ses susmasın, Çayda Çıra sönmesin, umutlar yıkılmasın.

Tüm Yazılar için Tıklayınız