Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 386124

  • Toplam         : 3440708

Köşe Yazarı › Yücel CAN › BİR MİLLET VE DEVLET
6440 kez okundu
06/02/2010

Yücel CAN / BİR MİLLET VE DEVLET


İ(İlkel)S(Sapık)R(Rezil)A(Alçak)İ(İğrenç)L(Lanetlenmiş) BİR MİLLET VE DEVLET


Birilerinin gönlünü hoş tutmak, Hakkın doğrunun yolunu tutmaksa eyvallah!

Halka hizmet, Hakka hizmetse ne ala!

İnsanların benliğini tatminden öte insanlara hizmetkar olmaksa pekala!

Sırıtan sahte bakışlarla karıştırılmadan kanbağından öte insanlara kardeş, dost gözüyle bakılarak kan ve gözyaşına ağıt ile kalbimiz hüzünlenerek kendini bir Ömer gibi mesul hissedebiliyorsa aliyyü-l ala!

Evet asıl mesele şekilden öte insan olabilmek, olmazsa olmazlar karşısında türünün son örneği de olsa defosuz kalmak; insanlığı, inancı, değerleri, vatanı asla pazarlık konusu yapmadan hiçbir çıkar, menfaat ve beklentiye girmeden onurlu bir hayat sürebilmek, insan ölse de geride ölümsüz bir eser bırakmak. İşte hayatın gayesi, mutluluğu burada gizli : olmazsa olmaz hayat bu.

İt ürüsün kervan yürüsün, öküzün trene bakıldığı gibi bakılsın. Şartlar ne olursa olsun arkada kalabalıklara bakılmadan, sayıdan öte kaliteli, ilkeli, vakur insanlarla beraber yürüyerek asıl mesele iyilik ve güzellik adına bir çivi çakabilmek. Meselemiz gocunmadan insana hizmetçi olabilmektir.

Bu amaçla da yazmak ve konuşmak da ibadet gibi bir hizmettir.

Kimi, neyi, hangisini derken…

Bir zamanlar unutulmuş ama su yüzüne çıkarak yıllara rağmen yaşlanmayan Harput’ u mu, yeniden şekil kazanan atiye hazırlanan Elazığ’ı mı, tarihin ilk gününden itibaren yer altı kaynaklarının zenginliğinin toprağa gömülen, üstelik tarihi ve su gibi zenginliği ile kendi haline bırakılan Keban’ı mı, suyun ötesindeki sayfiyemiz Ağın’ı mı, gözümüz önünde göremediğimiz güzellikleri ile turizm merkezi Sivrice’yi mi, meyveleri bile başkalarına mal edilen Baskil’i mi, bir zamanlar valilik ile adından söz edilen türkülerle anılan Maden’i mi, tarihin beyni Palu’yu mu; lalesi, mermeri ile Arıcak ve Alacakaya’yı mı, yeni bir şehir ve merkez olmaya namzet Kovancılar ile Karakoçan’ı …mı?

Yoksa Elazığ’ı tanıtabilecek organizasyonları mı, Uluova’yı mı, Kuzova’yı mı, Elazığspor’u mu, yeni hizmet birimlerinin belirlenmesi amacıyla projelerle dolu çizilecek yeni bir haritayı mı, Albay Hacı Hulusi Yahyagil gibi Çanakkale’nin, İstiklal Savaşının Kahramanlarını mı, ikinci bir üniversitenin kurulması ve yeni bölümleriyle Fırat Üniversitesini, her ilçeye kurulması konuşulacak üniversite bünyesinde kurulacak bölümleri… mi?

Kişilerden öte olguları, olayları, tarihi, tarihi yazanları, bugünü yarına hazırlayanları mı?

Başkentte imrenerek ve biraz da kıskanarak izlediğimiz Rize, Kastamonu, Trabzon, Sinop, Denizli, Sivas… günlerini mi, yoksa güçlerini birleştiren Çorum ve Yozgatlılara Federasyonunu mu?

Sokakta kalan ve yaşayanların, kimsesizlerin, korunmaya, bakıma muhtaçları mı, evlat acısıyla feryatları gökyüzünü anlatanları mı?

İstanbul’un fethini gerçekleştirme nasip olan hayatı örneklerle dolu Fatih Sultan Mehmet’i mi, Demokrasinin Kahramanı ve Şehidi Rahmetli Menderes ve arkadaşlarını mı?

…Derken…

Tarihin ilk günlerinden beri fesat, kin, ihtiras, münafıklık, kan, gözyaşı, vahşetin, ıstırabın mimarı ve mümessili İsrail’in bir başka vahameti kendini göstermesinin elzemliği ile can çekişen insanlık için önceliğimiz tabi ki Gazze ve Filistin olmalıydı ve oldu da.

Yahudileri tanımayan yoktur. Hani, referans, özgeçmiş, “arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim.”, kimlerdensin, geçmişini bilmek derler ya!

Aslında İsraillilerin nasıl bir millet olduğunu bilmek için Hz. İbrahim, Hz. Musa…gibi peygamberlerin hayatına bakmak yeterli. Düşünsenize kendine din anlatan ve kendinden olan peygamberleri öldüren başka bir millet de yok yeryüzünde. Ve Kuran ve bozulmamış Tevrat Yahudileri en güzel anlatan kutsal kitaplarımız

Biz farklı din demeden çocuklarımıza Musa, İbrahim, İshak, İsa… isimlerini veriyoruz. Ama onlar kinlerinden, düşmanlıklarından çocuklarını Muhammed olarak çağıramıyorlar.

Yahudiler bire bir milletlerle kavga halinde oldukları için hep gerçek yüzlerini gizlediler. Ve maalesef Naziler, İsraillilerin bir noktada kamuflajı olmuş, zalimken mazlum olmuş, sözüm ona soykırım edebiyatıyla dünyayı uyuta gelmişler. Soykırıma uğradığını söyleyen İsraillilerin sığındığı kucak da unutmasınlar ki Türkler olmuştur.

Çeken anlar derler ama İsrailliler, öldürülmeyen İsrailliler için beddua edileceğini söyleyen Adolf Hitler’i haklı çıkarıyorlar sanki. BM’e İsrail’le ilgili yüzün üzerinde şikayet dosyası var, İsrail insanlık dışı uygulamalarını anlatan Küçük Kızın Babasına Ağıtını ve Küçük Muhammed’e sıkılan kahpe ve acımasız kurşunlara Dünya yeterince ses çıkaramamıştı.

Türkiye dışında Arap ve İslam dünyasının yıllarca sessizliğini de anlamak mümkün değil.

İsrail denince akla zulüm, kan, gözyaşı, barbarlık, soykırım… İşte İsrail. Dedik ya birileri, bazı güçler zulmü ya görmek istemiyor, ya da İsrail’in gerçek yüzünü görmek istemiyordu.

Şımarık ve küstah İsrail, pervasız ve hukuksuz bir şekilde Filistin’de, Gazze’de tam anlamıyla insanlık suçu işleniyordu. Sonuçta farklı milletlere, dinlere ait otuz iki devletin duyarlı insanları bir araya gelerek öldürülmeyen insani duygularla Gazze’ye yol alıyordu Özgürlük Filosu.

Sayıları altı yüz seksendi ama gönülleri dünya kadar büyüktü bu kahramanların. Yine Türkiye bayraktarlık yapıyordu çileli bu tatlı yolculuğa. Küçük Asker Kaan, anneler, çocuklar, yaşlılar, din adamları, milletvekilleri, gönüllü kuruluşları temsil eden ve zulme duran yürekli insanlar beyaz bayrakla Uluslar arası deniz sahasında alçak, pervasız, gaddar, zalimlerin kanlı baskınlarına dur diyemiyorlardı. Sonuçta yaralı, ölü, esaret… Ama İsrail
ilerin bu zulmü farklı bir yüzünü gösterdi dünyaya.

Şimdi herkes daha iyi tanıdı İsraillileri. Kim ne derse desin cami duvarı ile kendi sonunu getirerek inişe indi İsrailliler.

Barbar, katil, fesat gibi unvanlarına korsan ve kabile özelliği ile beraber İsrail’in zulmü artık dünya tarafından tescillendi. Ve İsrail artık yeni başlayan bir milat ile kendi sonunu getirerek o güvendiği lobi ve devletlerin gölgesinde de barınamayacak artık. Dahası Müslümanlar ile Hırıstiyanlar arasında daha yakın bir ilişkinin adımları hızlanacak.

Tabi nüfusu birkaç milyon olan İsrail’in gücü nereden kaynaklanıyor, arkasında kimler var, ilk kez yapılan bir deniz üssüne saldırı ve giderek artan terör eylemleri tesadüf mü?

Sevgililer Sevgilisinin buyurduğu gibi Gargat Ağacı, İsraillilerin tek dostu olacak ve yalnızlığın mahkumu olacak. Yaşasın yaşasın zalimler için cehennem!

İ(istenmeyen)s(sebeplerin) r(rezil) a(arsız)i(iğrenç)l(lekesi) İşte İsrail…

Tüm Yazılar için Tıklayınız