Yücel CAN / TÜRKİYE PENCERESİNDEN ERZİNCAN DEPREMİNE KADAR DEPREMLER
Başkent Postasından selamla merhaba dedik. Gündem deprem olunca önce depremi güncel olarak ele aldıktan sonra dünya penceresinden depremi değerlendirdik. Şimdi ise depremi Türkiye penceresi ile ele alacağız.
Bir kere başta coğrafi yapı olmak üzere birçok açıdan değerlendirilen Türkiye’mizi çok iyi bir şekilde tanımak ve tanımlamamız gerekir ki depreme karşı koruyucu-önleyici-tedavi edici tedbirlerimizi alalım.
Deprem olarak Türkiye, sismik olarak oldukça aktif bir ülkedir ve hem Avrasya levhası, hem de Arap levhası ile Afrika levhası arasında yer almaktadır. Ayrıca; kendi sınırları içerisinde Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı ile deprem kuşağındadır.
Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu Fay Hatları yanal atılımlarla gerçekleşirken, Batı Anadolu Fay Hattı ise normal faylarla gerçekleşerek Ege'nin genişlemesine sebep olmaktadır. İran-Irak sınırında yer alan ve Afrika levhasının ana parçalarından biri olan Bitlis-Zagros Fay Hattı ise, Türkiye'nin doğusuna itme kuvveti uygulamaktadır ve bu yüzden dalma-batma zonu gerçekleşmekte, bu sebepten dolayı Doğu Anadolu Bölgesi her yıl birkaç milimetre yükselmektedir.
Tarihi kayıtlarda MS 17 yy’de Alaşehir merkezli şiddeti tespit edilemeyen deprem ayrıca on iki ilden de hissedilmiş. MS 13 Aralık 115 tarihinde 7,5 şiddetinde Antakya merkezli depremde 260.000 kişi hayatını kaybetmiştir.19 Mayıs 526 tarihinde yine Antakya’da sekiz şiddetinde olan depremde 300.000 olan nüfusun 250.000’i hayatını kaybetmiştir.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafya, 1500'lü yıllardan itibaren farklı zamanlarda 7 ve üstü büyüklüğünde 23 depremle sarsıldı.
Sismik açıdan oldukça aktif bir ülke olan Türkiye, Avrasya-Arap-Afrika levhası arasında yer alıyor. Türkiye, sınırları içerisinde Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattıyla deprem kuşağında bulunuyor.
Uzmanlar, "Türkiye nüfusunun yüzde 60'a yakınının, faal olan ve zarar verebilen deprem alanları üzerinde yerleştiğini ifade ediyor. Bundan dolayı Türkiye'deki binaların kentsel dönüşüm projesi kapsamında depreme dayanıklı yapılması hedefleniyor.
AA muhabirinin derlediği verilere göre, uzmanlarca büyüklüğü 7 ve üstü olan depremler "tehlike" arz ediyor.
Bu kapsamda Türkiye'de 10 Eylül 1509'da 7,2 büyüklüğünde "Büyük İstanbul Depremi", 23 Şubat 1653'de 7,5 büyüklüğünde "Doğu İzmir Depremi", 17 Ağustos 1668'de 8 büyüklüğünde "Anadolu Depremi", 10 Temmuz 1688'de 7 büyüklüğünde "İzmir Depremi", 3 Nisan 1881'de 7,3 büyüklüğünde "Sakız Adası Depremi" ve 10 Temmuz 1894'te 7 büyüklüğünde "İstanbul Depremi" oldu.
1900-1939 yılları arasında ise 9 Ağustos 1912'de 7,3 büyüklüğünde "Mürefte Depremi", 18 Kasım 1919'da 7 büyüklüğünde "Ayvalık Depremi" ve 7 Mayıs 1930'da 7,6 büyüklüğünde "Hakkâri Depremi" meydana gelmiş.
1939-2018 yılları arasında Erzincan, Erbaa, Lâdik, Gerede, Yenice, Fethiye, Abant, Manyas, Gediz, Muradiye, İzmit, Düzce ve Van depremleri yaşandı.
1939-2018 arasında 7 ve üzeri 14 büyük deprem oldu
İlk olarak 27 Aralık 1939'daki 7,9 büyüklüğünde "Büyük Erzincan Depremi"nde yaklaşık 33 bin kişi hayatını kaybetti, 100 bin kişi yaralandı ve 116 bin civarında bina yıkıldı. Erzincan depremi, dünyada meydana gelen büyük depremlerden biri olarak sayılıyor.
Bu deprem, Türkiye sınırları içerisinde yaşanmış en büyük sarsıntı oldu. Bu depremle birlikte ilk defa Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın varlığı anlaşılmaya başlandı ve Türkiye'de depremle ilgili konular ele alındı.
Tokat Erbaa'da 1942'de 7 büyüklüğünde meydana gelen depremde 3 bin can kaybı yaşandı. Samsun'un Ladik ilçesi yakınlarında 26 Kasım 1943'te "Ladik Depremi" meydana geldi. 7,2 büyüklüğündeki geniş bir alanı etkileyen depremde 4 bin insan yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı ve binaların yüzde 75'i yıkıldı.
Bolu Gerede'de 1944'te 7,5, Çanakkale Yenice'de 1953'te 7,2, 1957'de Muğla Fethiye'de ve Bolu Abant'ta 7,1, Manyas'ta 1964'te 7 büyüklüğünde çeşitli depremler meydana geldi. Türkiye tarihinin büyük depremlerinden "Varto"
Muş'un Varto ilçesinde 19 Ağustos 1966'da 6,9 büyüklüğünde deprem yaşandı. Bu deprem, ülke tarihinde büyük hasarlara yol açan depremlerinden bir tanesi olarak biliniyor. Aynı yıl içinde Varto'da 2 ayrı sarsıntı oldu. İlki 7 Mart'ta 14 kişinin ölümüyle ve 75 kişinin yaralanmasıyla, ikincisi ise 19 Ağustos'ta 2 bin 394 kişinin ölümü ve 1500'e yakın kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı.
Daha sonra 1967'de 7,2 büyüklüğünde Mudurnu, 1970'te de 7,2 büyüklüğünde Gediz depremleri oldu.
Van'ın Muradiye ilçesinde 24 Kasım 1976'da 7,5 büyüklüğündeki depremde, enkaz altında hayatını kaybedenlerin yanı sıra sıfırın altında 17 dereceyi bulan soğuk hava nedeniyle donarak ölümler de gerçekleşti.
İşte tarihin sayfalarında bizimle yaşayan ve biz kendisiyle yaşamaya alışamadığımız depremler…