Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 379258

  • Toplam         : 3406091

Köşe Yazarı › Ahmet ÖZYANIK › YUVAYI DİŞİ KUŞ YAPAR
18360 kez okundu
25/11/2022

Ahmet ÖZYANIK / YUVAYI DİŞİ KUŞ YAPAR


YUVAYI DİŞİ KUŞ YAPAR
Yuva, kuşlara özgü bir kavram olarak bilinse de sosyal hayatta ve edebiyatımızda aileyi ifade etmek için kullanılır. Aile de bir nevi yuvadır.
“Yuvayı dişi kuş yapar” ya da “yuvayı yapan dişi kuştur” atasözü ailede hanımların önemini ortaya koymaktadır. Benzer pek çok atasözünde de aileyi hanımların kurduğu ve ayakta tuttuğu mesajı verilir. Nikah törenlerinde evlenme cüzdanı bu yüzden geline verilir. Geline, annelik çağrısı yapılması da âdettendir. Sayın Cumhurbaşkanımız katıldığı nikah törenlerinde de “en az üç çocuk” vurgusu yaptığı bilinir.

Aile, nikah akdiyle başlayan birlikteliği ve toplumsal bir değeri ifade etmektedir.
Aile, toplumun temel yapı taşı ve çekirdeğidir.
Ailenin parçalanması atomun parçalanması gibidir.
Biri doğal hayatı, diğeri ise sosyal hayatı yok eder.
Son dönemlerde yürütülen “psikolojik savaşın” odağında aileyi parçalamak vardır. Sosyal medya üzerinden köpürtülen, küresel güç merkezleri tarafından da desteklenen “cinsiyetsizleştirme” ve “aile kurma arzusunun yok edilmesi” ne yönelik beyin yıkama operasyonlarının hedefi de ailedir.
Bu kampanyalarla aynı zamanda ailelerin parçalanması ve dağılması arzu edilmektedir. Parçalanmış aileler, toplumdaki çözülmenin ve dağılmanın başlangıcıdır.
Bu nedenle, aile kurumunu koruma ve güçlendirme toplumumuz için bir “Beka Sorunu” dur. Gündemde olan anayasa değişikliği ile hazırlanacak olan, “Türkiye Aile Politikası ve Strateji Belgesi” ülkemiz için vazgeçilmez ve ertelenemez bir ihtiyaçtır. Ailenin yapısal olarak güçlendirilmesi, aile içi bağların sağlamlaştırılması, aile kurma arzusunun tüm kesimler ve mecralar tarafından teşvik edilmesine bağlıdır.
Aileyi ayakta tutacak olanlar ise ev hanımlarıdır.
Geleneksel aileden çekirdek aileye geçişte ev hanımı varlığını korumuştur. Geleneksel aile yapımız “ata erkil” özellikler barındırırken, çekirdek aile yapımız ise ev hanımlarının aileye sahip çıkmasıyla “ana erkil” bir noktaya taşınmıştır. Bu dönüşüm, hükümetin daha fazla ev hanımlarına odaklanmasını zorunlu kılmaktadır.
Sosyal hayatımızın değişmesine rağmen aile yapımız, ev hanımı merkezli varlığını korumuştur. Ev hanımı, ailenin merkezidir. Evin bütün yükü onların omuzlarındadır.
Eşlik, annelik, evde büyükler varsa gelinlik de ev hanımlarının diğer rollerinin bir kısmıdır. Hele hele, üç-dört, hatta beş evladını doğrudan, büyüten ve üniversite kazanıncaya kadar yıllarca sırtlayan anneler, aynı zamanda herhangi bir gelire, dahası güvenceye de sahip olmadan yıllarca bu yükü taşırlar. Kısaca, ev hanımları nikahla tescillenen birlikteliği, aileye ve yuvaya dönüştüren isimsiz kahramanlardır. Eve ne gelirse onunla yetinmek ve onu yetirme becerisini gösterdikleri için, “yuvayı yapan dişi kuştur” sözü tam anlamını bulmaktadır.
Aynı sırrı “liteskünü ileyha” olarak ifade edilen ilahi kelamda da görmekteyiz. Her ne kadar evin reisi erkek ise de, evin direğinin de hanımlar olduğu unutulmamalıdır. Aile politikalarının yeniden şekillenmeye başladığı günümüzde, ev hanımlarına odaklanılması, aile içinde ev hanımlarının güçlendirilmesine yönelik hukuksal ve yapısal çalışmalara ağrılık verilmesi, başka bir deyişle ev hanımlarına omuz verilmesi isabetli olacaktır. Ev hanımlarını güçlendirmeye yönelik alınabilecek birkaç tedbiri sıralayabiliriz:
1- Annelik sigortası
Devlet memurlarına doğum öncesi ve sonrasında verilen ücretli/ücretsiz izin dönemlerinde sosyal güvencelerinin (yaşlılık ve diğer sigorta primlerinin kesilmemesi uygulaması) devam ettiği gibi, devlet memuru olmayan çalışan ve çalışmayan diğer tüm anneleri kapsayacak şekilde yeniden düzenlenebilir. Böylece, tüm anneler doğumdan önce ve sonrasını kapsayan belirli sürede sigortalı (sağlık güvencesine ilave olarak özellikle yaşlılık sigortası kapsamına alınması) olmuş olurlar.
2- Çocuk yetiştirme ödeneği Pek çok anne, doğumdan sonra bebeğini üçüncü kişilere bırakarak, yeniden iş hayatına dönmektedir. Annelere süt izni, kreş ve ebeveyn desteği ile part time çalışma imkânı verilse de, çocuğun kişilik gelişiminde ilk iki yıl kritik öneme sahip olduğu için bu tedbirler, annenin yerini tutamamaktadır. Kaldı ki, işyerinin uzaklığı vb. sebeplerle bu imkândan da çoğu anne yararlanamamaktadır.
Anne-çocuk ilişkisini güçlendirme adına çocuğuna bakmak için ücretsiz izin alan annelere devlet tarafından teşvik edilebilir. Bu teşvikler, doğumdan itibaren ilk iki yıl süresince annenin sigortalarının (sağlık ve yaşlılık sigortaları) devlet tarafından ödenmesi ile çocukların temel bakım/besin ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması şeklinde olabilir.
3- Şemsiye yaşlılık sigortası Eşi çalışmayan kocaya verilen aile ödeneği güncelliğini yitirmiş ve sembolik düzeyde kalmıştır. Mevcut durumda amaca da hizmet etmemektedir. Evin tüm yükünü taşıyan ev hanımları olduğu için “aile ödeneği” “şemsiye yaşlılık sigortası” olarak yeniden düzenlenebilir. Böylece, ev hanımları yaşlılık dönemlerinde de sosyal güvence kapsamına alınmış olurlar. Şemsiye yaşlılık sigortası, ailenin tüm bireyleri için, özellikle ev hanımları adına evlilik süresince yaşlılık ve emeklilik primlerinin aile ödeneği yerine ödenmesi ile sağlanabilir. Aileyi güçlendirme adına, ev hanımlarına yönelik alınabilecek başka tedbirler de mutlaka vardır.

Ancak, bu üç tedbir çarpan etki oluşturacak, ev hanımlarına moral ve motivasyon olacak, toplumda aile kurma arzusunun önündeki engelleri kaldırmak için bir başlangıç, devletin politik önceliklerinin de bir göstergesi olacaktır.

Tüm Yazılar için Tıklayınız