Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 1

  • Kişisel           : 381222

  • Toplam         : 3411708

Anasayfa » Zandan Kaçınmak ve Empati Yapmak...

Zandan Kaçınmak ve Empati Yapmak...

Çıktı Al
1044 kez okundu
01 Ocak 1970
Zandan Kaçınmak ve Empati Yapmak...


Hayat boyunca çeşitli olay ve durumlarla karşılaşırız. Bu karşılaştığımız olay ve durumlar üzerine düşünür dururuz. Düşünmemek mümkün değil. Düşünce ufkumuz, düşünce faaliyetimiz hiçbir zaman durmaz. Ne zaman ki uyuruz ya da ölürüz o zaman düşüncemiz de durur. Hatta uykuda bile düşüncemiz durmaz. Rüya görürüz. Öyleyse, ölüm dışında, zihin devamlı çalışır. İşte devamlı çalışan bu zihin hep bir şeyler üretir durur. Zihin iyi şeyler de üretir, kötü şeyler de üretir.  Zihnin iyi şeyler üretmesi, huzur, mutluluk ve ferahlık demektir. Zihnin kötü şeyler üretmesi ise mutsuzluk, umutsuzluk ve bunalım demektir. Zihnin iyi şeyler üretmesinden hayır doğar. Zihnin kötü şeyler üretmesinden ise şer doğar.

İşte bu şerri önlemek üzere, Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle emretmektedir: “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.” (Hucurat Suresi, 12)

Bu ayette “zannın çoğundan kaçınmak” emrediliyor. “Zannın bir kısmı günahtır” diye belirtiliyor. Dikkat edin burada, “namaz kılın, zekat verin” gibi, kesin bir emir sözkonusudur. Öyleyse, zandan kaçınmak gerekir.

Peki, zandan kaçınmazsak ne olur? Maazallah, bir müslümanın diğer bir müslümanı çekiştirmesine, dedikodusuna yapmasına ve arkadan çekiştirmeye kadar giden sonuçlar ortaya çıkar. Bu da “ölü eti yemek kadar” necis ve pis bir davranıştır. Tiksindirici bir davranıştır.

Evet, zan, yani zihnin kötü şeyler üretmesi ile başlayan süreç, sonunda tiksindirici bir hale dönüşüyor. Zihnin kötü düşünceler üretmesi başı, ortası ve sonu itibariyle kötüdür ve hayır getirmez. Yalnızca mutsuzluk ve huzursuzluk getirir. Öyleyse güzel düşünmek gerekir.

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi  "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır" diyerek, zihnin güzel düşünmesinin, güzel görmekle alakalı olduğunu belirtmiştir. Bu veciz sözden yola çıkarak, "her şeye, her olaya, her varlığa güzel bak ve güzel düşün, hayatın güzel olsun" demek mümkündür.

Öyleyse, “zandan kaçınmak” gerektiğinde bir ihtilaf yok. Çünkü, zan mutsuzluk ve umutsuzluk getiriyor. Peki, zandan nasıl kaçınacağız?

Bu sorunun da farklı farklı cevabı mümkündür. Daha doğrusu zandan kaçınmanın farklı farklı yöntemleri ve yolları mümkündür.

Belki de en kestirme ve en pratik yolu, “empati yapmaktır.”

Empati, yabancı bir kelime, ancak dilimize girdi ve çok fazla kullanılır olmuştur. Empati yapmak, karşılaşılan bir olay ve durum hakkında hemen kişinin iyi şeyleri düşünmesidir. Bir kişi, bir hareket mi yaptı? Bir davranışta mı bulundu? Bunun nedenlerini araştırmak için, o kişinin yerine kendini koyarak, “acaba o davranışı niye yaptı” diye düşünmektir. Ya da “ ben olsam, acaba ne yapardım” diye düşünmektir. O davranışı yapanın haklı olabileceğini kendi nefsiyle kıyaslama yaparak ortaya koymanın adı “empati”dir.

Kişi kendi nefsini bildiği ve o davranışın nedenlerini kendi nefsinde de bulduğu zaman, davranışlara hak verecektir. Böylece zandan sakınacaktır. Gerçekçi bir düşünceye kavuşacaktır. Empati yapan kişi bu düşüncesiyle, araştırmaya ve kusurları orta yere dökmeye de girişmeyecektir. Çünkü, empati yapmış ve belki de o davranışa hak vermiştir. Yukarıdaki ayette, “zandan kaçının” şeklindeki emirden sonra, “birbirinizin kusurunu araştırmayın” emri de mevcuttur. İşte, empati ile kusurların araştırılmasının yolu da kesilmiş oluyor.

Yazımın sonunda, hem zandan kaçınmak ve hem de empati yapmak noktasında ışık ve yol gösterecek bir hadis-i şerife yer vermek istiyorum: "Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, bir kişi hayırdan kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi için de istemedikçe mükemmel bir şekilde îman etmiş olmaz."

Evet, bencillikten kaçınan ve hayrı herkes için isteyen kişi, hiç kimse hakkında kötü düşünceler içinde olamaz ve herkesi kendi nefsiyle aynı duygularla kıyaslar. Bunu gerçekleştiren kişi gerçek mü’mindir. Öyleyse, gerçek mü’min zandan sakınır ve empati yapar, vesselam.

Ahmet SANDAL