Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 5

  • Kişisel           : 378949

  • Toplam         : 3405511

Köşe Yazarı › Yücel CAN › Kanayan Yara Bosna
7318 kez okundu
23/08/2016

Yücel CAN / Kanayan Yara Bosna


Kimilerine göre tarih sıfırdan başlayıp ölüme kadar süren bir ömürdür.
Kimilerine göre, bir anlayışa göre ise tarih sadece doğumla değil, doğumun ötesinden sonsuza kadar süren bir süreçtir. Ama her iki bakış açısının ortak yönü de tarihin bir başlangıcı, kaydı, yeri, zamanı, sebep ve sonucu ele almasıdır.
Bir noktada tarih sayfaları birer birer çevirerek sahralarda iz sürmek, ufuklarda dolaşmak, mekânlar ötesi seyahat etmek, okyanuslarda yüzmektir. Çevrilen sayfaların yapılarına göre mutluluk tablolarının tebessümünü yüze ve gönle yansıtmak; hüzün, vahşet, katliam, utanç sahnelerinde sahifeleri adeta zorla çevirircesine asık surat ve gözyaşını yine yüze, gönle yansıtmaktır. Ve tarih yaprakları hüzün ve mutluluk duygularının karmaşıklığı ile sıfırlardan ta bin dokuz yüzlü yılların sonlara doğru unutulmaz, hafızalarda silinmez bir vahşetin, soykırımın, kanın, vahşetin bulunduğu yaz aylarının, temmuz ayının bulunduğu sahifeye geliyor. Bu sahifede Srebrenitsa- Bosna-Hersek var.
Sahifeler ne kadar geri çevrilse de kitabın ortasını görmezlikten gelmek devekuşundan öte ne ola ki? Göz kapansa da gerçekler inkâr edilemez, gözünü kapayan sadece kendine karanlık eder. Kitap okunmamakla gerçekler inkâr edilemez, sahifeler silinerek tarih yok edilemez.
Srebrenitsa- Bosna zulmün, vahşetin, adaletsizliğin, tacizin, tecavüzün, soykırımın, yok oluşun, katliamın, ölümün kol gezdiği mekânlardır.
Srebrenitsa-Bosna ağıtların, çığlıkların, çaresizliğin gökyüzünde yankılanarak arşa yükselmesidir.
Srebrenitsa-Bosna çifte standardın adresi, insanlığın utanç penceresi, ölüme seyirci kalarak insanı ve insanlığı öldürmektir.
Srebrenitse- Bosna sahifesi nasıl okunsun ki; göz mü, yürek mi dayanır bu sayfayı okumaya?
Srebrenitsa-Bosna yüz binlerce ölü sayısının ancak çıkarılan mezarlarla tescilinden kemiklerine ulaşılan Boşnakların en genç kurbanının, şahidinin en küçüğünün 29 günlük bir bebek, en yaşlısının ise 101 yaşındaki kör bir ninedir. Nasıl kıydınız siz o körpe yavrulara, aciz insanlara!
Öyle ya rakamları bir, iki, üç, dört olan Haçlı Savaşlarındaki hıncınızın bir devamı mı yoksa? Haçlı Savaşı sizin için her halde hep devam edecek bir savaş olsa gerek…
Utanç manzaraları, kan donduran sahneler, akıl almaz oyunlar…
Ve eşlerin, babaların, erkeklerin gözü önünde önce kadınlara tecavüzler, daha sonra da toplu katliamlarla, 8.300 Müslüman Boşnak katledilerek cesetleri parçalanıp iskeletlerin çıkarılarak krematoryumda yakılarak gömülmesi. Söyleyin demokrasi ve insan hakları anlayışınızın hangi satırlarına gizlediniz bu vahşeti!
Evet, balıklara, köpeklere, hayvanlara, ağaçlara gösterdiğiniz göstermelik de olsa insanlığınızı, sevginizi neden Srebrenitsa’dan- Bosna’dan esirgediniz ki?
Yoksa siz yazdığınız vahşet senaryolarının provalarını mı yaptınız?
Uzay çağının robotlaşmış insanlığında II. Dünya Savaşı’ndan sonra meydana gelen en büyük toplu katliamının imzasının utancını, hem de BM önünde nasıl yaptınız?
Sırp askerlerinin kadınlara tecavüz etmesine, göğüslerinin kesilmesine, et doğranır gibi doğranmasına, annelerin kucağından çocukları alıp kurşunlayarak boğazlanmasına, Boşnak erkeklerinin binlercesini depolara doldurup yakılmasına neden seyirci kaldınız, hangi insanlık ve medeniyet anlayışıyla u vahşeti izah etmeyi düşünüyorsunuz?
Srebrenitsa-Bosna ayrılık acısını yaşayan çocuğun yürek dağlayan şarkı dizleri… Anne, anne seni hala rüyamda görüyorum
Abla, abi her gece rüyamda sizi görüyorum
Yoksunuz... Sizi arıyorum...
Her hareket ettiğimde görüyorum sizi.
Anne baba neden yoksunuz?
Bosna sen benim annemsin.
Bosna benim seni annem çağırırım
Bosna anne Srebrenica ablam
Yalnız olmayacağım.
Lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun.

Ratko Mladiç ile Radovan Karadziç insanlığın yüz karaları, kasap değil, insan kasabı bunlar!
Okullarda eğitim yapılır, sahalarda futbol oynanırdı. Ama tarihin yüz karaları buraları da toplu ölümlerle buraları da kana boyadılar. Bosnalı çocuğa bu ağıtın yazılmasına siz sebep oldunuz siz…
Ablam, abim hala her gece sizi rüyamda görüyorum
Yoksunuz... Arıyorum sizi...
Her hareket ettiğimde sizi görüyorum
Anne baba neden yoksunuz?
Bosna sen benim annemsin.
Bosna benim seni annem çağırırım
Bosna anne Srebrenica ablam
Yalnız olmayacağım...

Srebrenitsa’nın- Bosna’nın silahsız onurlu kahramanları, Nasır Oriçler ve Aliya İzzetbegoviçler, Siz hep rahmetle anılacak ve tarih sizin arkanızdan övgüyle bahsedecek.
Doğruya doğru. Devlet Başkanı Boris Tadiç, Srebrenitsa katliamından sorumlusu herkesin cezalandırılmasını isteyerek yayımladığı açıklamada, ''Nerede işlenirse işlensin suç suçtur'' diyor. İnsanlık Srebrenitsa- Bosna için ciddi bir sınavdan geçiyor. Hiç değilse Srebrenitsalılardan- Bosnalılardan özür dilenmeli, tarihin gerçekleri toprak altında çıkarılmalı, suçlular cezalarını çekmeli, toplu mezarlarla hayatta olanların hiç değilse yüreğine su serpilmelidir. Savaş suçlularını sadece yakalamakla değil, verilen cezalarla insanlığın vicdanı rahatlatılmalıdır. Hey Bre gafil Firari, hey insanlıktan nasibini almayan Gaddar Barbar! Geçen yıllara rağmen vicdanın seni yaptıklarınla nasıl yaşattı ki, kimin oyunlarına alet oldun, ya da kimler seni kullandı ki? Yaptıklarından olacak ki siman senin vahşetinin şekliyle hal almış sanki.
Sahi vicdansız katil! Sen masum insanları öldürürken ne kadar şefkatli ve adaletliydin ki kendine otuz günlük yasal süre istedin?
Uzay çağı denilen medeniyetin, insan haklarının, özgürlüğün, demokrasinin konuşulduğu bu yıllarda tarihi çirkefleştirenlere cevabı, yine tarihi güzelleştirenlerin ta bin dörtyüzlü sahifelerinde Bosna ile cevap vereceğiz. İşte tarihin saygı, sevgi, şefkat, özgürlük, hoşgörü kokan bin dörtyüzlü sahifeleri:
Fatih Sultan Mehmet, Bosna’yı fethettiği zaman Osmanlı devlet politikasının sonucu olarak bölge halkına dini serbestiyet getirmiştir. Fatih Sultan Mehmet'in buradaki Latin papazlarına verdiği 883 (1478) tarihli ferman suretinde;
"Nişanı-i hümayun su ki Ben ki Sultan Mehmet Han’ım; üst ve alt tabakada bulunan bütün halk tarafından su şekilde bilinsin ki, bu fermanı taşıyan Bosna rahiplerine lütufta bulunup su hususları buyurdum: Söz konusu rahiplere ve kiliselerine hiç kimse tarafından engel olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir. Bunlardan gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gerekse kaçanlara emn ü aman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerinde yerleşsinler; ne ben, ne vezirlerim ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir. Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışarıdan memleketimize getirecekleri kimselere yeri ve göğü yaratan Allah hakki için, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) hakki için, yedi Mushaf hakki için, yüz yirmi dört bin peygamber hakki için ve kuşandığım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki, yukarda belirtilen hususlara söz konusu rahipler benim hizmetime ve benim emrime itaatkâr oldukları sürece hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir."
Tarih bir kayıttır, adli sicildir ve aynı zamanda bir vicdan muhasebesidir de...

Tüm Yazılar için Tıklayınız