Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 4

  • Kişisel           : 381095

  • Toplam         : 3410932

Köşe Yazarı › Mehmet MEMDOĞLU › Almanya - PKK İlişkisi!...
3749 kez okundu
09/06/2016

Mehmet MEMDOĞLU / Almanya - PKK İlişkisi!...


Öcalan, İmralı tutanaklarında Almanya’nın PKK seviciliğini: “Suriye’de iken Almanya Gizli Servisi’nden Lummer benimle görüştü. Bizden Almanya üzerindeki eylemlerin durdurulması istendi. Grumlent isimli gizli servis üyesi ile de görüştük. Konu hemen hemen aynıydı. Biz de bunun karşılığında Almanya’nın bize karşı daha yumuşak davranılmasını istedim. Ayrıca PKK üzerindeki yasağın kaldırılmasını istedim. Grumlent 1995 yılı yaz aylarında, Lummer ise 1996 yılı yaz aylarında benimle görüştüler. Onlarla birlikte bazı parlamenterler bunlardan birisi Steinbach’tır, gazeteciler ve yanlarında sosyal demokratlardan bir bayan parlamenter de vardı. Almanya ile ilk ilişkiler 1980’lerde işçilerle başladı. 1990’lardan sonra eylemlilik sürecine girildi… PKK konusunda kendi çizgisinde kadro yaratmak istiyor. En büyük Kürt nüfus ve kuruluşlar buradadır… Kendi çizgisinde olan Kürt örgütlerini desteklemeye devam edecektir. Yalnız PKK’ya değil Ortadoğu’ya açılım politikaları var. Almanya-ABD ve İngiltere ortaklaşa kollektif bir birlik olabilir” sözleriyle dile getirmişti. (https://hasanbalcibelgeleri.wordpress.com/2012/02/07/apdullah-ocalan-ifade-tam-metin/)

1980 sonrasında Avrupa’ya yerleşen PKK’nın, Avrupa ülkelerindeki en etkin faaliyet alanları Hollanda ve Federal Almanya olmuştur. 1980 sonrasında gerek Avrupa’da, gerekse dünyada çok hızlı ve köklü politik değişiklikler yaşanmıştır. Avrupa ülkelerinin -özellikle Federal Almanya’nın Türkiye ve Orta Doğu’ya yönelik politikalarında PKK’ya özel bir rol biçilmiştir.

3 Ekim 1990 tarihinde iki Almanya’nın (Federal ve Doğu) birleşmesi, Sovyetler Birliği’nin 26 Aralık 1991 tarihinde dağılarak iki kutuplu dünyanın yıkılmasıyla birlikte ortaya çıkan siyasi boşluk sonrasında, Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesi, Türkiye ve Orta Doğu politikalarını yeniden şekillendirerek köklü değişikliklere gitmişlerdir. Sovyetler’in Avrupa’ya yönelik tehdidinin ortadan kalkmasıyla birlikte, Avrupa ülkelerinin de Türkiye’ye ilişkin politikalarında değişiklikler olmuştur. Bu siyasi ve politik değişiklikleri iyi değerlendiren ve Avrupa ülkelerinden açık açık destek gören PKK, Almanya ile birlikte Avrupa ülkelerinin tamamına yerleşerek, faaliyetlerine devam etmiştir.

Almanya, PKK için hep “özel” bir ülke olmuştur. Bunun nedeni de Almanya’nın PKK’nın Avrupa’daki ilk basın ve yayın merkezi olmasıdır. Kuruluşundan birinci konferansının yapıldığı 1981 yılana kadar kayda değer basın-yayın faaliyeti olmayan PKK, birinci konferansında alınan karar gereği, 1981 yılında Almanya’nın Köln kentinde bir dizgi tesisi satın almış “Serxwebûn” adıyla bir yayınevi kurmuştur. 1 Ocak 1982 tarihinden sonra bu yayınevinden aylık ve Türkçe olarak yayınlanan Serxwebûn dergisi -günümüze kadar yayını devam etmektedir- PKK’nın merkezi yayın organı olma rolünü üstlenmiştir.

Almanya, terör örgütü PKK ile ilgili olarak her dönemde, benzer politikalar izlemiştir. 1988-2005 yılları arasında başbakan olan Gerhard Schröder, önemli bir ortak olarak gördüğü Türkiye’nin kaygılarını dikkate almayan bir PKK politikası izlemiştir. PKK hâlihazırda Almanya’nın iç politikasında gündem olmaya devam etmektedir. Özellikle Sosyal Demokrat Partisi (SDP) ve Yeşiller Partisi içerisindeki etkinliği devam etmektedir.

Almanya’da PKK'ya yardım toplayan dernek, vakıf, enstitü görünümlü çok sayıda kuruluş bulunmaktadır. PKK’nın en büyük finansal kaynaklarının merkezinde yine Almanya vardır. Dernek görünümlü yardım merkezlerinin en önemlisi Ludwigshafen Kürt Kültür Derneği’dir.

PKK faaliyetlerinin Almanya’da resmen yasaklanmış olmasına rağmen, dernek, halk merkezi, kültür merkezi, enformasyon ve dayanışma merkezleri gibi örgütlenmeler; Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (Yek-Kom) adıyla faaliyetlerine devam etmektedirler. Bu faaliyetlerin birçoğu paravan dernekler tarafından da yürütülmektedir.

Almanya’nın PKK’ya örtülü desteğinin en önemli kanıtı, “ülkenin güneydoğusunda kullanmama şartı”yla Türkiye’ye sattığı Leopard 2 tanklarının kullanımına getirmiş olduğu kısıtlamadır. 1992 yılında gerçekleştirilen sınır ötesi harekâtta Almanya, “tankları Güneydoğu’da kullanamazsınız” demiş, Türkiye, dünyanın en iyisi olarak gösterilen bu tankları PKK terörüne karşı kullanamamıştı.

Almanya’nın PKK’ya silah ve mühimmat yardımında bulunduğu hep konuşula gelmiştir. Ve bunlar iddiadan öte haberlerdir. “PKK'nın arkasındaki batılı güçler arasında sayılan Almanya, son olarak terör örgütü için aralarında 'Bunkerfaust' füzelerinin de bulunduğu son derece modern özel silahlar üreterek bunları Hollanda Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait kargo uçakları ile bölgeye sevk etti.

Sevkiyatın güvenliği için Hollanda uçaklarını kullanan Almanya, PKK'ya teslim ettiği silahların kod numaralarını da ordu envanterinin dışında tutmayı tercih etti. Buna rağmen silahların menşeini gizleme gereği duymayan Almanlar, Bunkerfaust (BKF) füzelerinin PKK'ya teslim edilen modellerinin başına 'DM-32' kod numarasını ekledi. Buradaki 'DM' ibaresi, 'Deutsches Muster' yani 'Alman modeli' anlamına geliyor. Almanya'nın bölgeye sevk ettiği silah ve mühimmatlar arasında son derece gelişmiş özel üretim, DM32 Bunkerfaust, Panzerfaust 3 (Pzf 3), Pzf 3 EX (DM10), Pzf 3 Alt Kaliber (DM18 / DM18A1), Pzf 3 UB (DM38), Pzf 3 UB-T (DM58), Pzf 3 (DM12 / DM12A1), Pzf 3-T (DM22), Pzf 3-BT, BKF (DM32) modelleri bulunuyor.” (http://www.haberler.com/almanya-dan-pkk-ya-ozel-uretim-roketatar-7661583-haberi/)

PKK terör örgütünün Almanya’daki tüm gösterileri ve diğer propaganda faaliyetleri açık şekilde örgütün sembolleriyle yapılsa da bu eylemleri yapan gruplara polis tarafından hiçbir müdahalede bulunulmamaktadır.

Tüm Yazılar için Tıklayınız