Gündem Yeni Anayasa

 

YENİ ANAYASA AZ, ÖZ ANAYASA OLMALI. DEVLET BÜROKRATİK DEVLETTEN DEMOKRATİK DEVLETE DÖNMELİ VE DEVLET İNSAN İÇİN OLMALIDIR.

I. ULUSLARARASI KONGREDE BÜROKRATLAR BİRLİĞİNİN İLK PANELİ OLAN “BUROKRATIK DEVLETTEN DEMOKRATİK DEVLETE YENİ ANAYASA PANELİ” İLGİYLE İZLENDİ.

Başkentte düzenlenen I. Uluslararası Kongrenin, İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneğinin ilk paneli olan “Bürokratik Devletten Demokratik Devlete Yeni Anayasa Paneli”nde ortak görüşler ön palana çıktı.

 

Moderatörlüğünü Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu’nun yaptığı panelistler Anayasa Hukukçusu Yrd. Doç. Dr. Adnan Küçük ve Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Yıldız ve siyaset bilimci Yusuf Gökdoğan dünden bugüne ele alarak anayasa üzerindeki bürokrasinin vesayetinden yakındı. Konu ile ilgili görüşlerini açıklayan RTÜK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu şunları söyledi:  

 

“TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bugüne kadar yeni anayasamızın dokuz maddesini yazmış, kalanını da bu yılın sonuna kadar yazmaya devam etmektedir. Gelinen bugünkü süreçte yeni anayasanın geciktiği söylenemez, çünkü erken davranmak da geç davranmak gibi tehlikelidir. 1982 Anayasası, temeli bozuk olduğu için yapıldığı günden bugüne tartışılan bir anayasa olmuştur. 1982 anayasası halkına güvenmeyen, vesayet kokan, hukuken meşru olsa da demokratik açıdan meşru olmayan bir anayasadır. 1982 Anayasası’nın kurduğu düzen, bürokratların oynadığı bir maça benzemektedir. Nihai kararı siyasilerden ziyade bürokratların verdiği, halkın 4 yılda bir görüş verdiği bir sistemdir. 12 Eylül sisteminin insana yeterince değer verdiği söylenebilir mi? Türkiye’nin bugün en önemli sorunu olan terör sorununun çıkışında 12 Eylül yöneticilerinin katkısı vardır. Kuruluşunda 12 Eylül rejiminin büyük vebali olan teröre, Türkiye bütçesinin önemli bir bölümü ayrılmaktadır.

 

Yeni yapılacak olan olası 2013 Anayasası’nda sorunlu olan konular sayılıdır; bunlar anayasanın dibacesi, değiştirilemez maddeler, etnisite, anadil, parti kapatma, vatandaşlık, sivil asker ilişkileri ve yerinden yönetim gibi konulardır. Yeni anayasa ile zihinsel bir devrim yapılmalı, sessiz devrim sürdürülmeli, devletin insan için olduğu belirtilmelidir. Devlet bürokratik cumhuriyetten demokratik cumhuriyete evrilmeli, yasama yütütme ve yargı üzerinden vesayet kalkmalıdır. Anayasa asla ideolojik olmamalı, evrensel değerlere göre düzenlenmeli, yargı birliği sağlanmalıdır. Yeni anayasa, insan onurunu esas alan bir yapıda olmalı, insan merkezli anayasacılığın özelliklerini taşımalıdır. Ülkemizin demokrasi açığının kapatılmasında katkısı olmalı, barış ve sevgi dili kullanılmalı, dışlama ve tahakküm anlamına gelebilecek kavramlardan sakınılmalıdır. Yeni anayasa sonuçta, Mecliste bulunan dört siyasal partinin değil, milletin anayasası olmalıdır. Devlet hâkim değil hadim olmalıdır. Çetelerin, faili meçhullerin yerinin olmadığı, insan haklarına dayanan yeni bir yapı ve medeniyet inşa edilmelidir. Yeni anayasa çatışmacı, ayrışmacı veya ayrıştırmacı olmamalıdır. Yeni anayasa, çatışma ve korku belgesi olmamalıdır.”

Diğer panelistler de görüşlerini açıklayarak bürokrasiden uzak, demokratik ve katılımcı, öz ve anlaşılabilen bir anayasanın ülkenin özlem duyduğu bir anayasa olduğunu belirttiler.  

 [gallery link="file" columns="2" orderby="title"]