Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 6

  • Kişisel           : 381247

  • Toplam         : 3411758

Anasayfa » Bürokratlar Birliği Server Vakfında

Bürokratlar Birliği Server Vakfında

Çıktı Al
1169 kez okundu
01 Ocak 1970
Bürokratlar Birliği Server Vakfında


 

  Bürokratlar Birliği Genel Başkanı Yücel Can komşu STK’yı ziyaret etti.

 Bürokratlar Birliği Genel Başkanı Yücel Can, Çarşamba sohbetleri kapsamında ziyaret ettiği Server Vakfı Başkanı Ersönmez Yarbay’a Bürokratlar Birliği hakkında bilgi vererek STK’lar ile ortak çalışmaların yapılmasını önerdi. Görüşmeden memnuniyetini ifade eden Server Vakfı Başkanı Ersönmez Yarbay her türlü iş birliğine açık olduğunu söyledi. Ankara’nın nabzını tutan Necati Çavdar ve başkanlar arasındaki görüşme aynı zamanda yıllar önce TBMM çatısı altındaki nostaljiyi hatırlatması açısından da anlamlıydı.

Görüşme dışında her hafta davet edilen Server Vakfının bu haftaki konuğu da eski milletvekillerinden Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu idi.

 

SERVER VAKFI, ÇARŞAMBA Sohbetlerinde 4 Nisan 2012 akşamı konuşmacı olan Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı Bşk. PROF.DR. GÖKHAN ÇAPOĞLU " NATO ve Suriye Olayları" konusundaki görüşlerini paylaştı. Suriye olaylarını değerlendiren Gökhan Çapoğlu; "Türkiye şu anda emperyalizmin taşeronluğunu yapıyor. Suriye'deki olay; demokrasi ve insan hakları meselesi değil. Şayet konu insan hakları ve demokrasi ise başta Suudi Arabistan olmak üzere Bahreyn, Kuveyt, Katar gibi ülkelerdeki rejimlere de karşı olmak gerekir. Bazı olaylara karşı olup bazılarına karşı olmamak olmaz. Vicdani sorumluluk, tüm insan hakları ihlallerine aynı tavrı göstermekle sergilenir. İlkesel davranmak gerek. '22 Devletin sınırları değişecek' deniyordu. Sudan bölündü. Libya bölünüyor. Sıra Suriye'de." diyerek "Daha 2011 Mart'ında Suriye ile ortak Bakanlar kurulu toplantısı yapan Türkiye ile Suriye'nin arası neden açıldı.... İşler iyi giderken, ne oldu da düşman hale gelindi.... Ne oldu da Tayyip Erdoğan ABD'den daha ABD'ci oldu. Libya müdahalesine imkân veren Çin ve Rusya, Suriye'ye müdahaleye karşılar. Çünkü Libya müdahalesi sırasında Kaddafi'nin öldürdüğü insan sayısından fazla insan öldü. Suriye'ye müdahale için BM'den karar çıkaramayan ABD'den 'Esat'ın kalacağını düşünüyoruz' sözleri geliyor. Esat, kalır ise Tayip Erdoğan tam kariyerini kaybedecek. Tayyip Erdoğan neden intihar ediyor?" sorularını sordu. Prof. Çapoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: NATO,1949 da ABD'nin siyasi ve askeri hegemonyasını sağlamak üzere kuruldu. Ülkelerde siyasal iktidarları da 'Gladyo" ile kontrol ediyor. Gladyo, İtalya'da deşifre edildi. Bizde henüz deşifre olmadı. NATO, Varşova Paktı'na karşı oluşturulan bir savunma örgütü idi. 1990’larda Varşova Paktı dağıldı. NATO'nun da dağılması icap ederdi. Dağılmadı. Hem üye sayısını artırdı hem de alanını genişletti. NATO'nun kuruluşunda gayesi 'Atlantik çevresini korumak ' iken bu gün, Afganitan’da.. Libya’da ne işi var? ABD, Irak'a girdi. Irak üçe bölündü. ABD'nin temel stratejisi bölgesel gücü öne çıkmasını engellemek. Bunu bölgeyi istikrarsızlaştırarak yapıyor. PKK'yı da bunun için kullanıyorlar. 2007 de Genel Kurmay Başkanı, "PKK'yı BBG evi gibi gözetliyoruz" diyordu. İsrail Heronları ile ABD predatorleri ile istihbarat probleminizi çözemezsiniz. Sadece kendimizi kandırıyoruz. SURİYE BÖLÜNÜR İSE TÜRKİYE DE BÖLÜNÜR ABD'nin bölge petrol ve doğalgazına ihtiyacı yok. Ancak rakiplerini - Çin ve ABD'yi - kontrol etmek için bölgeyi kontrol ediyor. Esat, gider ise, çok kanlı olaylar olur. Esat gidince, Suriye, bölünür. Suriye bölününce, Türkiye de bölünür. O zaman Tayip Erdoğan -iktidarda değil - ayakta kalır mı? Bilmem. Zaten MİT, müsteşarının mahkemeye çağrılma konusunda Tayip Erdoğan zanlı durumda. Çünkü bu günkü MİT Müsteşarı, ‘Başbakan'ın talimatı ve temsilcisi olarak gittim' dedi. Geçmişten üstelik yakın geçmişten ders alınması gerek. ABD Saddam'a 'Kuveyt’e girmen bizi ilgilendirmez' dediler. Saddam, senaryoyu kendi yazdığını sandı. Oysa sadece figüran idi. Kuveyt’e girdi. Bu defa 'çık ' diye müdahale ettiler. 36. Paralel ’in kuzeyini kontrol edemez hale getirip taşeron Kürt devletinin alt yapısını oluşturdular. Türkiye'ye de 'Suriye'ye gir ' derler. Suriye'ye gireriz. Bu defa da 'çık' diye müdahale ederler. Hatta 'Kürt halkına bomba atıyorsunuz sizin Suriye'den, Esat’tan farkınız ne? ' diye bütün Güneydoğumuzu işgal edebilirler. O nedenle Türkiye, çok dikkatli olmalıdır. Dışımızda gibi görünen olay aslında bizim içimizle ilgili. Bize 'Kuzey Irak'a giremezsiniz ' diyenler NATO’nun 5. Maddesini ‘terör bahanesiyle’ işleterek NATO’yu Afganistan'a soktular. HAÇLI SEFERİNE İZMİR EVSAHİPLİĞİ YAPTI Libya müdahalesi öncesi. Fransa, 'Haçlı seferi başlatıyoruz' dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, "NATO'nun Libya'da ne işi var? diyordu. CIA başkanı gelip, beş gün kaldı. İzmir, "Haçlı Seferine " ev sahipliği yaptı. Bu olay 1071'den beri bir ilk. Türkler; hep Haçlı Seferine karşı durdu. İslam’ı yaydı. İlk defa bir Hükümet, Haçlı Seferi'ne ev sahipliği yaptı. Libya bize beş bin km. ötede. Keşke Libya'nın NATO müdahalesine karşı olsa idik. Kaddafi'nin öldürdüklerinden çok daha fazla insan Libya müdahalesinde hava bombardımanlarında can verdi. Tayyip Erdoğan, başta NATO'nun Libya'ya müdahalesine karşı idi. Ne oldu ise oldu, emperyalizmin taşeronluğuna soyundu. Bunda Wikileaks belgelerinde geçen İsviçre'deki sekiz hesabın mı, başka konuların mı tesiri var? Bir şey var, ben Tayyip beyin durumunda olmak istemezdim. Yurtdışındaki düşünce şöyle, "Tayyip Erdoğan'ın son kullanma tarihi bizim için geldi. Son kez ne kadar kullanabilirsek" diyorlar. AKP'nin dış politikasının sonuçları belli. Sıfır sorunla yola çıkıldı. Şimdi sıfır komşu ile kaldık. 12 EYLÜLCÜLERİ DEĞİL ABD'Yİ YARGILA - 12 Eylül için 90 yaşındaki kişileri yargılamak mühim değil. ABD'yi yargılayabiliyor musunuz? 12 Eylül'den önce gazetelere ilan vererek iktidar düşürenler (TUSİAD) kimlerdi? Darbelerin meşruiyeti için psikolojik ortamı NATO hazırlar. Orada tanklar durdukça Sincan'dan da geçer, başka yerden de. Ve her an darbe olabilir. Kanun değiştirmekle darbe önlenmez. Demokrasi ve hukuk devletini geliştirerek darbeleri önlersiniz. 12 Eylül’ün yüzde 10 barajını tutacaksınız, siyasi partiler kanuna dokunmayacaksınız, gençleri, gazetecileri, aydınları ve askerleri sahte delillerle hapse atacaksınız, her türlü muhalefeti susturacaksınız, emperyalizm taşeronluğu yapacaksınız, 12 Eylül’ karşıyız diyeceksiniz. Kendinizi bile inandıramazsınız. (Necati Çavdar)