Money Aidat Borcu Sorgulama
Event Etkinlik Takvimi
Survey Anket

Web Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

İstatislik Sayfa İstatisliği
  • Online Kişi   : 2

  • Kişisel           : 382084

  • Toplam         : 3413679

Anasayfa » Politika, bürokrasi ve disiplinin şehri ANKARA...

Politika, bürokrasi ve disiplinin şehri ANKARA...

Çıktı Al
1302 kez okundu
01 Ocak 1970
Politika, bürokrasi ve disiplinin şehri ANKARA...


twitter.com/burokratlarbrlg


Umudun azmin ve zaferin başkenti Ankara


Çoğu insan için gridir Ankara. Politika, bürokrasi ve disiplini çağrıştırır. Bense her gelişimde bir milletin uyanışını, umuda sarılıp zafere yürümesini hatırlarım. Bugün politikayı, griyi ve bürokrasiyi unutuyor, şehrin gurur veren rengarenk tarihinde kayboluyoruz.
Asya kıtasının en önemli yarımadalarından Anadolu… Tam ortasındaki Ankara ise başkent olmaya alışkın bir şehir. Galatlar ve Frigyalılar da yüzyıllar önce aynı görevi vermişler ona. 10.000 yıllık tarihine başka kimler adını yazdırmamış ki? Hititler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar derken Selçuklu ve Osmanlı hâkim olmuş bölgeye. Adının Frig dilinde “gemi çapası” anlamındaki “Anküra”dan geldiği söyleniyor. Kazılarda ele geçen çapa figürlü bulgular da bu söylenceyi destekliyor. Romalılar zamanındaysa ismi hepimizin aşina olduğu “Angora”ya dönüşmüş.Hacı Bayram Veli Camii

İlk olarak 15. yüzyılda yapılan Hacı Bayram Veli Cami şehrin simgelerinden biri. Bunda caminin yapısı ve süslemeleri olduğu kadar Hacı Bayram Veli’nin Anadolu insanı için önem ve anlamının da payı büyük. Şehrin etkileyici yapılarından olan Augustus Tapınağı ise caminin hemen yanında, hatta daha da yakın; çok tanrılı döneme ait tapınağın duvarları camininkilerle iç içe geçmiş.

Duvarlarında o dönemin önemli olayları Latince ve Yunanca yazıyor. Farklı dönemlere ve farklı anlayışlara sahip iki insana adanmış yapıların yan yana olması yüzyıllar öncesinde bile Anadolu insanının hoşgörüsünü ve Hacı Bayram Veli’nin herkesi kucaklayan anlayışını çok güzel simgeliyor.

1987’den beri Ankara’nın bir simgesi daha var; Kocatepe Camii. Yapı tipik bir Mimar Sinan eseri gibi duruyor. Merkezi kubbe ve çevreleyen yarım kubbeleri, kalem işleri, altın varaklar ve mermer gibi detaylarıyla klasik Osmanlı mimarisini yansıtıyor. İnşaatı 20 yıl sürmüş.

Anıtkabir

Şehrin en yüksek tepelerinden biri olan Rasattepe ya da şimdiki adıyla Anıttepe’de yer alıyor. Düzenlenen yarışmada Prof. Emin Halid Onat ve Doç. Ahmet Orhan Arda’nın eserinde karar kılınmış. 1944 yılında başlayan inşaat 1953 yılında tamamlanmış. O kadar çok şey söylenebilir ki mimari özellikleri üzerine.

Anadolu’nun dört bir köşesinden getirtilen farklı renklerde muhteşem travertenler, mermerler, devasa heykeller, gücü ve korumayı temsil eden görkemli aslanlar, Selçuklu ve Osmanlı süsleme sanatı örnekleri… Kelimelerin hepsi bir görüntüyü zihninizde canlandırabilir ama hiçbiri oradaki ruhu ifade edemez. Geniş bir merdivenden çıkıp “İstiklal” ve “Hürriyet” kulelerinin arasından geçip 24 Hitit aslanının koruduğu Aslanlı Yol’da ilerlemeye başladığınız an sizi saran “kurtuluş” ruhu onun huzuruna çıktığınızda “ya olmasalardı” sorusuyla birleşiyor.

Misak-ı Milli ve İnkılâp kuleleri arasındaki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni gezmeyi, İstiklal ve Hürriyet kulelerinde Atatürk belgesellerini izlemeyi unutmayın. Anıtkabir kitaplığı ise kurtuluş ve kuruluş mücadeleleri hakkında daha çok ve doğru bilgi edinmek isteyenleri bekliyor.

Etnografya Müzesi

Anadolu’daki yaşama ait tüm ayrıntıları ayağınıza getiriyor. Sergilenenleri görünce binanın kendisine ait zarif mimari detayları kaçırmayın. Anıtkabir yapılana dek Atatürk’ün naaşı burada tutulmuş. 1. TBMM binası bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi. Gezip de duygulanmayanı görmedim. Tarih yolculuğunuza 3. yüzyılda yapılan Roma hamamını da ekleyin.

Ankara Kalesi

Gezmeye kaleden başlayalım. İlk kaleyi 3000 yıl kadar önce Hititler yapmış. Bugün gördüğünüz Bizans İmparatoru III. Michael’in eseri. Yüzyıllardır ziyaretçilerine harika bir şehir manzarası sunuyor. Kalenin tek sürprizi bu değil. 13. yüzyıl başına tarihlenen Arslanhane Camii Ankara’nın da en büyük sürprizlerinden. Ahşap sütunları, minberi ve diğer süsleme detayları ile Selçuklu mimarisinin en başarılı örneklerinden.

Şehirdeki tek Selçuklu türbesi de bahçesinde yer alıyor. Selçuklu sanatına ait bir başka eser olan Alaeddin Camii şehrin ilk camii, 12. yüzyılda yapılmış. Ahi Elvan Camii ise 14. yüzyıla ait. Kaleiçi’ndeki 2-3 katlı, cumbalı ahşap eski Ankara evleri hikayeleriyle geçmişi kucaklıyor. Bu evlerin bazıları günümüzde restoran olarak hizmet veriyor.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Tarih seven ve öğrenmek isteyenlerin Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni mutlaka görmesi gerek. Tavsiyem gelmeden önce biraz bilgi sahibi olmanız. Aksi takdirde şekerci dükkanına girmiş çocuk misali şaşkın ve meraklı gözlerle etrafa bakınır ve birçok değerli eseri anlamadan geçersiniz. Dünyanın en zengin müzeleri arasında adı yazıyor ve tüm insanlık tarihini gözler önüne seriyor. Taş devrinden klasik dönemlere kadar insanlığın geçirdiği evrelerin tanığı olan eserleri görmek heyecan verici olduğu kadar bilinçlendirici de.

Müze açısından zengin bir şehirdesiniz. Ankara’nın ilk sanayi müzesi tarihi Çengel Han’da. Kanuni’nin damadı Rüstem Paşa’nın 1500’lü yıllarda yaptırdığı kervansaray başarılı bir restorasyon geçirmiş ve 2005 yılında Rahmi Koç Müzesi olarak sanayi tarihimizi gözler önüne serme görevini üstlenmiş. Müzenin içindeki kafede soluklanmak ise ayrı bir zevk.

Keyifli öneriler

• Yakınları ziyaret edin. Beypazarı, Gölbaşı, Kızılcahamam, Çubuk Barajı, Keskinköprü Gölü, Gordion (Yassıhöyük) listenizde olsun.

• Atatürk Orman Çiftliği tarihi ve doğayı birlikte yaşamak isteyenlere göre.

• Gençlik Parkı, Kuğulu Park, Dikmen Vadisi, Botanik Parkı Ankara’nın yeşil mekanlarından sadece birkaçı.

• Zengin bir mutfağı var ve et ağırlıklı. En meşhuru Ankara tavası.

İstiklal şairinin evi

Vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un Kurtuluş Savaşı günlerinde oturduğu ev bugün Mehmet Akif Ersoy Müzeevi. Milli mücadeleye katılmak üzere Ankara’ya gelen şaire hayran olan Taceddin şeyhi dergâhı ona tahsis etmiş. 1949’da müze olan ve geçirdiği onarımdan sonra 1984’te yeniden ziyarete açılan ev memleket meselelerine dair pek çok tartışmaya da sahne olmuş.

Şairin kişisel eşyalarının yanı sıra yöre evlerine özgü süsleme detaylarının en güzel örneklerini göreceksiniz. Siyasi tarihimizin en önemli tanıklarından olan Ulucanlar Cezaevi 2011’de müze olarak açıldı. Türkiye’de bir ilk olmanın sorumluluğunu taşıdıklarını belirtiyorlar ve “unutturmak için değil tekrar umut etmek için” insanları davet ediyorlar.

Alışveriş

AVM’ler arasında tüm şehri seyredebileceğiniz Atakule artık bir klasik. Ancak arayışınız otantikten yanaysa Hamamönü Sanatçılar Sokağı el ürünleri pazarı uğrak yerlerinizden olsun. Kaledeki Alaeddin ve Ahi Elvan camileri arasındaki Pirinç Han zamanında yolcuların konaklaması için yapılmış.

18. yüzyıla ait yapıda bugün 40 kadar dükkan var. Tarihi bir atmosferde antika ve takı alışverişi yapmak bir başka oluyor. Gözleme ve çay da size katılınca keyifler doruğa çıkıyor. Bakır eşya, halı, kilim ve antika arayışınız sürüyorsa Rahmi Koç Müzesi’nin yakınındaki Çıkrıkçılar Yokuşu’na mutlaka uğrayın. Çarşı “her zevke, her keseye” anlayışının nostaljiyle harmanlandığı bir yer. Bakırcılar çarşısını da ihmal
etmeyin.

GEZİ KEYFİ / ZAHİDE BİLSAY - BUGÜN GAZETESİ



ankara